Halil Şahin

Halil Şahin

TÜRBAN ANAYASASI

Dünya’nın hemen her ülkesinde hazırlanan ve uygulamaya konan anayasaların birer adı var. Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak, korumak, savunmak ve geliştirmek görevi için millet oyu ile iktidara geldiğini söyleye gelen bir takım siyasiler, küresel emperyalizmin işbirlikçileri ve hatta görevlileriyle birlik olmuş anayasa taslağı hazırlıyorlar. Bir ülkede anayasa değişikliği devrimle hazırlanmadığına göre, değiştirilmek istenen ve uygulamada olan anayasanın kendi hükümleri çerçevesinde hareket edilmesi beklenir. Dünyada görülmedik bir saldırı ve oldubitti yöntemiyle hazırlananların, ortaya ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ değil, emperyalizmin küresel faşizmini simgeleyen ‘türban anayasası’ hazırladığı her hallerinden belli oluyor. Emperyalizmin diğer adı küresel faşizmin vurguncu (spekülatör) finansörü Soros, düğmeye basıyor, hiç de onu alakadar etmeyen bir ülkenin iç işlerine karışarak: “Başörtüsü-türban sorununun çözümü için, gerekli girişimlerde bulunmaya karar verdik. Bu iş çözüm yoluna girecek.” diyebiliyor. Kardeşim! Yeter ki; sen, Schiller’in dediği gibi; Yaşamasını da, yaşatmasını da bil. Ama öyle değil! Türkiye gibi bir ülkenin iç sorunu konusunda da BOP Eş Başkanı Tayyip, ta İspanya’lardan sinyali almış ki, hem de ağababalarına “görün beni dercesine” celallenmişçesine bir eda ile Avrupa’nın batı yakasından sesini yükselterek, türbanı yine Türkiye gündemine sokuyordu. “Dinci bir parti misiniz?” sorusunu, “Hayır, biz muhafazakâr demokratız” şeklinde yanıtlayan Erdoğan; demokrat olmanın ilk şartının‘laik olmak’ olduğunu unutarak, yıllardır aksini söyleyerek milleti aldattığını da unutmuş olacak ki, “Türban siyasi simge de olsa suç değildir.” diyor. Yürürlükte olan anayasanın 24. maddesi gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mevcut yasaları hilafına suç işlemeyi sürdürüyordu. Hiçbir zaman muhafazakâr demokrat olamayıp, radikal dinci görünümünü aşamayanlar; ayan beyan, türbanı siyasi simge olarak gördüklerini yetkili ve birinci ağızlardan ifade ediyorlar. Yaklaşık beş yıldır sinsice sürdürülen yanıltma ve yanılsamalarla ortaya konan laik cumhuriyet karşıtlığı, % 46,7 oy çokluğuna ulaşınca gün yüzüne çıkıverdi. Halkın onay verdiği görünümü verilen bu sinsi hareketlerle ortaya konan demokrasi canavarı, laik cumhuriyeti yemeye başladı. Bu anayasaya ‘Türbanlı Anayasa’ adının verildiğinden kimsenin kuşkusu kalmamıştır. Çünkü milletin merakla beklediği bu metinde, nitekim adeta türbanın nasıl hazırlanıp takılacağı da tanımlanmıştır: Tek adam baskıcılığı! Türban; Anamın başörtüsünü fizik ve çizgi olarak hiç de benzeşmediği halde, Babil fahişelerinden ilhamla din adına fahişeliği dahi kabul eden Yahudi rahibelere kullandırılan türbanla karıştırmaları, İsevi rahibelerden de esinlenerek zorla giydirilen kisve konumuna soktukları için merak konusu oluyor. Bu halk artık, Kur’anın hiçbir yerinde geçmeyen ‘türban’ sözcüğünün bir siyasi simgeyi karşılayan ve hanımının başörtüsü ile ilgisi olmayan moda giyim şekli olduğunu biliyor. İşte bu türban anayasası ile ortaya konan tek adam rejiminin de demokrasi ile bir ilgisinin bulunmadığını, elbet bir gün, acılar içinde kıvranarak öğreneceklerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi