Halil Şahin

Halil Şahin

KİLİSEYE BAĞIŞ VAR, DEVLETE VERGİ YOK

Dinler arası diyalog çalışmaları ile tanınan Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen’in bir kiliseye yaptığı yüklü miktardaki yardım, Akşam Gazetesi yazarı Nagehan Alçı tarafından gazetedeki köşesine taşınınca ortaya çıktı. Almanya’nın en önemli Protestan kiliselerinden biri olan Dresden’deki Frauenkirche, 2. Dünya Savaşı’nda bombalanıp yerle bir olmuş bir yapıt idi. Bu kilise, Doğu Almanya döneminde onarılamadı. Daha sonra, iki Almanya’nın birleşmesinden sonra Frauenkirche’nin onarılması gerektiği tartışmalarının alevlenmesiyle, kilisenin onarımına 1992’de başlanıyordu. Restorasyon çalışmaları yıllar aldı ve onarım için toplam 182 milyon Euro harcandı. Bunun 70 milyonu Alman devletinden geldi. Geri kalan ise kişi ve özel kurumların yardımlarıyla karşılandı. Her dem, adeta bir kilise daveti bağnazlığıyla davranan Almanya Hükümetlerinin dahi, Türkiye’deki irticai odakların dahi kendi hükümetlerine yüklenmediği kadar eleştiriye maruz kalmıyor, ama özel finansörler işi hallediyordu. Devlet desteği dışında toplanan yaklaşık 110 milyon Euro’luk yardımın en büyük bölümü, devletine vergi vermeyi zul sayan bir tarikat lideri olan, Amerika kaçkını Feto’dan geldi. O Gülen ki; kendi devleti ve ülkesinde laik devlete vergi vermeyi uygun görmediğini yaydığı halde, bir tek camiye ve bir kiliseye yardım etmediği halde, bu tip yardımları devletin örtülü ödeneği gibi gizli tutarken; ABD’de de bazı kiliselere yardımda bulunmasını anlamlı bulmuyor musunuz? Bunun kamuoyuna yansıtılmamasına rağmen, Almanya’daki o kiliseye yüz binlerce Euro bağışlamasını deşifre ettirmesi de çok manidar! Halktan aldıkları halde kendi halkına vermeyenler, bu ülkede kazandıkları halde devletine vergi vermeyenler, el ülkelerinde savurganca davranıyorlar. Bunların hesabı ise sorulmuyor. Yaptıklarının hesabı sorulmaya kalkışılsa soluğu yurt dışında alıyorlar, affa uğramaları için yasalar değiştiriliyor. Millet ve devlet adına hesap sorma görevini yapanlar tutuklanıp cezaevlerinde çürümeye bırakılıyor. O millet ki, tüm bunlara çöl ortasındaki koyunlar gibi melül melül sessizce bakıyorlar… Halk; kuşatılmış, çaresizleştirilmiş. Halkın millet olması gerek. Millet, halkı ümmetleştirenlerden kurtarılması gerektiğine ve Anadolu’nun bir kez daha bunlardan temizlenmesi gerektiğine inanıyor. Başka yolu yok! “Hayatta en gerçekçi yol gösterici, bilimdir” diyen Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün şu ünlü deyişlerini de bir kez daha anımsıyoruz: “Biz; yaşamını, bağımsızlığını korumak için çalışan emekçileriz. Kurtulmak, yaşamak için çalışan ve zorunda olan bir halkız! Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır, yetkisi vardır. Ama çalışmakla bir hakkı elde ederiz. Yoksa sırt üst yatmak ve hayatını çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuzda yeri yoktur. Halkçılık; toplum düzenini emeğine, hukukuna dayandırmak isteyen bir sosyal doktrindir. Biz bu hakkımızı korumak için, toptan ve ulusça, bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşmayı uygun gören bir doktrini izleyen insanlarız.” “Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler, önce onurlarını, sonra özgürlüklerini, daha sonra geleceklerini yitirmeye mahkûmdurlar.” Siz; Halktan aldıkları halde kendi halkına vermeyip, bu ülkede kazandıkları halde devletine vergi vermeyen, el ülkelerinde savurganca davrananlardan ne zaman hesap soracaksınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi