Mehmet Ünal Taşpınar

Mehmet Ünal Taşpınar

ADALARA GİDİYORUZ

 

18'50 vapuru bekleniyor. Kadıköy akşam canlılığını yaşıyor. İki Çingene çocuk darbuka çalıyor. Adeta birbirleriyle yarışıyorlar darbukada. Haşlanmış mısır, simit, su satanlar, grenpees, vs için para toplamaya çalışan gençler, saz, gitar, saksafon çalan sokak çalgıcıları... Haydarpaşa'ya yüzünü dönmüş sigara tüttürenler, Kızılderili şarkıları söyleyip dans eden  Kızılderili otantik orkestra elemanları. (CD de satıyorlar) ve Ada Vapur İskelesinde randevulaşan insanlarla vapuru bekleyenlerin uğultulu kalabalığı. 

Kaçırdığını sanıp koşuşturanlar, erken gelip muhabbete dalanlar. Eşyalarını taşımaya çalışanlar, bankamatiklerden para çeken, yatıranlar, vapur jetonu alma telaşında olanlar, dilenciler, çiçek satan çingene kadınlar, kay-kay ve bisikletle insanlara çarpmadan aralardan geçmeye çalışan çocuklar, gençler. İskelenin kapısına yaslanıp son sigaralarını içen tiryakiler. 

Vapurda içeceği votka, rakı veya birasını sıkı sıkı saklayan kerahatçılar. Cep telefonundan başını kaldıramayanlar, kulaklıklarından şarkı dinlemeden duramayan kulaklıklı kişiler. 

Vapurda koşuşturan çocuklar, ağlayan bebekler, başka satıcılar,  elektronik çalgılı, hoparlörlü başka çalgıcılar...

En çok dikkatimi çeken iki kişi: Yaşlı Kemancı ve Balık çekilişi yapan tombalacı. 

(Yaşlı kemancıyı bazen motorlarda çalarken de görüyorum. Adaya kadar vapurda, adada içkili lokantaların önünde çalarak ekmek parasını çıkarmaya çalışır. Hayat her zaman tatlı değil.)

Şimdilerde balıkçıya sık rastlamıyorum, Beyazıt ve Karaköy'de çalıştığım zamanlarda Eminönü'nden binerken akşamları işinden dönen paralı kişilere çekiliş yaptıran bir tombalacı viski çekilişi yaptırırdı. Kınalıada'ya kadar talihli belli olur, viskisini alıp inerdi kazanan. Çoğunlukla aynı saatlerdeki yolcular olurdu. Zaten birbirlerini ya tanır veya hep aynı saatteki vapurun yolcusu, aynı adanın yazlıkçısı, komşu, meslektaş, dükkan Komşusu gibi nedenlerle birbirlerine hep aşinalığı olan kişilerdir. Yolcuların çoğunluğu Kınalıada'da indiklerinden çekilişin Kınalıada'dan önce bitmesi şarttı. Öyle oluyordu. 

?

Bir de Vapurda bir şeyler satan gezginci satıcılardan bahsetmek istiyorum.

“Abilerim, ablalarım” diye başlarlardı önceleri. Şimdi onlar da kibarlaştı; hanımlar, beyler diye başlıyorlar satış yapmaya. Ot satarlardı bir zamanlar; kantaron diye bir ot. Başka otlar da. Şimdilerde kabak, salatalık soyan limon suyu çıkaran plastik küçük aletler satanlar var. Bir zamanların “DAĞLARIN ARDINDAN BURHAN PAZARLAMA” diye satış yapan kişi de görünmüyor. Bunlar bir birlerinin satışına mani olmamak için sırayla giriyorlar salonlara. O bakımdan saygılılar. 

?

Müzik grupları var bir de.

Ve vapurdaki "Bu bölümde müzik var" tabelası görürüz şimdilerde.

Epeydir yaşlı kemancı görünmüyor. Kurra ile satış yapan balıkçı, viskici de yok ya da ben görmüyorum. Vapurlardaki büfeler belediyenin BELTUR firmasına geçeli ortada dolaşan “başka şeyler” satan seyyar satıcı kalmadı. Kağıt helvayı bile Beltur’un adamı dolaştırıyor. Simidi dahi. Pek nadir onların dışından bazıları; baloncu, simitçi görüyorum. 

Bunların hepsi birbirinden farklı renk, tad. Vapurun olduğu kadar hayatın da tadı, tuzu.

?

Bir de KAHİN’den söz etmek istiyorum. Değişik giyim kuşamı, çantası, Kadıköy’de iken  arkasındaki vitrine astığı gazete kupürleriyle dolu sıkıntı çektiği birisinden “şikayetleri”ni yazdığı küçük bildiri/pankart...

Karikatür çiziyor. Müşteri karikatürü. Anlaşılan kahinlik de yapıyor. Burgazada’da gazetecinin yanındaki bankta oturup özellikle Cumartesi Pazar günleri müşteri bekliyor. 

Bir akşam Büyükada’dan bindi vapura. Aynı vapurda gördüm.

O akşam Büyükada’dan bindi ama Burgazada’da inmedi, Kadıköy’e gidecek sanırım. 

?

Aklıma gelenleri sırasına bakmadan yazıp geçtim. 

Okuyunların kimi “hep bildiğimiz şeyler” diyecek, kimi “lüzumsuz bulacak”, kimi de “geçip gidecek” oralı olmadan.

Ben iki satır kalır diye yazdım. Bir varmış bir yokmuş olduğunda iki satır kalmışsa ne âlâ. Gerisi fasafiso.

?

Ha... aklıma yenileri gelirse yine “fasafisolar” yazacağım.

İnat bu ya!

MEHMET ÜNAL TAŞPINAR 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ünal Taşpınar Arşivi