Halil Şahin

Halil Şahin

TÜRK, “TANRI” DER

  İnsanlık; toplayıcılık ve avcılıktan göçer yaşama geçerken, kendisini korkutan doğal afetler ve ateşten daha üstün bir yaratmayı düşündükleri süreçte, önceleri yöresel olarak, korktuğu ve üstünlüğünü kabul ettikleri çeşitli kuvvetlere “Tengri” diyorlardı, Daha sonraları “Tengri” adıyla belirttikleri o yüce kuvveti, göklerde aramış ve ilahi gücün gökte olduğuna inanmışlardı. O nedenle bu üstün gücü; ulu, yüce, büyük anlamlarına gelen “Gök Tanrı” adıyla nitelemişlerdir. İnsanlığın tarih sahnesinde yaşadığı en eski kıta olan Asya’nın ortasından, Güney Sibirya’dan tutun Hindiçin’e, Büyük Okyanus kıyılarından tutun Anadolu’ya değin yaşayan, brakisefal savaşçı beyaz ırk, Türk soyunun prototipi sayılmaktadır. M.Ö 1700’lerden başlayarak, göçebe ve savaşçı kitleler halinde çevreye dağılmışlardır. Türk ulusu; Oğuz, Kıpçak, Ediz, Kırgız, Tarduş, Basmıl, Karluk, Az, Çik, Kimek, İzgil, Bayırku, Kurıkan, Tatar, Kıtay, Çiğil, Onok, Uygur, Tohsi, Bulak, Türgiş, Yağma, Ezgiş, Çaruk, Ograk, Halaç, Tölis, Kanglı, Peçenek vb adlarla varlıkları saptanmış ve zamanla Türkleşecek olan boylar ile oba ve oymakların bir kısmını oluşturmuşlardır. Göktürklerin yıkılması süreci, aynı zamanda Türkleşmiş her boydan toplulukların Müslümanlaşma sürecidir. İlk Müslüman Türklerin 14. yüzyıla değin “Tanrı, Mevla, Hûdâ, İlah, Çalap, Allah, Rab” gibi Yaratıcı adları kullandıklarını gözlemliyoruz. Bu adlardan “Mevla ve Hûdâ” Farsça kökenli, “İlah, Allah ve Rab” Arapça kökenli, “Tanrı ve Çalap” ise Türkçe kökenlidir. Bu adların hepsi, Yaratıcıyı karşıladıkları için, Osmanlının kuruluş döneminde bile bu adların tümünün kullanılmasında herhangi bir sakınca görülmemiştir. Yunus Emre, Mevlâna, Süleyman Çelebi gibi niceleri ‘Tanrı’ sözcüğünü, eserlerinde ve deyişlerinde kullanmışlardır. O hâlde bu yüce şahsiyetlerin bile sakınca görmediği “Çalap” “Tanrı” sözcüğünü kullanmanın günah olduğunu düşünmek akla sığar mı? Günümüzde dahi, Türkiye Türkleri gibi Müslüman olan Azerbaycan Türkleri, ‘Allah’ sözcüğü yerine ‘Tanrı’ adını kullanmaktadırlar. Şimdi siz bu insanlara kâfir diyebilir misiniz? Hiçbir kimsenin Allah adının, Allah’ın en güzel adı olduğuna dair bir itirazı yoktur. Fakat Allah’ın 99 adından olmayan Farsça kökenli ‘hûda’, ‘mevlâ’ ve ‘yezdan’ sözcükleri, Farslar’ın (İranlıların) binlerce yıl önceki ‘zerdüştlük’ (ateşperestlik) inancına ait sözcükler olduğu hâlde, bu sözcüklerin kullanılmasına ses çıkarmayanlar, Türkçe kökenli ‘Tanrı’ ve ‘Çalap’ sözcüklerine neden tahammül edemiyorlar? Tanrı adının kullanılmasının ‘günah’ olduğunu söylemekte olan cahil cühelâ insanlar, “Allah’ın 99 adında Tanrı yoktur. Bunun için onu kullanmak günahtır.” diyorlar. Oysa kargaların bile güleceği bu savunmayı çürütmek, elbette kolay. Örneğin; ‘Mevla’ ile ‘Hûdâ’ sözcükleri de Allah’ın 99 adı arasında sayılmadığı hâlde, bunların kullanılmasında bir sakınca görmeyenlere ne diyeceksiniz? Allah’a şirk koşanlar birçok tanrılara taparlardı ve o taptıklarına ‘İlah’ derlerdi. Gerçek Mabud olmayanlar bu isimlerle anılırdı. Siz şimdi buradan hareketle; ‘Hak’, ‘Mabud’, gibi isimlerle Allah anılamaz diyebilir misiniz? Süleyman Çelebi, Mevlidine “Allah” adıyla başlamış “Tanrı” adı dememiş, ama sonunda “Birdir Allah ondan artık Tanrı yok” diyerek tanrı kelimesini İlah karşılığında kullanmıştır. O halde onların yaptığı, düpedüz Arapçılıktır, Türk ve Türkçe düşmanlığıdır!     Örneklerini daha da sayabileceğimiz tüm bunları kullanmakta bir sakınca görmezken, ‘İlah’ ve ‘Rab’ kelimeleri yerine ‘Tanrı’ sözcüğünü kullanmak elbette sakıncalı olamaz. Türkçe’de ‘Tanrı’ ifadesi yüzlerce yıldır, birçok yazılı İslamî yapıtlarda kullanılmıştır. Almancada ‘Good’, Fransızcada ‘Diyo’ sözcükleri; hep İlah, Rab, Hak Mabud anlamında kullanılmaktadır ve bunların doğru olmadığını, günah olduğunu söyleyen hiçbir İslam otoritesi çıkmamıştır. Demek ki; İlah ve Rab karşılığı olan ‘Tanrı’ kelimesini ad olarak kullanmak, dinen sorun değildir.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi