Hakkı Saygı

Hakkı Saygı

KENDİ ÖZÜNÜ BİLMEK(6)

    ÂLEMLER (Bir önceki yazının devamı)   Yukarıda(2.Bölümde) yazmış olduğum şiirin, Birinci dörtlüğünde: Tüm varlığı, aynı görmesini bilmemiz gerektiğini, ikinci dörtlükte, tüm âlemin, kendimizde olduğunu görmemiz gerektiğini, üçüncü dörtlükte, tüm cihanı, aynı görmemiz gerektiğini, dördüncü dörtlükte de tüm yaratılanı bir görmemiz gerektiğini anlatmaya çalıştım. Âlem: Kâinat, mevcudat, bütün cihan, Allah’ın varlığına delil olan, alâmet teşkil eden her şey, gibi anlamlar ifade eder. Devamlı olarak dört âlemden bahsedilmektedir.  Bunlar sırasıyla şöyledir: Nasut âlemi, Meleküt âlemi, Ceberut âlemi, Lahut âlemi gibi adlarla anılırlar.

  1. Nasut âlemi, buna Şuhut ve Mülk âlemi de denir. Maddi ve Biyolojik âlemdir. Maddi gözle gördüğümüz varlıklar âlemidir. Bu âlem, aslında dünyadır. Buna İnsanlar âlemi ve dünya hayatı gibi isimler de verilir.
  2. Meleküt âlemi, dördüncü göktür. Buna nur âlemi de denir ki, Nurdan yaratılmıştır ve ebedidir. Kutsal Ruhlar, kutsal Melekler ülkesidir. Nasut âleminde her nesne, nasıl atomdan, yani kuantum ve kuantlardan yaratılmış ise Meleküt âleminde de nesneler, nurdan (ışıktan ) yaratılmışlardır. Meleküt âlemi, Tanrı’nın kuvveleri sayılan ruh ve meleklerle doludur.
  3. Ceberut âlem, güç ve kuvvet anlamındadır. Bu âlem, Tanrı’nın daha kuvvetli, fakat en latif bir nurundan meydana gelmiştir. Çimen rengi, çok tatlı, dinlendirici ve yeşil renkli kutsal bir nurdan meydana gelmiştir. Bu âlemin bir adı da “Makam-ı Mahmud” tur. Bu âlem, Muhammed’i Ruha aittir ve Ruh-u Azamın makamıdır.
 
  1. Lahut âlemi, bütün âlemlerin kaynağı ve özüdür. Bu âlem, “Nur-ulEnvar- Nurların Nuru” dur ve Tanrı’nın en büyük arşıdır veya “tahtı” dır.
Bu âlemde, köşk, saray,  şekil, suret denen herhangi bir şey olmaz. Orada sadece ve sadece, Tanrı yüzünün nuru vardır. Bütün nefislerden ve kötü huylardan kurtulup paklanmayan, bu “en kutlu, en kutsi ve en kutsal” makama giremez. Oraya giren ruh, tamamen yok olur. Buna “varlıkta yokluk” denir. Sonra Lahut nurundan tekrar Kutsi bir elbise giydirilir. Tanrının kudreti ile yoklukta varlık bulur. Buna da“yoklukta varlık” denir. Tasavvufta, Fenafillah ve Bekabillah diye adlandırılan durumlar bu hallerdir. Niyazi Mısri’nin : “Sanma kim zâhid gibi havf-ü reca abdalıyız. Geçmişiz andan şehabezm-i lika abdalıyız. Tekke-i iklim-i Lahut’ta beka abdalıyız. Ref edip ten cubbesini üryan olan anlar bizi.” diye dile getirdiği gerçekler, işte bu mübarek ve mukaddes Lahut  âleminin gerçekleridir. Âlemler, her ne kadar Mutlak Nasut âlemi, Mutlak Ceberût âlemi, Mutlak Melekût âlemi ve Mutlak Lahut âlemi gibi ayrı ayrı gösterilmiş ise de aslında bu dört âlem, Gayb Âlemi veya Emir Âlemi” olarak ikiye indirebiliriz. Bu âlemde tüm suretler, bir an için kendisini gösterir ve yok olur. Bu suretlerin bir an görünüp yok olmasıyla zâtın vücudundan her hangi bir şey eksilmez. Çünkü Rahman Süresi 29 ayeti gereğince O, her an yaratma halindedir. Bu nedenle eksilen veya yok olan varlıkların yerini derhal bir başkaları alır. Yine Kasas Suresi 88 ayeti gereğince O’nun yüzünden başka her şey yok olucudur ve sadece O’nun yüzü bakidir ve bu âlemleri meydana getiren vücut, zâtınvüudu ile mevcuttur. Yine şiirin birinci dörtlüğünde, vücudumuzun bir şehir olduğunu söyledim. Bu şehrin içersine girip, bu şehirde nelerin alınıp nelerin satıldığnı, görüp öğrenmeye çalıştım. Daha önce verdiğim âlemlerle ilgili olarak Hazret-i Ali Efendimiz,  “Sen kendini küçük bir varlık sanırsın, hâlbuki en büyük varlık sensin ve tüm âlemlerin sırrı sende gizlidir”  diyerek insanın nasıl bir varlık olduğunu anlatmak istemiştir.   HAKI SAYGI (Devam edecek)    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakkı Saygı Arşivi

ALLAH

03 Şubat 2021 Çarşamba 15:55