Kaygan Zemin

Kaygan Zemin

"ÖĞRETMENE EL BİRLİĞİ İLE LİNÇ"

Bugün sizlere, araya küçük notlar ekleyerek bir gazete haberi sunuyorum. Benzer konularda hep birlikte düşünüp, belki hep birlikte –kendimizce- ayrı ayrı da olsa, farklı farklı da olsa notlar koymamızı gerektireceğini düşündüğüm bir haber. İtalik (eğik) olarak yazılmış olanlar gazeteden kopyalanan satırlardır. (Cumhuriyet bu kopyalama işime ne diyecek, bilmiyorum. İzin almaya zamanım olmadı çünkü.) (Cumhuriyet,17 Aralık 2017, Abidin Yağmur'un haberi) Önce kısaca alalım haberi: Mersin’in Gülnar ilçesinde Eğitim Sen Temsilcisi olan Fen Bilgisi öğretmeni Veli Zengin, Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin müdürü Turgut Önge’nin, facebook paylaşımları nedeniyle İlçe Milli Eğitim’e yaptığı şikâyetin ardından önce açığa alındı, ardından meslekten men edildi. Gözaltına alınan Zengin hakkında, “Cumhurbaşkanına hakaret”, “başbakana hakaret” ile “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla 3 ayrı dava açıldı. Milli Eğitim müfettişinin raporunda Zengin için “AKP ve IŞİD’in işbirliği yaptığını ifade etmiştir. ‘AKP’ye oy vermiyorum’ diyerek taraf olmuş, devlet memuru olma vasfını yitirmiştir” ifadeleri dikkat çekti. Memur, oy verirken taraf olmuyor, fikrini söyleyince taraftır ve “memur vasfını kaybetmiştir.” Sizce de çelişki yok mu bu anlayışta? Dönemin okul müdürü Turgut Önge, müfettişe verdiği ifadede, OHAL sonrasında kendilerine resmi bir yazı geldiğini, bu yazılı emre dayanarak öğretmen Veli Zengin’in facebook hesabını incelediğini, beğeni ve paylaşımlarının çıktısını aldığını söyledi. Her şey OHAL, BUHAL! Zengin, söz konusu paylaşımların düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında, eleştiri sınırları içinde olduğunu, devlet büyüklerine ve dindarlara hakaret kastının olmadığını kaydetti. Etrafınızda istemediğiniz kişiler varsa hemen OHAL-BUHAL’e göre bir yakıştırma yapabilirsiniz. (Aman ha!) İMAMIN İFADESİ... Müfettiş Salih Akbaş soruşturma kapsamında 3 müdür yardımcısı ile eski öğrenci velisi olduğunu raporunda belirttiği emekli bir imamı da dinledi. Müfettiş raporuna göre, İlçe Milli Eğitim Müdürü Fatih Burgut da, öğretmen Veli Zengin’in sendikacı kimliğine dikkat çektikten sonra, okul müdürü Önge’nin iddialarını tekrarladı. Burgut ve Önge’nin, öğretmen Veli Zengin hakkında, “devlet memuru olmayı hak etmeyen şahıs” şeklindeki görüşleri de müfettiş raporunda vurgulandı. Öğretmen baştan yanlışa girmiş; sendikalı olmak da neyin nesi? Ve… Koca M. Eğitim Müdürü, koca okul müdürü… ne dediyse o! “devlet memuru olmayı hak etmeyen şahıs”, işte bu kadar! Müdür yardımcıları ve emekli imam da öğretmen Zengin hakkında, okul müdürünün beyanına benzer beyanlarda bulundu. Müfettiş Akbaş ayrıca 20 öğretmeni de tanık olarak dinledi. Öğretmenlerden 19’u, Veli Zengin’le sosyal medyada arkadaş olmadıklarını, gündelik yaşamlarında sohbetlerinin olmadığını, iddia edilen suçlarla ilgili bir konuşmasına tanık olmadıklarını belirtti. Sadece bir öğretmen, Zengin’in “cumhurbaşkanı hakkında ileri geri eleştirilerde bulunduğunu işittiğini” söyledi. 20 öğretmenden 19’u “YOH!” diyor, biri “cumhurbaşkanı hakkında ileri geri eleştirilerde bulunduğunu işittiğini” söylüyor. Zaten bu durumlarda yarım kişi de yeterdi. (!) Müfettişin görüştüğü 13 öğrenci de öğretmen Zengin ile ilgili iddiaların doğru olmadığını, bu tür konuşmalarına hiç tanık olmadıklarını beyan etti. Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu müfettiş raporuna dayanarak oy çokluğuyla memurluktan men kararı verdi. Zengin ise 2016 yılının ocak ayında, okulundaki ek ders usulsüzlüğünü ortaya çıkardığını, usulsüzlük nedeniyle ceza alan idarecilerin kendisine husumet beslediğini iddia etti.   “Müfettişin görüştüğü 13 öğrenci de öğretmen Zengin ile ilgili iddiaların doğru olmadığını, bu tür konuşmalarına hiç tanık olmadıklarını beyan etti.”  Etti ama Müdür yardımcıları ve emekli imam da öğretmen Zengin hakkında, okul müdürünün beyanına benzer beyanlarda bulundu.” E, işin içinde bir de imam da var. Olay bitmiştir. İmam dediyse, doğrudur. Şu kısmı kimse görmez, dinlemez, önem vermez tabiatıyla: “Zengin ise 2016 yılının ocak ayında, okulundaki ek ders usulsüzlüğünü ortaya çıkardığını, usulsüzlük nedeniyle ceza alan idarecilerin kendisine husumet beslediğini iddia etti.” Okul müdürünün şikâyeti üzerine önce disiplin soruşturmasına uğradığını, ardından polis tarafından gözaltına alındığını ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını belirten Zengin, facebook paylaşımları nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret”, “başbakana hakaret” ile “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla 3 ayrı dava açıldığını, 4 Ocak 2017’de açığa alındığını, geçen ekim ayında da memurluktan men edildiğini söyledi. Aşağıda ve yukarıdaki ek gelişmelere not düşmek gereksiz sanırım. Fikrisabit olmayan her okuyan kendi notunu vefrecektir: MÜDÜRÜN YÜKSELİŞİ MEB Yüksek Disiplin Kurulu’nun, müfettiş raporunu ve suçlamaları kendisine bildirmeden savunma istediğini kaydeden Zengin, “Beni tanımayan, benim tanımadığım emekli bir imamın görüşünü dikkate aldılar ama öğretmenlerin, öğrencilerin görüşünü dikkate almadan meslekten men ettiler” dedi. Zengin, meslekten men kararına karşı idari dava açtıklarını söyledi. Zengin hakkında suç duyurusunda bulunan dönemin okul müdürü Turgut Önge ise bu süreçte İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü’ne yükseldi. Şurası son not olur mu? Zengin, “Beni tanımayan, benim tanımadığım emekli bir imamın görüşünü dikkate aldılar ama öğretmenlerin, öğrencilerin görüşünü dikkate almadan meslekten men ettiler” dedi.   Son notu biz koyalım: Sen sen ol, ne tekere çomak sok, ne arı kovanına çomak sok! Hepimize ders olsun! Öğretmene de geçmiş olsun. Ha, ne o öğretmeni tanırım ne yukarıda adı ve sıfatı geçen kişi ve kuruluşları. BİLESİNİZ. MEHMET ÜNAL TAŞPINAR    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kaygan Zemin Arşivi