Halil Şahin

Halil Şahin

YENİDÜNYA DÜZENİNİN EGEMENLERİ

 Kanadalı Düşünce Kuruluşu üyesi John Stanton, 26 Nisan günlü makalesinde; “ABD, İran ve Suriye’de hem maddi hem de silah açısından Kürtleri desteklerken, Türkiye’nin PKK’ya karşı savaşından uzak durdu. İran içindeki Kürt grupları ABD Hükümetinden yardım alıyor. Görünen o ki, Irak’taki direnişçiler PKK’yı eğitiyor. İran’ın üzerine bombalar düşerken Kürtler bölge ülkelerinden toprak alarak bir Kürt Devleti’nin tanınması için savaşma fırsatı ele geçirmiş olacak.” diyordu. Ardından, İran’ın PKK’ya bağlı Pejak örgütüne karşı Irak’ta başlattığı iddia edilen operasyonlar karşısında, ABD Dışişleri Sözcüsü Sean Mc Cormamack’ın ağzından, duydukları rahatsızlığın ifadesini duymuştuk. Türkiye Dışişleri Bakanı’nın Irak yönetimine sınırlarına sahip çıkması uyarısının hemen ardına rastlayan ABD açıklaması, onların bizlere ne denli dost kaldığını, nasıl bir stratejik ortak olduğunu anımsatıyor. Ermeni soykırımının hiçbir zaman olmadığı bir Dünya’da, “vardır yoktur” tartışmalarına bu denli yer verdirten, “ABD için Hellenizm’den vazgeçmeyiz.” Diyecek denli Rum palikaryalarını şımartan, Pakistan Lideri Pervez Müşerref tarafından kontrol altında tutulan Belucistan’da her an bir ayaklanma çıkartmak suretiyle bölgemizdeki tehditleri sürdürenler kimler? Kaynak zenginliğinden dolayı bölgemizde hoyratça emperyalist sömürü rüzgârlarının estirilişi, hiç kuşkusuz yeni bir Dünya Savaşı’nın ayak seslerini çağrıştırıyor. Küresel akım adıyla takdim edilen sömürü düzenine rağmen, iletişim çağının yarattığı bilgi toplumları, her geçen gün ABD’nin zayıflayarak yıkılışını hazırlıyor. Bu savaşla, köhnemiş sanayi toplumunun son örneği fosil devletler ortadan kalkarken, bilgi toplumlarının örgütleyerek yaratığı genç devletler, Yeni Dünya Düzeninin Egemenleri olacağa benziyor. Lyly; “Unutma ki, ağzında bal olan arının kuyruğunda da iğnesi vardır.” diyor. O halde aklımızı başımıza almak zamanı çoktan geçiyor. Bölgede yabancı müdahaleleri önlemek, bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünü savunmak, barışı korumak, terörü önlemek, güvenliği sağlamak ve bölge ülkelerinin kalkınması için, Türkiye, Suriye, İran, Irak, Azerbaycan ve KKTC ile en kısa zamanda bölge ittifakı gerçekleştirmelidir. Türkiye’nin güney komşuları yanında, Karadeniz’e çevre ülkelerle, Kafkas ve Balkan ülkeleriyle ekonomik işbirliği kurumları inşa edilmelidir. Bu bölgelerde ortak gümrük alanları oluşturulmalı, çifte vergilendirmeyi önleyen antlaşmalar yapılmalı, ortak yatırım ve kalkınma bankaları kurulmalı ve bölgesel ticareti özendiren mekanizmalar geliştirilmesi için gittikçe daha elverişli hale gelen ortam değerlendirilmelidir. Bu ülke USA emperyalizmine mahkûm değil. Türkiye, Dünya’da ve bölgemizde güvenlik ve barış için, başta Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Orta Asya cumhuriyetleri, Hindistan, Pakistan olmak üzere Avrasya ülkeleriyle işbirliği ve dayanışmasını güçlendirerek, Dünya dengelerini değerlendirerek, Şanghay İşbirliği Örgütü’yle her alanda işbirliği geliştirilmelidir. Böylece ülkemizin ABD ve AB ile ilişkilerini normalleştireceği ve karşılıklı yarar esasına oturtacağı koşullar yaratılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi