“100. Yılında Uluslararası Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi Sempozyumu”nun Değerlendirme ve Kapanış Oturumu Rektör Karakaş Başkanlığında Gerçekleştirildi
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) ve Türk Tarih Kurumu (TTK) işbirliğinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Afyonkarahisar Valiliği ve Afyonkarahisar Belediyesinin destekleri ile 26-28 Ağustos 2022 tarihleri arasında düzenlenen “100. Yılında Uluslararası Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi Sempozyumu”nun Değerlendirme ve Kapanış Oturumu AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş başkanlığında Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştirildi.
AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş başkanlığında gerçekleşen Değerlendirme ve Kapanış oturumunun başında, sempozyum gibi organizasyonların uzun süreçli, emek isteyen ve titizlik gerektiren organizasyonlar olduğunu belirten Karakaş, sempozyumun gerçekleşmesi için 1 yıl önce hazırlıklara başladıklarını ifade ederek sempozyum sürecini anlattı:
“Valimiz ve Belediye Başkanımızla birlikte Türk Tarih Kurumu Başkanını ziyaret ettik. Böyle bir sempozyumun 100. yılda Afyonkarahisar’a yakışacağını ifade ettik ve organizasyonu en iyi şekilde gerçekleştireceğimizi söyledik. Türk Tarih Kurumu Başkanımız Prof. Dr. Birol Çetin Hoca ise her türlü desteği vereceğini ifade etti. Süreci Valimiz ve Belediye Başkanımızla birlikte başlatmış olduk. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına giderek desteklerini istedik; onlar da her türlü desteği vereceklerini ifade ettiler. Böylece Afyon Kocatepe Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu iş birliğinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının destekleri, Afyonkarahisar Valiliği ve Belediyemizin katkılarıyla organizasyonun gerçekleşmesi için hem maddi hem de manevi desteği arkamıza almış olduk.”
6 oturumda 25 tematik salonda 98 bildiri
Türkiye içinden ve dışından 200 civarında bildiri ile sempozyuma başvuru olduğunu kaydeden Karakaş, “Prof. Dr. Gürsoy Şahin hocamızın desteğiyle, Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı hocalarımızın ciddi katkılarıyla birlikte bir Düzenleme Kurulu oluşturuldu. Akabinde Düzenleme Kuruluna verdiğimiz yetki çerçevesinde Bilim Kurulu oluşturuldu. Süreç başlatıldı. Türkiye içinden ve dışından 200 civarında bildiri geldi. Bilim Kurulumuz titiz çalışma neticesinde 100. yılda 100 bildiriye karar verdi. Cuma günü başlattığımız Cumartesi günü sonlandırdığımız sempozyumumuzda 6 oturumda 25 tematik salonda 98 bildiri sunuldu. Her oturum farklı tematik çerçevede organize edilmişti. Sempozyumun 100. yılın şanına yakışır bir şekilde gerçekleştirilmesinde titiz çalışmalarından dolayı hem Bilim hem de Düzenleme Kuruluna ve katkı sunan bilim insanlarına teşekkür ediyorum” dedi.
“Büyük Taarruz Anadolu’nun Türk yurdu olarak kalacağını dünyaya ilan etti”
AKÜ olarak Büyük Zaferin 100. yılını etkin bir şekilde kutlamak istedikleri söyleyen Karakaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Temelleri 1974 yılında Anadolu Üniversitesine bağlı Maliye Muhasebe Yüksekokuluyla atılan Afyon Kocatepe Üniversitesi, 1992 yılında üniversite olarak kuruldu. Üniversite olarak bugün 30. yılımızı kutladığımız bir kurumuz. 30. yıl ve 100. yıl bir araya geldi. Üniversite olarak çok ciddi etkinlikler planladık. Üniversite olarak bizim adımıza 100. yıl ile ilgili en büyük organizasyon buydu. Ama bunun dışında farklı organizasyonlarımız da oldu ve olmaya da devam edecek. Büyük Taarruz, Anadolu’nun Müslüman Türk milletine yurt olmasını temin eden ve Türk’ün yurdu olarak kalacağını bütün dünyaya ilan eden büyük bir zaferdi. Malazgirt ile bu coğrafyanın kapıları bizlere açılmıştı. 1000 yıla yakın süreçte biz bu coğrafyayı Türkleştirdik, İslamlaştırdık ve vatan haline getirdik. Bu vatanın ayağımızın altında kaymasını önleyen bir zafer olduğu için Büyük Taarruz ile gelen zaferin 100. yılının gerçekten şanına yakışır kutlanması gerekiyordu. Üniversite olarak da bu görevi yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.”
