Halil Şahin

Halil Şahin

KÖTÜ YAPTILAR

Anımsıyor musunuz? Bir Başbakan’ın Afyonkarahisar konuşmasında, taşımalı seyircilerle meydan doldurulmağa çalışıldı. İl dışından taşımalılara, o ilin nüfusuna kayıtlı Cumhurbaşkanına laf söyletildi, sövdürüldü, yuh çektirildi. Ulusun tüm değerlerini yozlaştırarak, önemsizleştirerek ya da kötüleyerek yok etmeğe çalışanlarca, o yüce makam ve o büyük insanın sırtından kurban kesmeğe kalkışıldı. Afyonkarahisarlı; kendi memleketinde kendi öz evladına yapılan küfürleri sükûnetle, ama utançla izledi. Adamlar Afyonkarahisarlının yüzüne karşı küfür ediyor, kaşarlanmışlıkla yuh çekiyorlardı. Kötü yaptılar. Afyonkarahisarlı onurludur. Cumhurbaşkanı Sayın Sezer gibi bir değerli evlat, onların topu veziri vükelâsından daha değerlidir. Ama daha sonrasında Manisa ve pek çok ilde, aynı şekilde çekilen yuh ve yapılan küfürlere karşın ‘kendilerine hakaret edildiği’ gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılarını göreve davet edenler utanmalıdır. Cumhuriyetin Savcıları, Cumhurbaşkanına karşı Afyonkarahisar’da çekilen bu ‘yuh’ ve yapılan ‘küfürleri’ değerlendirmeliydi. Afyonkarahisar halkı bu hayâsızlara dersini vermeliydi. Çünkü Sayın Sezer’e yapılan bu hakaretleri, birkaç işbirlikçi vicdansız yüzünden ulusal basında görememenin üzüntüsü halk vicdanlarını mutlaka yakmıştı. Çünkü o konuşmalarda, kocaman yalanlar yutturulmağa kalkışılmıştı! Şu AKP İktidarında vatan satıldı, vatan! AKP iktidarı sürecinde; 1 Mart 2003’te Irak Tezkeresi TBMM’den geçmeyince 1 Eylül 2004 tarihindeki Bakanlar Kururlu kararlarıyla, silah, araç ve gereçlerini Irak’a geçirebilmesi için ABD’ye Türkiye’den 7 liman ve 6 hava alanı hizmetine sunuldu. Başbakan BOP’un Eş Başkanı olduğunu ilan etti. Verilen şehitlerin sayısı kat be kat olarak hızla arttı. AB istekleri ardı sıra kabul edildi. İşsizlik ve yoksulluk nedeniyle ‘kapkaç’, ‘hırsızlık’ ve ‘toplumsal cinnet’ arttı. POAŞ, TÜPRAŞ, ERDEMİR, TÜRK TELEKOM, ‘Afyonkarahisar SEKA’, Aliağa PETKİM gibi, günümüzde milyarlarca ABD doları harcanarak kurulması olanaksız ulusal ve stratejik tesisler yok pahasına satıldı. Hem de Türk düşmanlarına… Yabancılara alenen ve gizliden toprak satışları hız kazandı. Misyonerlere ve işbirlikçilere destek verildi. Kiliseler restore edildi ve ihtiyaç üstü görülmedik şekilde kilise evler açıldı. Kıbrıs’ın Rumlara teslimi için bir hayli hak erozyonu yaratıldı. O günlerin Başbakanı, Türkiye’yi pazarladığını açıkça itiraf etti. Enflasyon düştü denildi ama kazancınızda bir iyileşme yakalanmadı. Tarım ve hayvancılığımız çökertildi. İşçi, memur, emekli, esnaf, çiftçi, besici ve asgari ücretli ile yetimlerimiz, dul ve şehit eşleriyle çocukları, yaşlılarımız perişan edildi. Siftah yapamadan evine giden esnaflar, iflasın eşiğine gelen sanayiciler, satış yapamayan tüccar ağlaşır oldu. Zam ve vergilerin altında ezilen bir millet kesimi ortaya çıktı. İç ve dış borç %150 artış gösterirken, iş yerleri kapanır oldu. İşsizlerin sayısı ikiye katlandı. ‘Herkese aş, iş ve eş’ diyerek iktidara gelenlerin yarattığı son tablo çürümesi hız kazanmış bir toplum, mutsuz ailelerden mürekkep bir Türkiye oluşmuş durumda. Kardeş kavgalarında dalaşmalarınız sürerken yine de karar sizin. Bir gün yine seçim sandıkları önünüze konulduğunda, oyunuzu mutlaka sağlıklı kullanın ve Aristo’yu duyumsayın: “İyiliğe gücün yetmezse, kötülük etme.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi