Haz ve
hızın arttığı şeytanın, egonun ruha egemen olduğu bir döneme
girdik. İnsanların frene basıp bir durup, düşünmesi lazım, nereden geldik, nereye gidiyoruz, bu yolun sonu nereye çıkar? Diye,
bizi rahata alıştırdılar, düşünce tembeli olduk. Daha çocukken
vicdanlarımız köreliyor, sağlıklı nesiller yetiştiremiyoruz. Tanrılar, komutanlar, yarışçılar, bilim adamları yetiştirmeyi başardık ama insan yetiştiremiyoruz. Bu hızlı yaşamda çocuklarımız
yeterli sevgiyi bizden alamıyor. Sevginin anlamını bilmeden
yetişiyor, anlamadığı bilmediği bir şeyi de büyüyünce kimseye
gösteremiyor. Sonra boşanmalar neden artıyor diyorlar. Sevgisiz
bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. Bu da vicdan eksikliğine,
maddeciliğe, merhametsizliğe, tahammülsüzlüğe, robotlaşmaya
yol açıyor. Korkarım ki bu durum sonucunda insanlar hislerini
de kaybedecekler. Daha az tat almaya, daha az koku almaya başlayacaklar. Eğitim sistemimiz hep maddeye yönelik olduğu için
mana yönümüz zayıflıyor. İnsanın alma yönü gelişiyor ama olma
yanı gelişemiyor.
(BİR ARKADAŞIMIZINDAN ALINTIDIR.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.