“Sosyal bilimlerin bütün kuramları tarih felsefeleri üzerine kurulmuş durumda”
Tarih ile ilgili çalışmalarda tarih felsefesinin, tarih tasarımının ve analitik yaklaşımların oldukça önemli olduğunu vurgulayan Karakaş, “Çünkü modern Batının bilim perspektifine baktığımız zaman özellikle sosyal bilim perspektifinde tamamen tarih felsefeleri üzerine oturtulduğunu görüyoruz. Avrupa merkezci bakış açısının kaynağında tarih felsefeleri yatıyor ve modern bilimler olarak ifade edilen sosyal bilimlerin bütün kuramları tarih felsefeleri üzerine kurulmuş durumda ve meseleyi de Avrupa merkezci bir anlayışla ele alarak evrenselleştirip bizlere de kabul ettirmişler. Bu yüzden tarihte sadece ne olduğunun değil, ne olduğunun tasarımının, analizini yapmanın ve geleceğe ilişkin perspektifler oluşturmanın da son derece önemli olduğu kanaatindeyim. Biz sosyologlar açısından da öyle. Biz tarihi, sosyolojinin mutfağı olarak görüyoruz. Bu anlamda tabi ki çalışmalar var. Bunların sayısının arttırılması önemli. Tarih bilinci oluşturma anlamında da bu tür çalışmaların önemli olduğu kanaatini taşıyorum” ifadelerini kullandı.
7 farklı ülkeden bilim insanları katıldı
Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Sarısaman ise katılım itibariyle muazzam bir sempozyum olduğunu ifade etti. Sarısaman, “Afyonkarahisar’da ve diğer üniversitelerde bu kadar katılımlı sempozyum az bulunuyor. 100. yıla bu yakışırdı. Sempozyuma 100 bildiri kabul edildi. 98 bildirinin sunumu gerçekleştirildi ve 104 katılımcı yer aldı. Bu 104 katılımcıdan yurt dışı katılımcılar da vardı. Türkiye dışından 7 ülkeden 10 civarında bilim insanı sempozyumumuza katılarak katkı sağladılar” diye konuştu.
Çağ Üniversitesi Öğretim Üyesi, Emekli Büyükelçi Prof. Dr. Ali Engin Oba, kapanış değerlendirmesinde sempozyumun tematik olarak çeşitlenmesi adına önerilerde bulundu. Oba, “Bu iki günlük toplantıda dikkatinizi çekmek istediğim iki konu var. Bir tanesi; Milli Mücadele Döneminde İstanbul Patrikhanesinin İstanbulluları toplayarak İzmir’e Yunan ordusu içinde Türklerle savaşmaya göndermesi. Bu önemli bir konu. Çünkü bu kişiler Anadolu’da Türklerin zor durumda bırakılmasında Yunan askerlerine katkıda bulunuyorlar. Bunlar vatan haini olarak Türk ordusu tarafından kurşuna diziliyor. Ancak bu konunun tümüyle beraber değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İkinci konu da; Türk Ortodoks Kilisesi Papa Eftim’in başkanlığını yaptığı ve Kayseri’de oluşan İstanbul’daki Patrikliğe karşı Anadolu’da Türkçe konuşan özellikle Karaman Türklerini de içine alan bir patrikhanenin de oluşturulması; böylelikle Yunanlıların elinde oyun olmayacak, Yunanlıların elinde kullanılmayacak bağımsız ve Türk çıkarlarına göre hareket edebilecek bir Rum Kilisesinin oluşturulması. Bu konuların da ilgi çekmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Kocatepe ruhu”
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Budak ise sempozyum değerlendirmesinde tarihi olayların kendi devrinin şartları ve kavramları içerisinde incelenmesi gerektiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Bu tarih metodolojisinde ilk öğretilmesi gereken husustur. Dolayısıyla bizim de Büyük Taarruzu, Milli Mücadeleyi o devrin şartları içerisinde, o devirdeki değerler ve kavramlar içerisinde anlamak ve anlatmak mecburiyetimiz vardır. Büyük Taarruz askeri mücadele, Mudanya Mütarekesi, arkasından Lozan Barış Antlaşması bağımsız müstakil bir Türkiye’yi ortaya çıkarmıştır. Mili Mücadele ve Büyük Taarruz Mustafa Kemal Paşa’nın Anafartalar’dan itibaren devam eden sadece askeri değil siyasi diplomasi alanındaki liderlik