Taşeron işçilere “3 yıllık sözleşme” değil, “kadro” vaadedildi

Taşeron işçilere “3 yıllık sözleşme” değil, “kadro” vaadedildi

Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, TBMM’de görüşülmekte olan “İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”na ilişkin partisi adına söz alarak TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı. EMEK SÖMÜRÜSÜ VE ÜMİT TACİRLİĞİ YAPANLARA BU CEZALAR AZ GELİR Tasarı ile iş ve işçi bulmaya izinsiz aracılık yapanlara, izinsiz geçici iş ilişkisi düzenleyenlere, geçersiz anlaşma düzenleyenlere, yurt dışına izinsiz işçi götürmek isteyenlere ve çeşitli şekillerde benzeri usulsüz ve izinsiz iş ve işlem yapanlara uygulanacak para cezalarının düzenlendiğini belirten Parsak, “Türk Milleti’nin ve Türk işçisinin emeğini sömürenlerin, ümit tacirliği yapanların ve ekmek davasında insanlarımızı aldatanların daha ağır şekilde cezalandırılmaları gerekmektedir. Geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilecek özel istihdam bürolarının esasında kâr amacıyla kurulmuş ticari kurumlar olması nedeniyle 500 veya 1.000 TL. gibi bir ticari kurum için âdeta çerez parası sayılabilecek nitelikteki cezaların uygulanmasının caydırıcılığı bulunduğu söylenemez. Bu kanun tasarısıyla öncelikle işçinin mi yoksa parayı ve gücü elinde bulunduran şirketlerin mi korunmak istendiğinin kararına varılması gerekmektedir” dedi. BÜYÜK BUHRAN Konuşmasında Kuzey Amerika ve Avrupa merkezli olarak ortaya çıkan ancak yıkıcı etkileri tüm dünya genelinde yaşanan 1929 dünya ekonomik bunalımını hatırlatarak, “Büyük Buran olarak da adlandırılan bu küresel krizde tüm dünyada işsizlik hızla artmış, işçilerin istismar edilmesi ve sömürülmesi de bu durumla paralel olarak ilerlemiştir. Bu dönemde ‘Özel İstihdam Bürosu’ adı altında ortaya çıkan birtakım kuruluşlar fakir ve işsiz insanları dolandırmış ve sömürmüşlerdir. Yaşanan bu vahim olaylar nedeniyle Türkiye'de kamu dışında özel şirketlerin iş bulmaya veya işçi çalıştırmaya aracılık etmelerinin önüne geçmek amacıyla, 1933 yılında 34 sayılı "Ücretli İstihdam Bürolarının Kapatılması Hakkında Sözleşme" kabul edilmiştir. Bu sözleşmeyle, işe aracılıkta kamu tekeli getirilmiş, iş bulma büroları öncelikle farklı statülerde tasniflenmiş, üç yıllık bir geçiş döneminden sonra ise kazanç gayesi güden iş bulma bürolarının kapatılmasına karar verilmiştir” diyerek Özel İstihdam Bürolarının dünyadaki ilk faaliyetlerini anlattı. TAŞERON İŞÇİLERE “3 YILLIK SÖZLEŞME” DEĞİL, “KADRO” VAADEDİLDİ 1929'daki "Büyük Buhran"ın sona ermesiyle birlikte bu konuda yeni sözleşmeler imzalandığını ve yeni uygulamalara gidildiğini kaydeden Mehmet Parsak, “Dünya tarihinde yaşanan bu olay ülkemiz için yeni sayılacak bu uygulamaya bir örnek teşkil etmesi açısından dikkat çekicidir. Kanun Tasarısı'nın 10'uncu maddesiyle belirlenen idari para cezalarının tarihte örneği yaşanan bu sömürünün günümüzde ve ülkemizde yaşanmasını önleyebilmesi mümkün değildir. Söz vermesine ve siyasi reklamlar yapmasına rağmen taşeron işçilere kadro vadedip üç yıllık sözleşmeye razı etmeye çalışan, memurun bile iş güvencesinin olmaması gerektiğini savunan bir Hükûmetin bu tür durumların yaşanmasını engelleyeceğini düşünmek ne yazık ki gerçekçi değildir” sözleriyle hükümete yüklendi. İŞÇİ AÇLIK SINIRINDA, MEMUR YOKSULLUK SINIRINDA YAŞIYOR Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Mart 2016 itibarıyla çalışan bir kişinin açlık sınırının 1.737 TL, yoksulluk sınırının 2.253 TL, 4 kişilik bir ailenin asgari geçim sınırının ise 4.588 TL ‘ye yükseldiğine dikkat çeken Parsak, “İşçisini açlık sınırı altında, memurunu ise yoksulluk sınırının altında çalıştıran bir Hükûmetin, bu tür durumların yaşanmasını engelleyeceğini düşünmek hayalciliktir” ifadelerini kullandı. HÜKÜMET, VAADLERİNİN MASAL OLMADIĞINI İSPATLAMAK ZORUNDA Hükümetin bu tasarı ile her zamanki gibi ”Ben kanunu Mecliste kabul eder, işime bakarım. Memur ve işçi de kendi başının çaresine baksın" tavrını sürdürdüğünün altını çizen Mehmet Parsak, “Hükûmetin çalışan hakları ve ücretleri açısından bugüne kadar ne yaptığı veya gerçekten ne yapmak istediğiyle ilgili şapkasını önüne alıp ciddi şekilde düşünmesi ve Türk Milleti’ne seçimler öncesi verdiği sözlerin masal olmadığını ispatlaması gerekmektedir” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.