Yükseköğretim Kurumlarında Patent Alma Süreçleri ve Hak Sahipliği anlatıldı

Yükseköğretim Kurumlarında Patent Alma Süreçleri ve Hak Sahipliği anlatıldı
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), Zafer Teknopark ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “Yükseköğretim Kurumlarında Patent Alma Süreçleri ve Hak Sahipliği ” konulu seminer düzenlendi.

Zoom platformu üstünden çevrim içi olarak gerçekleştirilen ve moderatörlüğü AKÜ TTO Koordinatörü Prof. Dr. Tayfun Uygunoğlu’nun yaptığı etkinlikte Marka ve Patent Vekili Ahmet Akkaş konuşmacı olarak katıldı.

Açış konuşmasını yapan AKÜ TTO Koordinatörü Prof. Dr. Tayfun Uygunoğlu, toplantının amacının yükseköğretim kurumlarında patent alma süreçleri ve hak sahipliği hakkında kısa bilgilendirme yapmak olduğunu ve patent almak için nasıl başvuru yapılacağını, başvuru sırasında nasıl yol izleneceğine dair bilgiler verileceğini söyledi.   Marka ve Patent Vekili Ahmet Akkaş ise gerçekleştirdiği konuşmasında temelde çalıştıkları tüm konunun fikri mülkiyet ve sınai mülkiyet hakları olduğunu söyledi. Akkaş, “Fikri mülkiyet ve sınai mülkiyet hakları aslında temelde kişinin herhangi bir şekilde ifade edemediği; bilgi ve tecrübesiyle ortaya koyduğu her tür fikir ürününü, biz bu haklar içerisinde değerlendiriyoruz. Bizim varlık haline getiremediğimiz ama bunu bir sonraki nesile çeşitli ortamlar sayesinde aktarabildiğimiz her türlü fikre ise eser diyoruz. Eserler herkesin de iyi bileceği gibi telif hakları kapsamında korunan haklardır ve fikri mülkiyetin aslında çerçevesi bu şekilde çizilir. Fikri hakların korunmasında herhangi bir tescil keyfiyeti yoktur. Doğrudan kamuya açık şekilde yapılan bir yayın ile birlikte bu koruma başlar. Koruma süreleri açısından da gerçekten süre uzundur. Gerçek kişiler için kamuya sunulduktan itibaren 70 yıl; tüzel kişiler için ise 140 yıl; gerçek kişilerin vefatından sonra yayınlanmışsa ise bu eser mirasçıları için 140 yıl süre ile ticari olarak korunmasını sağlar” diye konuştu. Fikrin somutlaştırılamamış bir eylem olduğunu ifade eden Akkaş, “Fikrin, ürün olabilmesi için bunun sınırlarının çizilmesi ve somutlaştırılması gerekiyor. Bununla ilgili ortaya çıkan teknik bir problemi, teknik bir öğreti ile çözüm getiren fikir ürünlerine ise buluş diyoruz. Çözülmesi amaçlanan problemin veya buluşun amacının daha önceden gerçekleştirilmiş olması, buluşun yeni olması ile ilgili herhangi bir soruna yol açmaz. Patent ve buluş açısından düşünürken, amacı değil aslında çözümü merkeze koyarak değerlendirme yapıyoruz. Burada patent ile ilgili çalışacağımız konular da kanunda yeni sanayiye uygulanabilir buluşlar olarak tanımlanmış oluyor” dedi.

Patentlenebilirlik kriterleri hakkında bilgiler veren Akkaş,  şunları söyledi:

“Patentlenebilirlik kriterleri açısından sanayiye uygulanabilirlik, yenilik ve buluş basamağı Türkiye’de patent alırken geçmemiz gereken adımlardır. Sanayiye uygulanabilirlik aslında günün teknolojisi ile buluşun üretilmesi için teknolojinin varlığı ve somutlaştırılabilmesi ile ilgilidir. Buluşlar genelde günlük hayattaki problemleri çözmeye yönelik olduğu için bu adımda takılan bir patent hatırlamıyorum. Yenilik açısından değerlendirme yapabilmek için patent başvuru tarihi veya buluşun kamuya sunulduğu tarihten itibaren bir milat oluşturulur; o tarihten öncesi de artık bilinen tekniktir. Son kısımda ise buluş koruma kapsamında değerlendirilir.” Seminer katılımcıların sorularının cevaplanmasının ardından sona erdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.