Kişiye özel yeni nesil tedaviler akciğer kanseri hastalarına umut veriyor

Kişiye özel yeni nesil tedaviler akciğer kanseri hastalarına umut veriyor

Akciğer kanserinin çok önemli bir kanser türü olduğuna dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Onkoloji Hastanesi, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Basın ve Hakla İlişkiler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Alper Sevinç, tütün kullanımının kanser riskini arttırdığını ve sigaranın başta akciğer kanseri olmak üzere birçok hastalıkta önemli bir faktör olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Alper Sevinç akciğer kanseri hastalarının farklı genetik özelliklere sahip olduğunu ve tedavilerin artık bu özellikleri hedef aldığını ekleyerek, hedefe yönelik bu ilaçların etkilerini sadece hastalıklı hedef hücreler üzerinde gösterdiğini belirtti. İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Alper Sevinç, 17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Günü ve Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla yeni nesil kişiye özel tedavilerin avantajlarını şöyle özetledi: “Akciğer kanserinin özellikle nedenine baktığımız zaman yüzde 80-90 oranında sigaraya bağlıyoruz, ancak yüzde 10’unda genetik nedenlere bağlıdır. Normalde, standart olarak bir akciğer kanseri vakasına kemoterapi uyguluyoruz, ancak genetik mutasyonu olan, özellikle de sigara içmemesine rağmen akciğer kanserine yakalanan kişilerde biz artık kemoterapi yerine yeni nesil tedavileri uyguluyoruz. Bu ajanlar klasik kemoterapi ilaçlarının aksine sadece hedef tümör hücrelerine etki ediyor ve vücudun savunma ve diğer hücrelerini yok etmiyor. Böylece hastalar tedavi süresince normal yaşamlarını daha kaliteli sürdürebiliyorlar.”

Mutasyon: Akciğer kanserinin parmak izi!

Prof. Dr. Alper Sevinç mutasyonlar konusunda bilgi verirken: “Tümör aslında hastalarda bir iz bırakıyor, yani bir kişi kanser olurken çeşitli yolaklar nedeniyle kanser oluyor. Sigaranın ve alkolün yaptığı gibi standart olarak akciğer kanserine neden olan faktörler olduğu gibi, bir tümör başka bir yolağı kullanarak da kansere neden olabiliyor. İşte akciğer kanseri olan kişi özellikle kadın, sigara içmemiş ve adenokanser (akciğer kanserlerinin yüzde 40’ını oluşturur) ise biliyoruz ki tümör genetik özellik taşıyabiliyor. Biz bunları genetik mutasyon olarak adlandırıyoruz. Son yıllardaki gelişmeler ile bu genetik mutasyonları artık saptayabilir hale geldik. Kanserli kişiden alınan tümör genetik ya da patolojik incelemeye alınıyor ve bu inceleme sonrasında tümörün, örneğin ALK yolağını veya EGFR yolağını kullandığını öncelikle buluyoruz. Böylece kişiye özel tedaviye geçebiliyoruz. Bizim açımızdan işte bu aşama çok önemli. Çünkü eğer bu genetik yolağı tespit etmezseniz ya da edemezseniz ya da yeterli tümör biyopsisi bulunamazsa bu hastalar maalesef sadece kemoterapi almaya devam ediyorlar.”

Genetik mutasyona özel tedavi

Akciğer kanseri özellikle erkeklerde görülen bir kanser türü olmakla birlikte sigaraya bağlı olan ve sigaraya bağlı olmayan diye de ikiye ayırmak gerekiyor. Kanserin genetik mutasyonlara bağlı olması veya olmaması da tedavi açısından önemli bir sınıflandırma kriteridir. Akciğer kanserini mutasyon açısından üç grupta değerlendirildiğini belirten Prof. Dr. Alper Sevinç şöyle devam etti: “Akciğer kanserleri EGFR mutasyonlu tümörler, ALK mutasyonlu tümörler ve ROS1 mutasyonlu tümörler olarak üç ana grupta inceleniyor. Ancak bu başlıklar her sene artabilir çünkü her sene yeni mutasyon türleri keşfedilmeye devam ediyor. Günümüzde bu üç mutasyonlu tür için farklı kanser tedavileri uygulanıyor. Tedavi öncesinde mutasyonları genetik yöntemlerle saptıyor, sonrasında da bu mutasyonlara göre tedaviler veriyoruz.” Mutasyonların saptanması konusunda hastalara da görev düştüğünü belirten Prof. Dr. Alper Sevinç şunları söyledi: “Öncelikle hekimler hastalarını bu konuda bilinçlendirilmeli ve bir farkındalık ortaya konulmalı. Hastalar böyle bir mutasyonun varlığını önce bilmeli ki hekimden talep edebilsin. İkincisi hekimin mutasyon saptamaya ihtiyaç duyması gerekiyor. Hekim tarafında bu talep genellikle birkaç özellik ortaya çıktıktan sonra oluyor. Örneğin hasta sigara içmemiş, kadın ve adenokanser ise genellikle genetik test isteniyor. Diğer yandan sigara içenlerde ve erkek hastalarda da bu genetik mutasyonlar ortaya çıkabildiği için tüm hasta gruplarının bu açıdan değerlendirilmesi gerektiği de unutulmamalı. Bu genetik testler için yaklaşık 14 günlük bir süre gerekiyor.

