Ramazan kulluğu hatırlatır, oruç iradeyi eğitir

Ramazan kulluğu hatırlatır, oruç iradeyi eğitir
Afyonkarahisar Müftüsü Şükrü Kabukçu, “Ramazanı İyilikle Karşılamak” başlıklı sunumunu da Ramazan ayının pek çok kula kulluğunu hatırlattığını, oruçla da iradenin eğitildiğini söyledi
Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şubesi’nin Belediye Başkanlığı ve AKÜ Rektörlüğü işbirliğinde bu yıl dördüncüsünü organize ettikleri 2016 yılı “Ramazan’da İkindi Sohbetleri” programının ilk konuşmacısı adet üzere İl Müftüsü Şükrü Kabukçu oldu. Kabukçu, “Ramazanı İyilikle Karşılamak” başlığında bilgiler verip, önemli hatırlatmalarda bulundu. RAMAZAN ARINMA AYI Afyonkarahisar Müftüsü Şükrü Kabukçu, sözlerinin başında Ramazan ayının herkesin hakkında hayırlara vesile olmasını niyaz etti. Kabukçu, Ensar Vakfı Şube Başkanı İbrahim Durgut’un, “Ramazanda İkindi Sohbetleri” programını mütevazi bir toplantı olarak tanımladığını, kendisinin ise bu çaba ve çalışmaların hiçte mütevazi olmadığı düşüncesinde olduğunu vurguladı. Akademik değeri güzel olan katılımcıların istekleri ile geldikleri toplantıların daha verimli olduğu kanaatini aktaran Kabukçu; “İşim zor çünkü hocaların karşısında konuşacağım. Ben gönülden gelenleri paylaşmak istiyorum. Ramazan ayı elbette hepimiz için bir arınma ayıdır. Özellikle biz camii sohbetlerinde biz ilk günlerde genel klasik bilgileri paylaşır, genel anlamda yeniden gözden geçiririz. Bu manada hepimizin elbette arınmaya, bilgilerimizi yenilemeye ihtiyacı var” dedi. ZAMAN KULLUĞA GÖRE AYARLANIYOR Diyanet İşleri Başkanı (DİB) Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Ramazan ayı nedeniyle kamuoyu ile paylaştığı birkaç husus hakkında bilgiler aktaracağını belirten Şükrü Kabukçu, bu yılki Ramazan ayında ana temanın “Gelin Gönüller Yapalım Bu Ramazan ve Her Ramazan” olduğunu kaydetti. Görmez’in, Ramazan ayının her sene kendisini hatırlatmak için geldiği ifadelerini hatırlatan Kabukçu; “Ramazan ayı her sene bize kendisini hatırlatmak için geliyor. İnsanoğlu unutkan bir varlık. Herşeyi unutması bir tarafa günlük hayatın akışında kendisini unutuyor. Yedisinden yetmişine her birimizin dilinden ‘Vaktim yok, zaman yetmiyor’ sözcükleri dökülüyor. Birçok şeyi biz savurup götürüyor. Ama sanki Ramazan gelince birden zaman makinesi duruyor. Özellikle benim iftar buluşmalarında önemsediğim bir şey var, herkes artık vaktini namazan göre, ibadete ve kulluğa göre ayarlamaya başlıyor. İşte o zaman bağışlayın o yoğunluktan şöyle bir kafamızı savurup ‘Ya ne oluyor biz neredeydik. Allah, Allah ne oluyor’ gibi kendimize gelme olarak emin olunsun ki en hoş duygu bizlerde uyanıyor” diye konuştu. KIYMETLİ VARLIK RABBİN VAR! İl Mütfüsü Şükrü Kabukçu, insanoğlunun büyük bir çoğunluğunun günlük hayat akışında kalbini, Rabbini, kardeşini ve insanın kendisinin ne olduğunu unuttuğunun altını çizdi. Ramazan ayının insanlara bir hatırlatma ayı olduğunu, dinin de insana insan olduğunu hatırlatan mesajlar içerdiğini aktaran Kabukçu; “Ramazan ayı bize her yıl yeniden hatırlatmaya geliyor. Bu hatırlatma; Kendinize gelin, nereye gidiyorsunuz, senin bir Rabbin var, sen çok kıymetli yüce bir varlıksın, senin bir kalbin var ona sahip çık demektedir. Hatırlatmada; Senin annen, baban var, etrafında insanlar var. Bütün bunların farkında ol. Bütün bunların farkına vararak bir hayat yaşa. Nefsinize esir olmayın dünyaya teslim olmayın demektedir. Ramazan ayının bize getirdiği en büyük nimet bize bizi hatırlatmaktır. Bir başka şeyde Ramazan bize özgürlük getirir. Ramazan bütün bu mesajlarla geliyor. Oruç ibadetinin bize kazandırdığı en büyük hürriyet irade hürriyetidir” şeklinde konuştu. HİKMET BOYUTU DÜŞÜNÜLMÜYOR Marmara İlahiyat Fakültesi’nden Ali Murat Dalyan’ın hocaları olarak öğrencilik döneminde ibadet psikolojisine ilişkin bazı değerlendirmeleri bulunduğun belirten Şükrü Kabukcu, hocasının oruçla, iradi boyutla alakalı kendilerine bir sahne canlandırdıklarını söyledi. Kabukçu; “Belki bugün fıkhi boyutta, formel boyutta birçok şeyi yapıyor, biliyoruz. Ama  hikmet boyutunda toplum olarak özellikle çok düşünmüyoruz. Bunu düşünmeye vakit ayırmıyoruz. Hocamız bir sofra düşünmemizi büyük aileyi işaret ederek anlatıyordu. Akşam vaktinde perdelerin kapalı olarak evin en küçük çocuğu torun dedesine, ‘Dede karnım acıktı yemeği yiyelim artık” der. Dedesi saatine baktıktan sonra torununa vaktin gelmediğini biraz daha sabretmesi gerektiğini belirtir. Torun birkaç dakika sonra isteğini tekrarlar, dede de yine sabır etmesini ister. Bu diyalog ile çocuğun zihninde şöyle bir fotoğraf canlanıyor, Gelmeyen vakit mi Allah’ın izin vermediği vakit mi? Bir kul ki kendi malına, suyuna, ekmeğine, aşına Allah izin vermedikçe el uzatamazsa başkasının malına, namusuna, değerine asla el uzatamaz. Orucun bu yönüyle çok güçlü bir irade eğitimi olduğunu hocamız söylerdi” ifadelerine yer verdi. >>Burcu AYDIN’ın Haberi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.