Halil Şahin

Halil Şahin

TÜRK OLAMADILAR

Biliyorsunuz, elde silah Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirenlerin oranı, o gündeki nüfusumuzun %10’u kadardı. Bunlara birde %5-10 civarında, Anadolu’ya silah kaçıran ve bu silahları cepheye taşıyan, askere çorap vb elbise yetiştiren yurtsever kadınlarımızı ve yaşlılarımızı eklerseniz, geriye kalanları varın siz hesaplayın. Ülke topraklarının bölünmesini öngören BOP haritalarını gerçekleştirmekle görevli, BOP’ un- GOP’un eş başkanı olmakla övünen yöneticilerimiz oldukça; Irak’ı kana boğan, Alevi’si ile Sünni’si ile milyonlara varan Müslüman’ı öldüren, milyonlarcasını yerinden yurdundan eden işgal kuvvetleri askerinin sağ salim ülkelerine dönebilmeleri için dua eden yöneticilerimiz oldukça; kendine aydın diyen, yediği çanağa yapmakla övüngen cahillerimiz elbette o kontenjana yakın çıkacaktır. Bu ülkenin başına ne gelmişse, bu güne dek hep işte böylesi seçkinci aydın geçinen yarı cahillerden gelmedi mi? Tarihte görülen böylesi tüm musibetler, ne yazık ki; ihaneti görev bilmiş aydın geçinen bu tür satılmış güruhlardan; mandacı, örümcek kafalı aydıncıklarımızdan gelmiştir. Dünya’nın hiçbir ülkesinde, içerdeki işbirlikçileri olmazsa, işgalciler orda barınamaz. Oysa şu güzel ülkede bir papaz öldü diye birçok insan adeta Hristiyan oldu. Bir Hrant öldü de hepsi de Ermeni oldular. Kıbrıs’ı da Rum’a peşkeş çekenler bunlar değil miydi? Ne garip ki; 1 ayda 50 şehit verdik, ama hiçbiri Türk olamadı! Simdi de; Türkiye - Ermenistan Barış Antlaşması’ndan söz ediyorlar. Şu mazlum ülkede “Ermeni Soykırım Anma Günü” törenleri düzenleyebiliyorlar.

Müzakere denen, iki eşit güç arasında uzlaşma değil mi?

Ama neden Türkiye’ye dayatıyorlar! Ne yazık ki; bu edepsizliğe karşı Türkiye’de herkes ölü toprağı altında kalmış gibi: hemen herkes ihanette yarış halindeler... Oysa hainin çokluğu hiç önemli değil. Çünkü biliyoruz ki, cesaretin bittiği yerde, esaret başlar. Her yıl 24 Nisan geldiğinde 42 eyaletinde soykırım kabul edildiği ABD’de nasıl bir ses çıkacak diye kaygıyla beklemekteyiz. Yani emperyalizm bize ölümü gösterip, sıtmaya razı etmektedir. Lahey Türklere Soykırım Araştırma Vakfı Başkanı Antropolog Sefa Martin Yürükel, Türkiye’nin en kısa zamanda Atom silahına sahip olması gerektiğini söylüyor. Batılı ülkelerin tarih boyunca soykırım yaptığını kaydeden “Lahey Türklere Soykırım Araştırma Vakfı Başkanı” Antropolog Sefa Martin Yürükel; bugün de ABD, İngiltere ve İsrail’in Ortadoğu’da PKK, Barzani ve Talabani’yi tetikçi olarak kullanıp insanlık suçu işlediğini ve soykırım yaptığını, işgal güçlerinin bu eylemlerinin belgelerle saptandığını ve mutlaka yargılanacaklarını söylüyor. Türkiye’yi ‘Türkiyeliyim’ değil ‘Türküm’ diyenlerin yönetmesi gerektiğini vurguluyor. TSK’nın BOP için bir tehdit unsuru olduğunu savunan Yürükel, “Türkiye caydırıcı güç olarak mutlaka atom silahlarına sahip olmalıdır” diyor.

Düşünmek gerek!

Ya şu Anayasayı değiştirme rezaletine ne diyeceksiniz? Gerçekte de Türkiye’nin önüne konanın, Kopenhag Kriterleri’nin azınlık haklarının çoğaltılmasından başka bir şey olmadığını ve bu ölçütlerin kabul edilmesi halinde, “10 yıl sonra ulus Türk devletinin yok olacağını” görememek bir ahmaklık değil mi? 90. yılını kutladığımız TBMM açılışı ve sonrası, o günlerin ruhu anlaşılmadıkça açıklanamaz. İşte o güruh ki, Kurtuluş savaşından sonra Cumhuriyet’in salt kabını bırakmış, içini boşaltılmışlardır. Savaş sırasında bölücü olduğu asla düşünülemeyen kavramlar, barış zamanındaki çarpıtmalarla tehlikeli ve bölücü kabul edilir olmuştur. Cumhur’un tepesine çöreklenen azınlık, kendi düşüncelerini; “kurucu irade”, “cumhuriyet’in değerleri”, “özgürlük”, “değiştirilemeyecek anayasa maddeleri” diye geviş getirircesine utanmadan tekrarlayarak tahribatlarını sürdürmekteler.. Sözün özü; hırsızlar ev sahibini bastırıyor!
Türkleştiremedik vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi