Mehmet Ünal Taşpınar
AMERİKA: HÜRRİYET SEMBOLÜ ÜLKE / HERKES EŞİT, ÖYLE Mİ?
Yayınlanma:
AMERİKA
Hava cehennemî sıcaktı. Gençler plaja koştu. 17’sindeki Eugene Williams da.
Neşeyle yüzerken Michigan Gölü’ndeki o belirsiz sınırı geçti; “Beyaz Adam”ın sularına girdi.
Bir Beyaz ona büyük taşlar fırlattı. Kafası yarılan Eugene suda kayboldu. Beyaz Polis oradaydı, hiç müdahale etmedi. Söylemeli ki, çocuğu kurtarmaya çalışan beyazlar da oldu.
Chicagolu Siyahlar ayaklandı. Ayaklanma ABD’ye yayıldı. “Kızıl Yaz” dendi.
1919’du ve İspanyol Gribi salgını da vardı.
Salgının ilk dalgasında, hapsedildikleri gettolarda nispeten izole olan Siyahlar, 2. ve 3. dalgada misliyle ölüyordu zaten. 20 milyon ABD’li hastalanmış, 675 bini ölmüştü; siyahlar çoğunluktu.
7 yaşındaki Juanita Mitchell’in babası ölünce, “ırkçı Güney”den Kuzey’de Chicago’ya, teyze yanına göç etmişlerdi. Avrupa’daki savaştan yeni dönmüş Siyah enişte Cecil White’ın, ah evet, soyadı Beyaz’dı, kocaman silahla pencerede mevzilendiğini gördü.
Bakkal dükkanı arkasında, beyaz hastanelerin reddettiği siyah hastaları tedavi eden bir hekimdi Cecil.
Beyazlar 1000 kadar ev yaktı. Chicago’da 23 Siyah, 15 Beyaz öldü.
Princeton Üniversitesi’nin başındayken siyahları okula sokmayan, Beyaz Saray’da sinema tarihinin önemli filmi ama Klu Klux Klan övgüsü “Bir Milletin Doğuşu”nu izlettiren ABD Başkanı Wilson, Paris Barış Konferansı’ndaydı. Almanya ve Osmanlı’ya ceza verirken orada salgına yakalanmıştı.
Etnik kıyım ve işgal Anadolu'sunda, direnişin Erzurum Kongresi toplanıyordu o sıralar.
AMERİKA: HERKES EŞİT (mi?)
“Herkes eşittir” denen ABD'de, birçok eyalette, Siyahları eşit saymayan, mekanları, taşıtları, okulları ayıran “Jim Crow Kanunları” yürürlükteydi.
Yüzünü siyaha boyayıp Siyah Adam’ın alaycı, aşağılayıcı taklidini yapan tiyatro-dans türü öncüsü Thomas Rice’ın “Jim Crow” karakterinden almıştı adını. "Zenci" demenin bir diğer türlüsüydü!
Başta “Harlem Cehennem Savaşçıları” birliği, 350 bin Siyah orduya yazılmış, çoğu Avrupa’da savaşmış, özgüven, eşitlik, adalet duygusuyla dönmüşlerdi. Savaştan dönen Beyazlar ise bazı işleri Siyahların aldığını görüp öfkelenmişti.
Polisin de öncülük yaptığı Beyazlar, savaştan dönmüş çok sayıda Siyah askeri de linç etti. Bazıları canlı yakılmıştı.
Kadim ırkçı Güney bir yana, Kuzey’de 25 ayaklanmada 300’e yakın ölü vardı.
Bugünün ABD Başkanı, Oval Ofis’e 3. Başkan Andrew Jackson’un portresini astı. Jim Crow dönemi başkanı Jackson, Kızılderilileri katleden, süren; hiç birine özgürlük vermediği 150 Siyah köle sahibi, Siyahları “Kaderi hastalık olan ırk” sayan biriydi.
20 dolarlık banknottan resminin silinip kölelerin özgürlüğü için savaşan eski köle Harriet Tubman’ın konmasına dair kararı Trump çöpe attı.
George Floyd’un öldürülmesiyle Siyahların ayaklandığı ABD bir asır önce böyleydi işte!
Bugün bir Siyah öldürüldüğü sırada… Irk ve etnisite istatistiği tutan eyaletleri ve 100 bini aşkın Corona ölümünün yüzde 90’ını kapsayan çok önemli bir araştırmaya göre, Siyah ölüm oranı da Beyazlarla eşit olsaydı, 13 bin Siyah şu anda yaşıyor olacaktı!
Elbet ölülerin ayrımı yapılamazdı ama; Beyaz Ölüm oranı 100000’de 23, Siyah Ölüm 55’di.
New York’da Siyah Ölüm 3 kat fazlaydı.
Chicago’nun eyaleti Illinois’de Beyaz Ölüm 100000’de 25, Siyah ise 100000’de 85’di. Arizona, New Mexico’da Kızılderili ölüm oranı Beyazların 8 katıydı.
“Irk-etnisite ayrımı” sadece görebildiğimiz şiddet anlarına mahsus değil; sınıf ayrımı gibi, sistemin özünde, gündelik hayatın her an içinde, zihinlerin kıvrımlarındaydı...
Hemen her ülkenin tarihi ve bugününde olduğu gibi.
7 yaşındayken "Kızıl Yaz”ı pencereden izleyen Juanita Mitchell bugün yine Chicago’da; martta 108 yaşında oldu. İspanyol Gribi’nden Corona’ya, Eugene Williams’dan George Floyd’a, Wilson’dan Trump’a çok şeyin değiştiği, çok şeyin değişmediği bir asrın tanığı!
Irkçı Andrew Jackson, Demokrat Parti kurucusuydu… Trump, Cumhuriyetçi! Böyle bir değişiklik de oldu. Değişiklikse.
(Foto UT / New York)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.