Hangi aşamada test yapılmalı?

Akciğer kanserinin temel olarak küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli olmayan akciğer kanseri olmak üzere ikiye ayrıldığını belirten Prof. Dr. Alper Sevinç söz konusu tedavilerin küçük hücreli olmayan akciğer kanserleri için geçerli olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Küçük hücreli olmayan akciğer kanserlerini de yassı epitel hücreli ve yassı epitel hücreli olmayan şeklinde ikiye ayırıyoruz. Yeni tedavi seçenekleri küçük hücre dışı akciğer kanserinde, ancak yassı hücreli epitel olmayan tipinde ortaya çıktı. Dolayısıyla karşımıza hasta geldiğinde eğer bu şartları yerine getiriyorsa o zaman hastada genetik mutasyona bakmak gerekiyor. Ancak ülkemizde her yerde bu testler yapılamıyor. Bazen hastada teste bakılmadan bu tedaviye başlamak zorunda kalınabiliyor. Ve ilginçtir ki bu hastalarda kemoterapi diğer hastalarda etki ettiği kadar etki etmiyor. Dolayısıyla, bu hastaların mutlaka genetik olarak test edilmesi gerekiyor. Ülkemizde birçok merkez artık bu EGFR mutasyonu ve ALK mutasyonuna bakıyor. Hatta bazı merkezlerde yeni tespit edilen ROS, c-met gibi diğer genetik mutasyonlara da bakılabiliyor.” Sigara içenler dikkat! Akciğer kanserinin nedeninin yüzde 90’a yakın oranda tütün ürünleri kullanımı olduğunu ve yalnızca yüzde 10 oranında genetik ve diğer dış faktörlerin etkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Alper Sevinç şöyle dedi: “Tütün kullanıcılarına akciğer kanseri olmadan önce müdahale etmek gerekiyor. Çünkü kanser geliştikten sonra sigarayı bırakmanın etkisi çok sınırlı. Ayrıca 20 paket yıl sigara içen kişileri takip etmek gerekiyor. Düşük dozlu akciğer tomografileri bu kişilere uygulanabilir”.

Kanserden korunmanın yolları

Prof. Dr. Alper Sevinç kanserden korunmanın yollarını şöyle özetledi: 1-   Sigaraya mümkünse hiç başlamamak. Eğer başladıysak bunu bir an önce azaltmak ya da kesmek, alkolü sınırlandırmak. 2-   Önemli konulardan biri de obezite yani şişmanlık. Obezite çağımızın sorunu haline geldi. Obez kişilerde de kanser riskinin arttığını görüyoruz. Dolayısıyla şişmanlıkla ve obeziteyle mücadele aynı zamanda kanserle mücadelede de bize yarar sağlıyor. 3-   Durağan hayattan kurtulmak gerekiyor. Yani mutlaka günlük spor aktivitesi yapmak, normal kilodaysak kilo almamak, obezite varsa da kilo vermek gerekiyor. 4-   Viral enfeksiyonlardan korunmak gerekiyor. Hepatit gibi karaciğer enfeksiyonu sonrası kanser yapan ya da HPV gibi rahim ağzı kanserine neden olan hastalıklardan korunmak önemli. Viral enfeksiyonlara karşı aşılanma kanserden korunmayı destekler. 5-   Güneşten doğru şekilde faydalanmak gerekiyor. Özellikle cilt kanserleri biliyoruz ki güneş yanıklarıyla oldukça ilgili. Ülkemizde cilt kanserleri özellikle de ölümcül cilt kanserleri, melanom cilt kanserleri, batılı toplumlara göre düşük oranda görülüyor olsa da mutlaka dikkat etmemiz gerekiyor. koza_mailing_CRM_MailDosya_10f6bbe3-6726-46b0-b4d6-b8a1c2d5f249_630ca7ea-290a-4db3-92e0-89dd9b82ea66_akciger_film_gorsel_2 koza_mailing_CRM_MailDosya_10f6bbe3-6726-46b0-b4d6-b8a1c2d5f249_09a688c4-0101-462e-9dcc-5aa9177c10c1_kanser_hucresi_hedefli koza_mailing_CRM_MailDosya_10f6bbe3-6726-46b0-b4d6-b8a1c2d5f249_0cc04588-b368-42c7-a639-fcb4f0908a46_prof_dr_alper_sevinc    

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.