yönünü de pekiştirmiştir. Şehitliklerimizi korumak, şehitlerimize saygıdan dolayı da o şehitlerimizin bulunduğu yerleri bir an önce tespit edip korumak ve milli mücadele dediğimiz ‘Kocatepe ruhunu’ devrin anlayış ve değerlerini gözden kaçırmadan gelecek nesile aktaracak bir anlayış ve bilinç içerisinde ortaya çıkarmak gerekiyor. Bu bizim tarihi hafızamızı oluşturuyor. Tarihi hafızayı en azından şehitlikler üzerinden kurmak ve bunu korumak bizlerin ve gelecek nesillerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının temel vazifelerinden biridir. Büyük Taarruzda nasıl birlik ve beraberlik içindeysek, dört bir yandan ülkemize saldırıların olduğu bugünde de aynı birlik ve beraberlik içinde mücadele etmeliyiz”
“Sempozyum Afyonkarahisar’ın başarısı”
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejla Günay ise 100. Yılında Uluslararası Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi Sempozyumunun Afyonkarahisar’ın başarısı olduğunu belirtti. Günay, “100. yılında Milli Mücadeleye nasıl yaklaştık benim esas dikkat çekmek istediğim nokta burasıdır. 99. yılda bir televizyon programında Feyza ve Ahmet hocamı izledim. Bize Büyük Taarruz’un nasıl geliştiğini Afyonkarahisar’da bu savaşın nasıl yapıldığını anlattılar. Kendi kendime dedim ki; Galiba Afyonkarahisar bu işi çok ciddiye alıyor. Gerçekten de öyle oldu. Bu sempozyum Afyonkarahisar’ın başarısıdır” diye konuştu.
“Tarihçilik analiz yapacak boyuta taşınmalı”
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Arı, tarihin aktarmacı tarih anlayışından, analitik bakış açısı boyutuna taşınması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
“Tarihçiler olarak çok yoğun bir sürecin içerisindeyiz. Bundan tam 100 yıl önce ülkemiz çok büyük bir değişim yaşadı. Yoğun bir çalışma sürecinin içerisindeyiz, ama bu bizde bir motivasyon eksikliğine neden olmamalı. Genç arkadaşlar için bu çok önemli bir fırsat. Hakikaten bu işe yeni başlayan yüksek lisans ve doktora aşamasında olan genç arkadaşlarımızın yoğun bir katılımı söz konusu. Bildiriler sundular, değişik konular ele aldılar. Bu işin içinde kendilerinin olduğunu gösterdiler. Genç arkadaşlara önerim; ‘dedici, dıdıcı’ tarih anlayışından biraz analiz yapacak boyuta tarihçiliğimizi taşımalıyız. Bizim aslında en önemli eksikliklerimizden birisi bu. Kaliteyi, niteliği aşağıya düşürmeme konusunda gerçekten çaba harcamalıyız. Araştırma tekniklerini iyi kullanmalıyız. Aktarmacı tarih anlayışından, analitik bakan boyuta tarihimizi taşımalıyız, olabildiği kadar multidisipliner çalışmak bize yeni ufuklar açacaktır.”
“Sempozyum bildirileri kitaplaştırılacak”
Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürsoy Şahin ise sempozyumun bildirilerinin bir kitap olarak basılması konusunda hazırlık yaptıklarını söyledi. Şahin, “Sempozyum için bir yıldır planlama yapıyoruz. Planlamanın ve hazırlıkların en değerli tarafı katılımcı hocalarımız. Hocaların katılımı ile bu organizasyon değer ve anlam kazanıyor. Sempozyumların en önemli kazanımları tanışmalar, yeni dostluklar, iş birliklerinin temelinin atılması bunu sağladık. Hocalarımızla ileriye dönük iş birliğinin temelini attık. Bu sempozyumun bildirilerinin bir kitap olarak basılması konusunda hazırlıklarımızı yapıyoruz. Büyük Taarruza yakışır bir eser ortaya koymak istiyoruz” dedi.
- Yılında Uluslararası Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi Sempozyumu 28 Ağustos 2022 tarihindeki Şuhut Atatürk Evi, Kocatepe, Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliği ve Dumlupınar Şehitliği ziyaretleri ile sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.