Saime Bircan Sak

Saime Bircan Sak

Sanat Engel Tanımaz Tiyatronun Büyüsü

25 Mayıs Perşembe akşamı Fuar Gençlik Tiyatrosunda Turgut Özakman’ın Töre oyunu sahnelendi. Atatürk İl Halk Kütüphanesinin görme engellileri ve gönüllü okuyucular birlikte hazırladılar. Tiyatronun ne denli zor bir sanat dalı olduğunu bilirsiniz. Önce iyi bir oyun bulunacak, role uygun kişiler seçilecek, okuma çalışmaları başlayacak… Yorumlar, o karakteri anlama, inceleme çalışmaları, sonra ezber. Sahne provaları, dekor, kostüm, makyaj, ışık, efekt… Lise hayatımdan beri tiyatroyla uğraştım. İçimdeki ışık sönmemiş ki yine sahnede buldum kendimi. Telefonda Atatürk İl Halk Kütüphanesinde görevli Fikret Özkaya; bir oyun hazırladıklarını, Büyük Gelini oynayan kişinin ayrıldığını, benim oynayabileceğimi düşündüklerini söyleyince güldüm. Benden olsa olsa kaynana olur, gelinlik yaşı çoktan geçtim deyince o da güldü. Ben de genç değilim, Lütfen gelin bir görüşelim. Deyince kalkıp gittim. Söz konusu tiyatro, üstelik Turgut Özakman olunca… Oyunu okudum, aklıma yattı. Böylece kendimi ekibin içinde buldum. Dört  görme engelli arkadaşla beş gönüllü okuyucu. Onlar ezber yapmış sahne çalışmalarına başlamışlar. Sancılı dönemler geçirmişler. Tiyatro sevdası ve insan sevgisi girince işin içine epey yol almışlar. Görme engelli Emine Kamçı’yı daha önceki etkinliklerden tanıyordum. Kütüphaneden emekli, kabartma yazı öğretmeni aynı zamanda.  Şiir etkinliğinde okuduğu Orhan veli şiiriyle beğeni toplamıştı. Üniversitede sosyoloji 2. Sınıf öğrencisi Mertcan çok uğraştı iyi bir oyunculuk sergilemek için, başardı da. Ben sonradan dahil oldum. Sahne dediysem önce Konakta bir pasajın içinde Belediyeye ait  bir odada, daha sonra Kemeraltında Çağdaş Görme Engelliler Derneğinin çatı katında  çalışmalar sürdü. Gençlik Tiyatrosunun   sahnesinde iki kez prova yapabildik. Dekor, kostüm, aksesuar her şey imece usulü halledildi. Neyimiz varsa koyduk ortaya. Oyunculardan Özlem Erkal hem oynadı, hem yönetti hem de sahne makyajlarını yaptı. Kızı Elif Gökçe yazar sahne amirliğini üstlendi. Engelli arkadaşlarımızın sahnede rahatça hareket edebilmesi için çalışmalar yapıldı. Ali Cengiz yanık ezgileriyle oyunun bazı sahnelerini daha etkili kıldı. Kütüphanenin Görme engelliler bölümünden sorumlu zarif, güler yüzlü ve iş bitirici Yasemin ablası ışıkta yardımcı oldu. Boy boy afiş yapıp, davetiye bastıramadık. Kütüphanenin ödeneği yok bu işler için.  Oyunculardan Fikret  Özkaya’nın sağlık kolejinde okuyan kızı Gülnihal bilgisayarda afiş ve davetiyeleri hazırladı, sanal ortamda paylaştık. Yine kendi çabamızla, facebookta duyurmaya çalıştık. Oyun günü gelip çatınca heyecan doruktaydı. İlk kez sahneye çıkan Zübeyde Kalaycıoğlu, Ömer Talay, Sema Erol ve Selver Şahan’ın heyecanı daha fazlaydı sanırım. Perde açılınca oyun akıp gitti. Ne korku kaldı ne heyecan. Artık oyunu başarıyla bitirmekten başka düşüncemiz yoktu. Turgut Özakman’ın kan davasını ele aldığı Töre oyunu pek çok önemli mesajlar içeriyordu. Bunları seyirciye ulaştırabildiğimizi görmek bizi mutlu etti. Oyun sonunda sahneye güller yağdı. Yıllar öncesinden yine bir tiyatrodan öğrencim Ergun Topçu’nun zarif jestiydi. Hepimize gül sundu sahnede. Kütüphane müdürü Veli Caner Katılım belgesiyle birer gül armağan etti. Ve alkışlar, alkışlar… Ertesi gün kütüphanede yaptığımız değerlendirme toplantısında herkesin yüzü gülüyordu. Çok olumlu geri bildirimler almıştık. Bazı yerlerden istek vardı oyun için. Artık bizi kimse tutamazdı tek isteğimiz görmeyen arkadaşlarımızın daha fazla bu tür etkinliklere katılmasıydı. Daha önce de görmeyenlerle birlikte şiir dinletisi hazırlayıp sunmuştuk. Gönüllü olarak bizi özveriyle çalıştıran Devlet Tiyatrosu oyuncusu Gerçek Özkök Yağcı’ya çok teşekkür etmeliyiz. Kütüphane Müdürü Veli Caner’in, müdür yardımcılarının desteğini yanımızda duyumsamak bizi yüreklendirdi, çok teşekkür ederiz. Bir teşekkür de bize Gençlik Tiyatrosu sahnesini veren yönetime ve çalışanlarına… Bu işler gönül ister, yürek ister. Zaman ayırmak, özveri ister. Böyle insanlar var çok şükür ama daha da artmalı sayıları. Toplumda bir çok insan ne yapacağını bilmediği için bunalıyor. Benim de amacım farkındalık yaratmak. Böyle yararlı işlere daha çok kişinin ilgisini çekmek. Bir işe yaramanın hazzını onlar da hissetsinler istiyorum. İzmir o yönden şanslı. Bu kütüphane 1984 yılında kurulmuş. 1000 adet kabartma kitap, 1600 sesli kitap var. Sesli kitapları gönüllü okuyucular seslendiriyor. 200 kadar gönüllü  okuyucu var. Bölümde görme engellilerle gönüllü okuyucular birebir ders çalışıyorlar. Bu sayede üniversite ve KPSS sınavına hazırlanabiliyorlar. Bunları başaranlar mezun olup atanıyorlar. Bu bölümün gözbebeği  Yasemin Yazar maliye mezunu, ayrıca sosyoloji 3. Sınıf öğrencisi, görmeyenlerle gönüllüleri buluşturuyor. İyi ki onu tanıdım ve bu çorbada benim de tuzum var diyorum. Siz de tutun bir ucundan. Kentinizde yörenizde böyle oluşumlar varsa gidin çalışın. Yoksa da olması için girişimde bulunun. Daha güzel ve  yaşanası bir dünya için YAŞASIN SANAT, YAŞASIN TİYATRO

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saime Bircan Sak Arşivi