Halil Şahin

Halil Şahin

TÜRKİYE MİLLİYETÇİLİĞİ DÜŞMANLARI

  Osmanlı Devleti’nin yıkılmasına; Fransız İhtilalinden sonra, batıda baş gösteren milliyetçilik akımının, ülke içindeki değişik uluslara bulaşmasının neden olduğu söylenir gelinir. Sanki Osmanlı Devletinin içindeki etnik unsurların ulusalcı akımına kapılmalarına önayak olanlar Türk Milliyetçileriymiş gibi, etkilenen Türkçülerin de bu sürece katkı sağladıkları ifade edilerek, Türkiye Milliyetçiliğine öteden beri bazı kesimlerce düşmanlık yapılmaktadır. San ki; Rumları, Arapları, Kürtleri ve bilumum ırkçıları, o zamanın Türk Milliyetçileri ayaklandırmış gibi! San ki; Hasta Adam’ın, başına musallat olan unsurlarla mücadele etme gücü varmış gibi… Son vatan toprağını Türk Ulusuna hediye eden milliyetçilerin, yetişmesine fikir babalığı ve öncülük yapmış idealist insanlara kin kusmak, şu topraklar üzerinde yaşarken, en hafif ifade ile nankörlük olmuyor mu? Bazılarınız şimdi, o nankörlere aymazca zeytin dalı uzatıyorsunuz. Futbol maçı dostlukları kuruyorsunuz. Bugün dahi; Ermeni, Ermeni Milliyetçisi olacak, gittiği her bölgede atalarının izini arayacak, hatta Ağrı Dağı’nı Batı Ermenistan’ın simgesi görecek, siz maç seyredeceksiniz. Birileri; Kürt Milliyetçisi olacak, bağımsız devlet kuracak, federasyondan dem vuracak, siz o coğrafyada kese doldurmakla meşgul olacaksınız. Bir başkası; Türkiye’yi 47 etnik parçaya bölüp, her gurubun kendi değerlerinin korunması fitnesini şırınga edecek, siz elan sayısal büyüklüklerle oyalanıp, ümmet olmağa çalışacaksınız. Öbür diğeri ise; şehit kanları bahasına elde ettiğiniz bağımsızlığınızı tek egemenlik yaftasıyla ortadan kaldıracak, siz onlara zeytin dalı uzatacaksınız… Bunca melanet karşısında ülkenin asli unsuru olan Türkler sünepe gibi susup kalacak. Esaret zincirini kırmayı göze alamayan Türk; gönenerek, ‘Türküm!’ diyemeyecek. Yahu, siz kendinizde misiniz, yoksa Türk ulusalcılarını otluyor mu sanıyorsunuz? Türklük, bir şemsiyedir. Türklüğe yapılan her türlü hakarete ve harekete, bu şemsiye altında olan ve bölücü olmayan her yurttaş karşı koymalıdır. Türklük; aynı dile, aynı inanca ve ideale, aynı coğrafyada aynı kültüre sahip olma bilincidir. Bu şuurun ortaya koyduğu duygudur. Türkiye milliyetçiliği; bu duygu yok edilmedikçe silinemez. Bunu bilen ve küreselciler adıyla ortalıkta dans eden emperyalist işbirlikçi BOP’çular karşı durmakta ve “Türklüğü ayaklarımın altına aldım” diyebilmektedirler. Türkiye ulusalcılarından korkmaktadırlar. Devletin gücü kullanılarak, millet yok edilmektedir. Türkiye Milliyetçileri; kıyametin yaklaştığını Kuran’da haber veren ayetlerden biri olan ‘yaklaştı, yaklaşmakta’ olana imanla, “Asra yemin olsun ki, insanlar hüsrandadır” uyarısıyla başlayan sürenin devamındaki müjdeye ermek için, “Sizler yere düşmedikçe, milletin asla düşmez” düşüncesiyle saflarını sıklaştırmak durumundadır. Amerika’nın sahte milliyetçiliği, emperyalizmin sosyal demokratlığı ile bu devleti ve ulusunu yok edemezsiniz. Mücadelemiz, insan olma ve insanca yaşama mücadelesidir. Rahmetli, değerli Muhyettin Öksün ile birebir aynı sözcükleri kullanmışız. Gözlerim nemleniyor. İnsanlığın mücadelesi bugün ülkemizde böylesine yiğitlik böylesine yüksek bedellerin ödenmesini gerektiriyor. Mehmetler, Muhyettinler bu mücadelede şehit düşüyor. Aile bireylerinin ve sevdiklerinin acısı, acımızdır. Bu dava; ulus için toprak davası olmaktan çıktı. İnsan olma ve insanca yaşama savaşımına dönüştü. İnsan yoksul olabilir, yoksulluğu insanca yaşamasına engel değildir. Onlar başlarında bir ağa istemiyor, özgür olmak istiyorlar. Halkımız; ağanın marabası, tarikat şeyhinin kulu, aşiret reisinin bendesi olarak yaşamak istemiyor. Özgür insan olmak, Cumhuriyet’in bir bireyi olmak, yurttaş olmak, Türk ulusunun bir ferdi olmak istiyorlar. Elbet bir gün Türkiye ve Türk Milliyetçiliği düşmanları telef olacak ve Atatürk’ün vasiyeti yerine getirilerek, devlet ve toprak bütünlüğü korunarak, halkımız özgürlüğe kavuşturulacaktır. Ulus, Milli Hükümet Programını uygulamaya sokacak; toprak ağalığı, aşiret reisliği, şeyhlik, tefecilik gibi ortaçağ kalıntılarını kökünden temizlemek üzere toprak reformu yapılacaktır. Herhangi bir hüküm veya belge ile veya örf ve adetlerle aşiretlerin şahsiyetine veya onlara dayanılarak reis, bey, ağa ve şeyhlere verilmiş kayıtlı-kayıtsız bütün taşınmazlar, hazine toprakları ve mayından temizlenen araziler, çıkarılacak bir yasa ile topraksız ve az topraklı köylülere bedelsiz olarak dağıtılacak ve tapuya bağlanacaktır.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi