Halil Şahin

Halil Şahin

KATLEDİLEN

Günümüz Dünya’sında ilk katliam sorunları çevre kavramı içinde gündeme geldi. Oysa ondan önce savaş ortamlarındaki insan katliamları konuşulurdu. Bu günlerde ise konuşulan hukuk katliamı Türkiye’nin gündemini oluşturur oldu.

Büyük küçük ya da ast üst arasındaki ilişkilerde nezaket sınırının zaman içinde aşılmakla kalınmadığı, orangutanlara dahi insan haklarının uygulanması kararlarının alındığının gözlemlendiği bir zaman diliminde; akraba akrabanın, komşu komşunun hakkını çiğner oldu. Yasal kurallar hilafına davranarak kusur veya suç sayılan fiiller içinde kalanların azımsanmayacak denli olduğunu bilirsiniz. O gerekçelerden dolayı da zaman içinde aflar çıkarılmıştır. Kamu vicdanını sızlatacak denli yoğun af çıkarmaların eleştirildiği Türkiye ortamında, mağdur edenlerle edilenlerin sayısı yadsınmayacak denli çoktur. O tür olayların arasında anımsayacağınız o denli örnek vardır ki… Dayanağı olmadan astlarına olumsuz sicil veren disiplin amirleri mi ararsınız, yoksa adı sürgüne dönüşen haksız atama yapan ita amirlerini mi? Önüne hizmet görmek için gelenlere tafra yapan, yadsınmayacak denli siniri bozuk iş görenlere ne diyeceksiniz? Danıştay ve İdare Mahkemeleri kararlarıyla sonuçlanmış bu gibi hatalı işlemlerin yoğun örnekleri dolu. Ülkede senaryolar yazarak devlet yönetmeye eğilimli birinin ağzından çıkan “derin devlet” lafı yol almış gidiyor. Ama aslında kendi derin devletlerini yaratıyorlar. Açığa çıkarılmasına çalışılan bir Susurluk Olayı ya da Paralel Yapı nasıl yeni açılımların başlangıcı oluyorsa, Ağca ve Hrant Dink olayları da hukuk katliamının, Ergenekon, Balyoz vb süreçlerin de yeniden değerlendirilmesinin, yargıda tam bağımsızlığın başlangıcı olarak hayırlara vesile olur inşallah. Devlet olabilmenin, millet olabilmenin, kısaca insan olabilmenin tüm değerlerini insanları kul, köle ve ümmet yapma sevdasıyla yozlaştırarak yok etmeye yeltenenler, bir gün o kokuşmuşluğun altında kendileri çürüyeceklerdir. “Kanın yerde kalmayacak”, “ Hesap sorulacak, yaralar sarılacak” şeklindeki lafazanlıklarla bu insanları aldatıyorlar. Unutmayınız ki, mazlum Türk ulusunun ve şehit ailelerinin ahını alanlar vebal altındadır. Katliamlarla mağdur edilen salt ben değilim, siz de… Bu vebalin ceremesi ve ahı elbette bir gün ağır yavaş çıkacaktır. Bu mutlu sonucun, yozlaşmış değerlerle yola çıkan ABD himayesinde iktidar olanağı arayanlar ile gerçekleşmesi olanaksızdır. Umudunu AB mandacılığına bağlayanlarla refah, huzur sağlanamaz. Ancak; ülkede iktidara gelecek tam bağımsızlıkçı bir milli hükümet, halkın mutlu olacağı hakça düzeni gerçekleştirdiğinde onlar da vicdani özgürlüğe ulaşacaklardır. Catherall; “ Öğrenmenin üç kaynağı; çok görmek, çok acı çekmek, çok çalışmaktır.” diyor. Elbette siz de öğreneceksiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi