Mehmet Ünal Taşpınar

Mehmet Ünal Taşpınar

KONYA VALİSİNE SELAM

Şu sıralar ERNEST HEMINGWAY/ Yazmak Üzerine (Çeviri:Deniz Kurt/Altıkırkbeş Yayınları/2015) adlı kitabı okuyorum. Ernest Hemingway’in yazılarından, romanlarından, mektuplarından seçkilerden meydana gelen ince bir kitap.(95 sayfa) Her satırı ders niteliğinde. Benzer konularda birkaç kitap daha var elimde. Bazen ondan, bazen bundan okurum. (İlgilenenlerin işine yarar diye yazıyorum:)

  • YARATICI YAZARLIK (Stephen May/Çeviren: Figen Yanık/Optimist Yayınları/2012)
  • KELİME DEFTERİ (Nazan Bekiroğlu/Timaş Yayınları/2014)
  • İYİ YAZMAK ÜZERİNE (William Zinsser/Altıkırkbeş Yayınları/2014)
  • YAZMA SANATI/StephenKing/Çeviren:Pınar Öcal/Altın Kitaplar/2014)
  • TÜRKÇE SORUNLARI KILAVUZU/Necmiye Alpay/Metis Yayınları/2013
  • ÖĞRETEMEDİĞİMİZ TÜRKÇE/Kemal Ateş/imge Kitabevi/2010
  • EDEBİYAT DERSLERİ/Vladimir Nabokov/Çevirenler: Ayşe Lucie Batur-Fatih Özgüven/İletişim Yayınları/2014
  • DİLİMİZ, DİLLERİMİZ/Necmiye Alpay/Metis Yayınları/2007
ERNEST HEMİNGWAY’DEN: Sözcükler hakkında endişelenme. Bunu 1921’den beri yapıyorum. Paydos edip ilk viski-sodamı içerken sözcükleri sayarım. Sanırım buna telgraf yazarken alıştım. Çünkü bazı yerlerden haber yollamak sözcük başına bir dolar yirmi beş sentti ve bu paraya değmesi için aşırı ilginç şeyler yazmak zorundaydın yoksa kovulurdun. (Charles Scribner’a, 1940/SelectedLetetrs s.503) (ERNEST HEMINGWAY/ Yazmak Üzerine’den) *** Ve… Kelime saymak, telgraf, her kelimenin parası… deyince… En iyisi anlatayım: Zaptiye eri(Osmanlı’nın jandarması), kendisine teslim edilen mahpusu başka bir hapishaneye teslim etmek üzere Konya’da teslim almıştır. Mahpusun elini kelepçelemiş, trene bindirmiştir. Sohbet, muhabbet Konya’dan yola çıkmışlardır. Anan yahşi, baban yahşi uzun uzadıya trenin geçtiği yerleri pencereden seyrede seyrede yakınlık artmış, muhabbet iyice koyulaşmıştır. Uzatmayalım; şurası şura, burası bura derken tren Afyon’a gelir ve mahpusla zaptiye temiz hava almağa trenden inerler. ‘Hele bir su içelim, hele bir kaymak alalım’ derken mahpusu gözden kaçıran zaptiye eri oraya koş buraya koş… Koşsa da nafile: Mahpus kaybolmuştur kalabalık arasında. Ne yapacağı konusunda bin bir telaş içerisindeyken birisi akıl verir: Git, hemen haber ver. İyi de, nasıl? “Telgraf çek” der birisi de. “İşte postane.” Çaresiz kalmıştır. Mahpusu bulma imkânı tükenmiştir. Postaneye girip derdini anlatır. Memur öğretir: “Şu kâğıda ne diyeceksen, yaz.” Zaptiye dertlidir, uzun uzun yazar: “Konya’dan çıktık selametle. Bindik trene. Kırlardan geçtik, bayırlardan geçtik, yol bitmez.” Bu minval üzerine kâğıdı doldurur ve memura uzatır: “Yazdım. Yolla Konya valisine bunu.” Memur bir yazıya bakar, bir zaptiyenin yüzüne: “Olmadı.” Zaptiye şaşkın: “Niye ki?” “Bu yazı çok uzun. Her kelimeye para vereceksin. Kısa yazmalısın.” Yeni bir kâğıt uzatır zaptiyeye. Zaptiye yazar: “Konya valisine selam. Mapus kaçtı, vesselam.” MEHMET ÜNAL TAŞPINAR   Düzenim bozulur, ‘hayatımın altı üstüne gelir’ diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? Şems-i Tebrizi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ünal Taşpınar Arşivi