“Veremde erken teşhis önemli”

“Veremde erken teşhis önemli”
Afyonkarahisar Halk Sağlığı Müdürü Lütfi Akgün, veremin erken teşhisle önlenebilen bir hastalık olduğunu söyledi.

Afyonkarahisar Halk Sağlığı Müdürü Lütfi Akgün, Verem Eğitim ve Propaganda Haftası nedeniyle bir açıklama yaptı. Akgün, “Tüberküloz (TB), insanlık tarihi kadar eski bir hastalık olmasına rağmen, halen bütün dünyada bir halk sağlığı sorunu olarak önemini korumaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2014 Raporu”na göre dünya genelinde tüberküloz vaka sayısında, yeni vaka görülme oranında ve ölüm oranında hızlar düşmektedir. Buna rağmen küresel tüberküloz yükü halen çok yüksektir. 2013 yılında dünya genelinde 9 milyon yeni vaka ve 1,5 milyon tüberkülozdan ölüm olduğu tahmin edilmektedir” dedi. “VEREM BULAŞICI BİR HASTALIKTIR” Akgün şöyle devam etti: “Türkiye genelinde 2005-2006 yıllarında yaklaşık 21 bin tüberküloz vakası varken, 2013 yılında verem savaşı dispanserlerine kayıtlı toplam tüberküloz vaka sayısı 13 bin 409’a düşmüştür. Ülkemizde yeni tespit edilen tüberküloz hasta sayısı her yıl yaklaşık yüzde 6-7 oranında azalmaktadır. Az da olsa diğer organlarda da görülebilen tüberkülozun, bulaştırıcılığı en fazla olan yayma (+) akciğer tüberkülozu vakalarının (balgamında verem mikrobu tespit edilmiş vakalar) başarı ile tedavi edilmesi genel tüberküloz kontrolünde en önemli hususlardan birisidir. Verem hastalığının genel belirtileri arasında; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi ve çocuklarda kilo alamama bulunmaktadır. Akciğer tüberkülozunda; öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı ve nefes darlığı şikâyetleri görülebilmektedir. İki-üç haftadan uzun süren öksürüğün olması durumunda veremden şüphelenmek gerekir. Bu tür şikâyetleri olanların en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerekmektedir. Çocukları veremden korumak için doğumdan 2 ay sonra BCG aşısı uygulanmaktadır. Verem aşısı aile sağlığı merkezleri ve toplum sağlığı merkezi verem savaşı dispanseri birimlerinde (VSD) ücretsiz olarak yapılmaktadır. Toplumu veremden korumanın en etkili yolu ise, bulaştırıcı verem hastalarının erkenden bulunması ve tedavi edilmesidir. Verem hastalığına yakalananların aileleri ve diğer temaslıları da VSD’lere davet edilerek kontrol edilmektedir. Bulaştırıcı olan hastaların yakın çevresindekilere koruyucu ilaç verilmekte olup hasta olduğu tespit edilenlere ise tedavi başlanmaktadır.” “KÜRESEL BİR KONTROL PROGRAMI UYGULANIYOR” Dünyada tüberküloz kontrolü için DSÖ tarafından küresel bir kontrol programı, ülkemizde ise aynı standartlarda ve paralelde bir Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı uygulandığını kaydeden Akgün, “Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı çalışmaları “Tüberkülozsuz Bir Dünya” oluşturmak amacıyla, Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS) ve Stop TB Stratejisi çerçevesinde kamunun yanında özel sektör, sivil toplum örgütleri ve gönüllü kuruluşlarla birlikte yürütülmektedir. Tüberküloz kontrol hizmetleri Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı tarafından koordine edilmektedir. Toplum sağlığı merkezlerine bağlı birimler olarak faaliyet gösteren verem savaşı dispanserleri de veremle mücadele hizmetlerinin en önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır. Ülkemizde verem hastalığının teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır. Tüberküloz ve dirençli tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan birinci ve ikinci seçenek tüberküloz ilaçları, Bakanlığımızca temin edilerek hastalara ücretsiz olarak dağıtılmaktadır” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.