Mehmet Ünal Taşpınar
ATATÜRK'ÜN BARIŞ HAKKINDAKİ SÖZLERİ
Yayınlanma:
1. En uzakta sandığımız bir olayın bize bir gün dokunmayacağını bilemeyiz. Bunun için insanoğlunun hepsini bir gövde ve bir ulusu bunun organı saymak gerekir. Bir gövdenin parmağının ucundaki acıdan öteki bütün organlar etkilenir. Dünyanın filân yerinde bir rahatsızlık varsa, bana ne dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla ilgilenmeliyiz. Olay ne kadar uzak olursa olsun bu ilkeden şaşmamak gerekir, işte bu düşünüş, insanları, ulusları ve hükümetleri bencillikten kurtarır”
(1937)
2. İnsanları mutlu edecek tek vasıta, onları birbilerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan hareket ve enerjidir. Dünyanın barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu, ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ve başarılı olmasıyla mümkün olacaktır. (1931)
3. “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”
4. “Uluslararası herhangi bir problemimizi barış vasıtaları ile halletmeyi aramak bizim menfaat ve düşüncemize uyan bir yoldur. Bu yol dışında bir teklif karşısında kalmamak içindir ki güvenlik prensibine ve onun araçlarına önem veriyoruz”
5. “Türkiye’nin güvenliğini amaç tutan, hiç bir ulusun aleyhine olmayan bir barış istikameti bizim düsturumuz olacaktır”
6. “Ben gerçek biçimde barış isterim. Son taarruzu yapmağa isteğim yoktu. Fakat Yunanlıları Anadolu’dan kovmak için başka çıkar yol bulamadım. Zaferde gösterdiğimiz ölçülük, Yunanlıların yıkıcılıkları ile çelişmektedir, İngiliz milletinin de artık Türkiye ile ticaret ve dostluk ilişkilerine gireceğine güveniyorum.” (26 Eylül 1922’de Daily Mail gazetesinin İzmir’deki muhabirine verdiği demeç)
7. “Dünyada milletler bir apartmanın sakinleri gibi kabul edilir. Eğer bir apartman, sakinlerinden bazıları tarafından ateşe verilirse, diğerlerinin yangının etkisinden kurtulmasına imkân yoktur” (1935)
8. “Dış politikamızda barış ve iyi ilişkiler amacı içtenlikle izlenmektedir. Umarım ki uluslararası ilişkilerde, dostluklara gerçekten bağlı olan ve hiç bir ulusun karşısında bulunmayan açık ve sağlıklı tutumumuz gittikçe daha iyi anlaşılmaktadır.” (1930-TBMM açılışında)
9. “Karşılıklı güven ve esenlik, bütün dünya uluslarının üzerinde titremesi gereken bir mutluluk ilkesidir. Ancak bu ilke bütün uluslar için gerçekleşmedikçe genel bir barışma sağlamaktan çok, sömürülmek istenen bir takım uluslara karşı bir takım güçlü ulusların yeni davranış ve ayrıcalıklar kazanmasını sağlamak niteliğinde görülse yeridir. Hele uluslararası silah alışverişinin bir takım ulusların denetimi altında tutulmasını sağlayacak tedbirlerin alınması bu kuşkuyu artırmaktadır” (TBMM-1 Kasım 1925)
10. “Barış ulusları refah ve saadete eriştiren en iyi yoldur. Memleketimizi her gün daha çok kuvvetlendirmek, her türlü ihtimallere karşı koyacak bir halde bulundurmak ve dünya olaylarının bütün safhalarını büyük bir uyanıklık içinde izlemek, barışsever siyasetimizin dayanacağı esasların başlangıcıdır”
11. “Behemehal şu veya bu sebeple milleti harbe sürüklemek taraftarı değilim, Harp zarurî ve hayatî olmalıdır.”
12. “Esaslı ıslahat ve gelişme içinde bulunan bir memleketin, hem kendisine hem çevresine barış ve huzuru cidden arzu etmesinden daha kolay izah olunabilecek bir keyfiyet olmaz. Bu samimi arzudan esinlenen dış politikamızda memleketin dokunulmazlığını, güvenliğini, vatandaşların haklarını herhangi bir tecavüze karşı bizzat savunabilmek kudreti de özellikle gözde tuttuğumuz bir noktadır” (1928)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.