Halil Şahin

Halil Şahin

VATİKAN’ LI OLMAK İSTİYOR MUSUNUZ?

Avrupa ülkeleri günümüz Dünya’sının hasta adamı. Çünkü bilim ve teknolojinin bu denli gelişme gösterdiği Dünyamızda bilim toplumu olmaktan hızla gerilere düşerek, her geçen gün dinin devlete egemen olduğu yeni bir yapılanmaya doğru gidiyor. Kendi dinlerinde (İsevilik) reformist beklenti içinde olan bu hasta adamlar, küresel akımın diktesiyle ülke sınırlarını genişleterek ayakta kalabileceklerine inanıyorlar. Global anlayışın mimarları; emellerine ulaşabilmek için dini kullanarak, Avrupa’da öncelikle Vatikan Din Devletini oluşturmuşlardı. Şimdilerde ise ortaya yeni bir proje koydular: Ilımlı İslam. Küreselciler; gerçeği aksettiren kutsal kitaplar ne denli saklanırsa saklansın, ne denli tahrif edilirse edilsin, göksel dinlerin temelde aynı ve birbirini takip eden yapısal isim değişikleriyle günümüze geldiğini kabullenmiş görünerek, yekvücut bir dinsel inanışa dönüş yapıyorlar. İnanışlarına göre: Müslümanlık, İsevilik ve Yahudilik esasta aynı tek Tanrı’nın; insanlık için düzenlediği bir dinsel organizenin zamanla değişime ve bozulmaya uğraması sonucu, insanlığı yeniden düzene sokma adlarıdır. Onlara göre; Vatikan örneği, ilk göksel din inancının doğduğu ve yayıldığı alanlarda olduğu gibi, Kudüs kutsal merkez yapılarak, bu inancın adı da Türkiye toplumuna kabullendirilmeğe çalışıldığı şekle benzer, Ilımlı İslam modeli örgütlendirilmelidir. Bu düşüncenin; günümüz Avrupa’sında güçlenerek, nüfus yapısının İsevi olduğu laik Avrupa ülkelerinde etkinleşerek, devlet yönetimlerini yönlendirecek denli güç kazandığı görülüyor. Ortaçağ Avrupa’sında haklı ve gururlu mücadelesini veren Fransa, Almanya gibi ülke halklarının, bugünlerde görünürdeki milliyetçilik akımların örtüsü altında radikal din anlayışı içine itildikleri ortada. Bunlar; dini ticarete tahvil ederek önce ekonomik açıdan güçlenmeye bakarken, daha sonra ticareti siyasette kullanıp devleti ele geçirmeye çalışarak ve medya denen basın yayın iletişim araçlarını baskı ve kontrol altına alıp, ümmetçi anlayışla topluma yön vermeğe çalışıyorlar. Türkiye’de de Osmanlı düşleriyle yatıp kalkanlar da aynı yolun yolcusu değil mi? Salt bu halde kalsalar şükredeceksiniz, böylesi antidemokratik düşüncelerini ihraç ediyorlar. Kilise örgütlerinin destekleriyle, Soros fonlarıyla, ABD ve Avrupa’daki basın yayın organlarında yer alan yazı ve yayınlarla, dinsel duyarlılığın artırılmasını ve kurumlarında dinsel uzman gazeteciliğin teşvik edilmesini örnek göstermeleri hiç de şaşırtıcı değil. Diyanet İşleri’ne bu yönde önermeler telkin edenlerin, Türkiye’deki laik devlet yapısını bozmaya yeltendiklerini gözlemlemiyor musunuz? Türkiye’yi Küçük Amerika yapma özlemi içinde olanların da Türk insanını Vatikanlı yapmaya çalıştıkları besbelli, görüyorsunuz! Yıl boyu ne kadar ibadet ettikleri tartışılanların, Ağca için ölüm orucuna başladıkları günleri anımsıyorsunuz. O ünlü medya önünde Vatikan’ lı olmak istediklerini ajite ederken, Hrant Dink cinayetinden sonra da Ermeni olduklarını tüm Avrupa’ya, pardon, cümle âleme ilan etmiyorlar mıydı? “Hepimiz türbanlı, hepimiz rahibe kılıklıyız!” “Hepimiz Ermeni, hepimiz Vatikanlıyız!” Lincoln’nün dediği gibi; Bazı insanları her zaman, pek çok insanı da her zaman kandırabilirsiniz; ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız. Sormak gerek: Siz, gerçekten Ermeni misiniz? Vatikan’ lı olmak istiyor musunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi