Mehmet Ünal Taşpınar

Mehmet Ünal Taşpınar

HAYALLERİMİZ

Ninem Osmanlı kadını, Mahallede sözü geçer Kapı önü sohbetlerinde dinlenir Genellikle söylenir. Demem o ki Hani bi zamanlar yani Kubeli mahallesinde ark önünde Zamanın birinde Şimdi masal gibi gelir gençlere Bulaşık için Matıf toprağı satılırken sokak sokak, kapı kapı eşek sırtında Persil yok, Henüz Tursil yok o zaman Çamaşır makinası yok bizlerde Bulaşık makinası yok. Belki oje de yok! O zaman esbab taşı vardı, Çamaşır Çamaşır kazanında! Çivit vardı, O zaman kurna vardı hamamda, hamam tası Duş yokken, duşakabin yokken evlerde. Sabah ezanında İstasyon memurlarının ellerinde sallanan Sefertasları vardı Ve en güzeli muhabbet vardı, televizyonlar yokken Radyo vardı lambalı, Sokakta, pencerede anteni vardı kocaman. Sohbet vardı kahvede, gezekte, Gündüzde, gecede Hoş sohbet vardı. Masal değil, Bilen bilir Potin vardı, lastik-lapçın vardı kışta kıyamette giymeye Mes vardı, yemeni vardı, Tabanı otomobil lastiğinden çarık vardı Pençe, gizli pençe vardı ayakkabılara Gömleklere yedek yaka yapılırdı eskiyince değişmeye Memurlarda siyah kolluk Öğrencide siyah önlük, Hokka, divit Kalemlere bitmesin diye takılan kamış vardı. Hani okulda yerli malı haftası için elma, armut, portakal "Yerli malı, yurdun malı Herkes onu kullanmalı" Hani şarkı gibi dilimizde! Sümerbank vardı, Patiska vardı, pazen vardı Hırkalarımız el emeği, göz nuru... Bakır kap vardı Tenekeci, kalaycı vardı. Her taraf haşhaş tarlasıydı sanki köylerde Mor Beyaz, Mor beyaz! Yün, yapağı alıp satılırdı çarşıda Afyon sakızı alınıp satılırken Uzun Çarşı'da sokak ortasında Uluorta Kimse dönüp bakmazdı bu nasıl iş diye Alkoloit bilmezdik o zaman Bir tüccarlar vardı afyon ticaretinde, Bir Toprak Mahsülleri Ofisi. Huriye Aba diye bilinir Kuduz mütehassısı sanki ninem Köpek ısırmışsa gelirler, köpek dalamışsa gelirler "Benim elim değil, Hasan-ı Basri'nin Dede'nin eli" diye okur-üfler Bir lokma ekmek verir hastasının ağzına Bin dua ederek gönderirdi ninem Mutlu Sevinerek çıkardı evden konu komşu Bin duayla "Sağol Huriy'aba" Ramazan'da bi sokak aşağıda Kubeli Camii'nde Teravihte Hep aynı halının aynı yerinde. "Gak gız!" demeye fırsat vermeden yeri açılır Ya da ayrılmıştır her zamanki köşe Kubeli'de Namazını kılar hep aynı yerde. Abdullah Uluçelik İmaret'te ezan okurken Ya da bi türkü Önce "Yeşil olur İmaret'in selvisi", Yine Abdullah Uluçelik; Cemal Altıniğne, Hulusi Yamaner eşliğinde Sonra bi kırık hava "Gap'ardına da asa da goymuş galbırı Bekarları yatağından galdırı" Tahta kaşıklarla oynayan köçekler Kimi şerbet, kimi rakı Çay bardağından içecekler! Düğünde çorbayla başlayan, bamyayla biten Yiyecekler Börek, yaprak dolması, kaymaklı kadayıf tatlısı Deperotulu, etli pilav, kayısı hoşafı ve daha neler neler Bazen yirmiiki çeşit sıra yemeği derler. Çalgıcılar bi yanda Gençler bi yanda Yaşlılar bi yanda Eğlence, muhabbet gırla! "Hadi len!" demişse gaynata Fırla! Dedemin arka cebinde çevre vardı o zamanlar Yeleğinin bir cebinde cep saati lokomotiflisinden, Bir cebinde madeni paralar Saat kaç dede deyince öğlen üzeri okul arasında Şifreyi çözmüştür dedem Kuru üzüm için delikli yüz para! Ya da Muharrem'adan Şam tatlısı Otpazar Camii'nin karşı köşesinden. Babamın mendili arka cebinde Pamuklu bezden Henüz yoktu kağıt mendil bakkalda En ala çukulata gofret "Boş yok, boşa para yok!" diye çarşının pazarın bir köşesinde Kader, kısmet Çekiliş! En çok çıkacak olan yine gofret! Pazar yeri ayrı bir eğlence mekanı "Otuziki dişine kemane çaldırıyor Buz gibi gazoz" Testereyle açmazsa olmaz, Kalecik'in karında soğutmadıysa olmaz, Gazoz köpürmeden açılmışsa yine olmaz, Patlatarak ses çıkarmadıysa açarken olmaz! "Ah ne güzel nane şeker!" Mani okuyarak gezer "Cambaza bak!" "Sihirbaz Madreke gelmiş" "Haldeki bütün portakallar Arkasından gidermiş". Masala bak deme Sen delikanlı, Sen hanım kız Masala bak deme Hep masal gibi geçti Bütün gençliğimiz Hani masaldaki gibi: Zümrütü Anka kuşu hariç Bir varmış, Bir yokmuş misali Gökten düşen elmalar sizin olsun, Bütün ümitleriniz sizin Anılarımız bizim Bize kalan yaşanmış, yaşanmamış hayallerimiz, Hayallerimiz bizim! MEHMET ÜNAL TAŞPINAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ünal Taşpınar Arşivi