Halil Şahin

Halil Şahin

İŞTE SEÇİM, DİLEDİĞİNİZİ SEÇİN!

    “Enflasyon düştü diyorlar, ama biz elan fakirlik çekiyoruz. Ürettiğimiz para etmiyor. Paralarımız cebimizde durmuyor.” diyor, bir an önce yeniden seçim yapılmasını istiyordunuz. “Terör bir türlü kan içmekten vazgeçirilemiyor. İş birlikçiler, BOP eş başkanlığında yarışa kalkmış. Bunlar Türk Ulusundan yana olamaz diyordunuz. Beynelmilelci, Küreselci, ABD himayesinde AB esaretinden yana olanlar devlet yönetiminden temizlenmeli.” diyor, bir an evvel genel seçimlere gidilmesinden yanaydınız. “Halka deva olamayanlar iş başında. Hortumları kestik deyip borular döşeyerek sömürülerini sürdürenlerin, özelleştirme adıyla ülke kaynaklarını işbirliği yaptıkları yabancılara peşkeş çekmelerinin önü kesilmeli, şehit kanlarıyla sulanarak yaratılan ve sahip olunan vatan toprağını parayla satanlar mahkemelerde hesap vermeli” diyor, mutlaka seçim yapılmalı diyordunuz. “Bir cumhurbaşkanı bile seçemeyen, millet ve devlet olabilmenin değerlerine sahip çıkamayan, halkın halinden anlamayan, düşmanın yaptıklarından bir haber aymazlardan devlet yöneticisi olamaz” diyor, zamanından önce bir genel seçim yapılmasını talep ediyordunuz. Tepenizde oturanlar yine seçim işaretleri vermeye başladı. Dış siyaseti içe dönük kullanmaya başladılar. İçeride olanları da yine halkın kafasını karıştırmak için tüm güçleriyle probagandaya dönük aktarıyorlar. Bol keseden harcamaları ise dur durak bilmiyor. İyi ama önünüze her genel seçim sandığı konduğunda; “Dilediğinizi, ama isyan ettiğiniz haksızlıklara son verecek, size ve vatanınıza sahip çıkarak onurlu ulus devletinizi yeniden inşa ve imar edebilecek programa sahip parti ve milletvekili adaylarını seçin” denildiğinde neden yine aymazlık yaptınız. Bakınız bir kez daha seçime gidilecektir. Siz de görüyorsunuz, iktidar sallantıda! Direnecek güçler, birbiriyle tartışmalı ve kapışmalı. Önünüze dürüst bir seçimin koşulları konmuş gibi davranılabilir. Halk sersemleştirilebilir. İşte sırtına vurulan görev buradadır. Hitler bıyığına atıfta bulundurulan badem bıyıkların altından tebessüm edenlerin kim olduğunu şimdi görebiliyor musunuz? Newsweek, “Ordu Yenildi” diye başlık atıyordu. Washington Post, aynı başlığı kendi üslubuyla yineliyor. Arkasından Wall Street Journal, Türkiye’de Kansız İç Savaş Oluyor” diye yazıyordu. TBMM’de sözde sizi temsil edenler, bu ‘savaş’ tahlillerine gözlerini kapamıştı; hatta ABD’nin iktidardaki partiden umudunu kestiği ve vazgeçtiği, bu kez de “biz size daha yakınız diyenlerin elinden tutacağı hayalleri” o çevrelerde bir hayli konuşulup, yazılıyordu. Peki, sizlere yıllardır yapılanları, onlar göğüsleyebilir miydi? Onlar, Atatürk’ün İstiklâl Savaşı’nda “ateşle imtihan”dan geçen devrimci örgütlenme mirasından yoksundur. Büyük sarsıntıların yaşandığı krizlere dayanabilecek bir yönetime ve örgütlenmeye sahip değil ki! Önümüzdeki hesaplaşma döneminde de Cumhuriyet güçlerine önderlik edebilecek nitelikleri taşımıyorlar. Her faili meçhulde böyle oluyor. Önce lanetleyiciler ortaya fırlıyor. Sonra “faili bulun” çığlıkları yükseliyor. En çok bağıranlar, aslında o alçakların ve faillerin kapıkulları değil mi? Kâbeleri belli değil miydi? Bugün öz çıkarlar uğruna saf değiştirenleri iyi gözlemleyin ve onlara asla yüz vermeyin. Akıllı olun. Daha dün; sizin de hoşunuza giden söylemlerle vaatlerde bulundukları halde, bugüne değin hiçbir yararlı iş başaramayarak, karşınızda çeşitli mazeretler üreterek yine sizden oy isteyenleri iyi değerlendirin ve onlara asla rey vermeyin. Aptal olmayın. Daha dün; ‘Onlar kazanacakmış. Eh ben de geride kalmayayım. Mademki herkes ona verecekmiş belki bana da bir yararı olur düşüncesiyle davrandığınız günlerin akabinde, elim kırılsaydı da vermeseydim’ diyerek hayıflandığınız pişmanlıklara bir daha düşmemek için, nedamet duyacağınız parti programlarına ve adaylara asla oy vermeyiniz. Kendinizi aptalmış gibi duyumsatacak bir anı, bir kez daha yaşamanın âlemi yok! Daha dün; her tür hizipçiliği yaşatarak, kendinden menkullerin “Birleştik, birleşiyoruz!” hezeyanlarıyla sizi coşturup şaşkınlaştırarak sapıttırmağa çalışarak, iradenizi elinizden alma çabalarına kanmayın. Sandık önünüze konulduğunda, dilediğinizi seçin. Ama sizi sürü toplumun bir ferdi gören, sizi sömürülecek ve sırtından geçinilecek bir ülke insanı görenleri asla seçmeyin. Unutmayınız: Bir sürü için, o sürü köpeğinin kurtla arkadaşlık etmesinden daha büyük bir belâ yoktur.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi