Sessiz çığlıklar

Sessiz çığlıklar

Zor durumda olan hayvanları korumuyoruz. Malesef... Önce bir hevesle alıp, sıkıldığımızda sokağa atıyoruz, veya barınağa veriyoruz. Daha iyi ve sağlıklı bir şekilde bakılmaları için. Bazen en büyük hatamız barınağa vermek oluyor, o küçücük kafeslerin içinde bir sürü kedi ve köpek doğal ortamdanlarından uzak, yarı aç yarı tok yaşıyorlar. Daha doğrusu yaşamaya çalışıyorlar. Kimi hasta, ölüme terk ediliyor. Doğru mu peki bir cana bile bile kıymak.? Öyle barınaklar var ki hayvanlara gerçekten dört dörtlük bakılıyor. Her barınak kötü değildir. Benim amacım burada barınakları kötülemek değil, barınaktaki görevlilerin duyarsızlığı beni kızdıran eminim çoğunuz gitmişsinizdir. Afyon barınağında hayvanların içler acısı hallerini görmüşsünüzdür. Özellikle bu kış aylarında barınak hayvanlar için kurtuluş değil, ölüm kampı oluyor. Donmuş suları değiştirilmiyor, kaka yapmasınlar diye aç bırakıyorlar, hasta olanlar tedavi ettirilmiyor. Ücretsiz olduğu halde onların bakımına yardımcı olunmuyor. Peki neden orda görev yapıyorlar? Hayvanların bakımını üstlenmeyeceklerse hayvanların yiyeceklerini, içeceklerini düzenli vermeyeceklerse,  aşılarını zamanında yapılmayacaksa barınaklar neden var.? Bırakın barınak olmasın o zaman hayvanlar doğal ortamlarında yaşasınlar ya da hayvan seven birileri görev yapsın. Gerçi dışarısıda içler açısı kimsede hayvan sevgisi kalmamış eziyet gören hayvan çok. Barınakta güvendeler zandediyoruz, ordada durum  malesef içler acısı.  Hayvanların her şeyden önce doğal hayatın bir parçası olduğu, onların da bir canlı olarak  yaşama haklarının olduğunu da ordakiler unutmuş. Şehirlerde hayvanların barınması ve yaşaması zordur. Buna rağmen bizlerin de hayvanların yaşamaları, barınmaları ve sağlıklı olmaları konusunda yapabileceklerimiz vardır. Bize düşen artan yiyeceklerimizi çöpe atacağımıza  herkes kapısının önüne bir kap su ve yemek koyabilir. Bu kış günlerinde hem hayvanlar aç kalmamış hemde soğuktan ölmemiş olurlar. Buna rağmen bizlerin de hayvanların yaşamaları, eğitimli kişiler olarak bunu dünyamıza, doğamıza kısacası çevremize bir katkı olarak görmeliyiz. Doğaya karşı sorumluluklarımızın bilincinde olmalıyız.. Hayvanlar birer ilahi emanettir, onlara iyi davranmalıyız. Hayvanlara yapılan zulüm, insanlara yapılan zulümden daha günahtır ve bunun azabı da daha ağırdır çünkü helalleşme ve müsamahasını alma imkânı yoktur. ? Hayvanlara eziyet edilmesi insanlıkla bağdaşmaz. Herkes hayvan sevmek zorunda değil tabi ki ve bu kişiyi kötü, duygusuz biri yapmaz, ancak sevmediği için bir hayvana zarar vermesi ona işkence yapması düşmanca yaklaşımlarda bulunması da kabul edilebilir bir şey değildir. Öte yandan bu davranış yasalarımıza göre suçtur. Bu suçu işleyenleri uyaralım. Bütün hayvanların, insanlarca gözetilme, bakılma ve korunma hakkı vardır. Hayvanlar birçoğumuzun yalnızlığını paylaştığı arkadaş gibidir. Canlılar dünyası insanlardan, bitkilerden ve hayvanlardan oluşur. Hayvan sevgisi, insandaki yardımlaşma, iyilikseverlik ve sevgi gibi duyguları geliştirir. Hayvanlar insanlarla yakınlık kurduklarında kendi cinslerinden daha çok insanlara bağlanır çünkü sevildiğini hisseder hayvan ve karşılık vermek ister, karşılığı ise sadece sevgidir, içinde menfaati olmayan güzel bir sevgi besler. İnsanların gelişiminde, hayvanların ve doğanın, özellikle de evcil hayvanların sanıldığından fazla olumlu etkileri vardır. Çocuklarımızın sosyalleşebilmeleri ve gelecekte iyi bir insan olabilmeleri için batı ülkelerde olduğu gibi hayvan sevgi aşılayalım çocuklarımıza. Her hafta herkes barnakları ziyaret edip yiyecek götürürlerse; Eminim görevlilerde üstlerine düşeni yapacaklardır... Afyonkarahisar barınağı'nın daha duyarlı davranması umuduyla...  

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.