Halil Şahin

Halil Şahin

YARGILANACAKLAR MI?

  Günümüze değin şu toplumda nice suç işlemiş insanlar, toplum ve kişi vicdanında hiç de huzur vermeyecek şekilde cezalarını çekmeden, elini kolunu sallayarak geziyor olmakla kalmıyor, kanayan vicdanlara inat keyif çatıyorlar. Bugün bu ülkede; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı, devlet olanaklarını kullanarak oluşturdukları yasadışı örgütlenmeyle eylemli olarak ortadan kaldırmaya çalışmak” suçunu işleyenleri gördükçe bu millet kahroluyor. Yavuz Donat’ı Göktanrı konuşturdu ve konuyla ilgili sessizliğini 12 Ocak 2003’te bozdu. Donat, bu yazıda: “Doğrudan Başbakan’a bağlı bir organizasyondur. İçişleri ve Adalet Bakanları’nın bilgileri dâhilinde! Bütün ‘iç güvenlik birimleri’ de bu organizasyonun içinde. Çalışmalar gizli. Çalışmaları yürütenler ise en az beş yıldır yolsuzluk dosyaları üzerinde çalışan, operasyonel yeteneği yüksek, tribünlere oynamayan bir takım. Bu işlerin yürütüldüğü karargâha gelince o da gizli. Bir bakanlık binası değil. Ankara’nın göbeğinde, fakat ‘gözlerden uzak, kulaklara kapalı, dış etkilenmelerden arındırılmış, TBMM’ye yürüme mesafesinde’ bir yer.” diyordu. Bu yazı bilindiği üzere birden fazla soru önergesine konu oldu. Hiçbirine doğru dürüst bir yanıt verilmediği gibi, yazılanlar yalanlanmadı da. Uzun süre Türkiye, her gün bu Özel Tim’in uygulamalarını yaşadı. “Kozmik büro” aramalarında da, Yargıtay dinlemelerinde de, başsavcılara yönelik operasyonlarda da, yasaların üstünde bir kuvvete sahip olan hep aynı ‘el’ açık bir şekilde teşhis edilebiliyordu. Oysa Fethullahçı Gladyo’nun, arkasındaki iktidar olanaklarıyla, operasyonlarını Emniyet merkezli olarak yürüttüğü biliniyor. Ama olay bununla sınırlı değil. Gizli faaliyeti 2003 yılında Yavuz Donat tarafından da kayda geçirilen Gladyo merkezi, Başbakanlığın Örtülü Ödeneğiyle beslenmiş. Dünya’da eşine az rastlanan teknolojiyle donatılarak geniş bir dinleme ağı oluşturulmuş. 2006-2007 yılları bütçesinde Başbakanlık Özel Kalemi için ayrılan para, toplam 58,8 milyon YTL’dir. Harcanan ise, toplam 540 milyon YTL. Harcanan miktar, ayrılanın 9 katıdır. Ne istediler de vermediler ki! Fethullahçı Gladyo’nun donatımı ve beslenmesi uğruna, yasalar ile bütçe ilkelerinin ayaklar altına alındığı ortada. 2006 Danıştay suikastından 2008 Düzmece tertiplerine uzanan sürecin işaretini, 2005 yılı Ekim ayında, Atlantik’in öte kıyısından Fethullah Hoca verdi: “Ulusalcı dalgayı aşacağız.” CIA’nın Fethullah Hoca’nın kulağına fısıldadığı bu fetva, ne acıdır ki, iki yıl sonra 2007 yılı Eylül ayında, Emniyet Genel Müdürlüğü Raporu haline getirilecektir. Bu rapora göre, “Ulusalcılık” PKK bölücülüğü kadar tehlikeli tehditler sıralamasına konmuştur. O aşamadan bu güne yurtsever Türk milliyetçisi insanlarımız heder edilmiştir. Fethullah Hoca’nın işaretinin hemen arkasından 2005 yılı Kasım ayında Şemdinli olayı tertiplendi ve dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt’ı suçlayan iddianame düzenlendi. Adım adım geliştirilen bu plan, bugün de yeni yeni düzenlenen düzmece tertiplerle sürdürülüyordu. Peki; “ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı görevini üstlenerek, Diyarbakır’ımızı Kukla Devlete merkez yapma fiillerini işleyenler”, “Yabancı devletlerle, Türkiye’yi hedef alan 2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşmalar imzalayanlar”, “Atatürk Devrimiyle kurulan ulus devletimizi zorla ortadan kaldırmaya yönelik, Gizli Karargâh ve Özel Tim örgütleyenler”, Boyunlarında, Cumhuriyet Devrimini yıkmaya yönelik faaliyetin odağı olduklarını hükme bağlayan Anayasa Mahkemesi kararıyla ortalıkta dolaşmakta olanlar” yargılanacak mı? Elbette insanların gözlerinin içine bakarak işlenen böylesi suçlar “mahkeme-i kübra”ya kalmamalı. Yüce Divan’da mutlaka yargılanmalılar ve millet vicdanını kanatan şu sorular, kendilerine sorulmalıdır: 1.Görsel ve yazılı belgelerle saptanmış 33 ayrı konuşmanızda, “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinin Eşbaşkanı olduğunuzu” belirtiyorsunuz, bu görevi size başka bir devletin (ABD) “verdiğini” ve “bu görevi yerine getirdiğinizi” itiraf ediyorsunuz. BOP gereği “Diyarbakır’ı merkez yapacağınızı” söylüyorsunuz. BOP Eşbaşkanlığı görevini, anayasa ve yasaların hangi hükmüne dayanarak kabul ettiniz, bu kapsamda hangi uygulamalara iştirak ettiniz? 2.Büyük Ortadoğu Projesi’nin bizzat ABD Dışişleri Bakanı ve diğer yetkilileri tarafından açıklandığı üzere, Müslüman halkların yaşadığı 24 ülkeyi parçalama projesi olduğunu bilmiyor musunuz, Dışişleri Bakanlığı ve Hükümet kurumları size bunu belirleyen rapor ve kanıtları göstermediler mi? 3.AKP Kapatma Davası’nda Anayasa Mahkemesi’ne verdiğiniz dilekçenizde, “Ben BOP Eşbaşkanı olduğumu söylemedim” diye niçin yalan beyanda bulundunuz, bu yalan beyanın altındaki imza sizin midir? 4.ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde Diyarbakır’ı nerenin merkezi yapacaktınız? 5.Size BOP Eşbaşkanlığı görevini kim verdi, bu görevi nerede, ne karşılığı aldınız? 6.ABD Başkanı Powell ile 2 Nisan 2003 günü Ankara’da yaptığınızı belirttiğiniz 2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma”nın hükümlerine göre; “Kürt açılımı, Kıbrıs açılımı, Alevi açılımı ve Ermeni açılımı başlıkları altında” Türkiye’yi etnik ve mezhepsel çatışmalara sürükleme, vatan topraklarının bir bölümünü başka devletlerin hükümranlığına terk etme planına kasten iştirak suçuna ilişkin savunmanız nedir? 7.Meclise yürüyüş mesafesindeki “Gizli Karargâhı” kimlerle kurdunuz, “Özel Tim”i kimlerle örgütlediniz, “yüksek operasyonel nitelikli” bu yasadışı örgütlenmeye hangi operasyonları yaptırdınız? Bu gizli karargâhın anayasal ve yasal dayanağı var mıdır? 8.Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait “Kozmik Oda”ya giriş talimatını kimden aldınız? 9.Ergenekon soruşturmasının düğmesine 5 Temmuz 2007 tarihinde Bush ile Oval Ofis’te yaptığınız görüşmede basıldığı açıklandı. Yabancı bir devletin başkanının size verdiği bu görevi nasıl açıklayacaksınız? Bu tertibi kimlerle, nasıl örgütlediniz? Herhalde hiç kimse “Dünya’nın öküzün boynunda duracağı” umudunu taşımıyordur. Ve elbette Yüce Divan, Sayın Yavuz Donat’ı da çağıracak ve “o gizli karargâh ve özel tim nedir, bu operasyonel niteliği yüksek kurumlar hangi operasyonları yapmıştır?” diye soracaktır. Biz onları şimdilik Tanrı’ya havale ediyoruz. Hiç şüpheniz olmasın: Neylerse, Tanrı güzel eyler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi