Halil Şahin

Halil Şahin

NEYİ OYLUYORUZ?

Türk ulusunun kaygı verici ölçüde kutuplaşmaya sürüklendiği bir süreçte, toplumsal sözleşme olan anayasa üzerindeki değişiklik konusunda, olmazsa olmaz olan gerekli uzlaşma ortamı sağlanmamıştır. Bu durum anayasal geleneklere aykırı olduğu gibi, tamamen iktidar partisine ilişkin öznel nedenlerle dayatılmaktadır. Siyasi iktidarın özellikle son yıllarda yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan bir tavır içinde olduğu algılaması bu endişeyi yaratmaktadır. Türkiye’de; olağanüstü dönemler dışında iletişim özgürlüğü, özel hayatın gizliliği ve adil yargılanma hakkı gibi en temel hak ve güvencelerin dahi en ağır ve sistematik biçimde ihlal edildiği bir iktidar döneminde, bu kargaşanın yine bu iktidar partisi tarafından yaratılmış olması, kaygıları daha da artırmaktadır. İktidar, millete karşı suç işlediğinin farkındadır ve dayatılan anayasa değişikliğinin ereği: muhalefet tanımlamasıyla, kendisine ayak bağı olarak gördüğünü ifade ettiği yüksek yargı organlarını tasfiye etmek ve iktidara bağlı bir yargı yaratmaktır. Yapılmak istenen, cumhuriyetin temel niteliklerini ortadan kaldıracak ve ülkeyi otoriter bir yönetim biçimine götürecek olan bir rejim değişikliğidir. Bir başka söyleyişle, dayatılan antidemokratik uygulamalar kurumsallaştırılmak istenmektedir. Siyasal iktidar, anayasa değişikliği paketi ile kuvvetler ayrılığı sisteminden kuvvetler birliği sistemine geçişi amaçlamaktadır. Böylece bağımsız olması gereken yargı, yasamanın ve yürütmenin, dolayısıyla siyasal iktidarların denetimine ve güdümüne girecek, hukuk devleti olma niteliği ortadan kalkacaktır. Burada iyi niyet aramak boşunadır. Kötü niyetli iktidarlara zemin hazırlanmakta; 12 Eylül 1980 darbecilerinden daha beteri milletin önüne konmaktaydı. Nitekim, kondu. Şimdi iktidar kendini daha da güçlendirme peşinde. Siyasi iktidar; özgürlükler ve haklar ülkesi yaratmak için değil, aksine iktidarını daha da güçlendirmek, yargı erkini vesayet altına almak, antidemokratik ve baskıcı bir düzen kurmak istediği için bu yönde değişikliğe koşturuyor.. Bu tehlikeli gidişe dur demek ve yapılmak istenenlerin karşısında olmak; yurttaşlık haklarına sahip çıkmak, her sağduyu sahibi vatandaşın, ülkesini seven her bir yurttaşın görevi değil midir? O halde önce önünüze konana bir bakalım ve anlamaya, akıl erdirmeğe çabalayarak okuyalım, dedik. Okumadınız bile, Anayasa oylamasında hemen ‘evet’ mührünü bastınız. Söylediklerimizin bir yalanı, hilafı olmadığı ortada değil miydi? Karamsar olmayın. Önünüze konan her seçim sandığı, demokrasinin size sunduğu bir fırsat olabilir. Yalanlara değil, programlara oy vermeniz gerekmez mi? Aksi halde; bu neyin oylaması, neye oy vermiş oluyorsunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi