İktidar döneminde rüşvet ve ahlaksızlığın had safhaya çıktığı skandallar

İktidar döneminde rüşvet ve ahlaksızlığın had safhaya çıktığı skandallar

Aziz Türk Milleti, Saygıdeğer Milletvekilleri; CHP tarafından verilen Meclis Araştırma Önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Milletvekilleri;

“Adalet” kavramı tarih boyunca Türk – İslam Kültürü’nün önemli bir parçası olmuş, Türkler her dönemde adaletleri ile bütün dünyaya örnek olmuşlardır. Türk – İslam Medeniyeti’nin adalete verdiği önem, diğer tüm medeniyetlerin önüne geçmiş, gerçek islam adaletinin büyük kitlelere ulaşmasını sağlamıştır. İlk çağlardan itibaren insan onurunu, bağımsızlık aşkınının simgesi olan Türk Töresi, yazılı kanunlara göre çok daha etkili ve çok daha uzun süre savaşta ve barışta hüküm sürmüş, Türk Milleti’nin gurur kaynağı olmuştur. Aynı şekilde yüce dinimiz İslam da her vesile ile adalete vurgu yaparak, özellikle yöneticilerin adaletli olması hususunu her şeyin önünde tutmuştur. Adaleti sağlamakta öncelikli yetki ve göreve sahip “yargı” mekanizması ise bir toplumda herkesin hak aramak için çalacağı son kapı, bu nedenle de vatandaşın bireysel haklarının ve kamu düzeninin ve hukuk devletinin teminatıdır.

Sayın Milletvekilleri;

Milliyetçi Hareket Partisi olarak 12 Eylül 2010 referandumu öncesinde, referandumun gizli gündemlerinden birisi olan HSYK konusunda yaptığımız “adaletle oynamayın, ayarını bozduğunuz kantar gün gelir sizi tartar” uyarılarımıza kulak tıkayan iktidar, referandumdan kısa bir süre sonra başına gelecekleri anlamış, Anayasa referandumu ile değiştirdiği HSYK yapısını bu kez Anayasa’ya aykırı bir şekilde kanunla tekrar düzenlemek zorunda kalmıştır. İktidar daha sonra, “ne olursa olsun, adalet bizim elimizde olsun” yaklaşımının bedelini 17-25 Aralık’ta ödemiş ve çareyi “inkar”da bulup adalet mekanizmasını tümüyle kendi elinde toplamaya karar vermiştir. Bu aşama sonrasında MİT Tırları olayı başta olmak üzere birçok konuda Hakim ve Savcı değiştirmek zorunda kalan iktidar, yargı ile oynamaya devam etmiş ve böylelikle kendisini kurtarmaya çalışırken yargıya olan güveni azaltmıştır. İktidar döneminde rüşvet ve ahlaksızlığın had safhaya çıktığı skandallar; Yerel yönetimlerden vakıf ve derneklere, Özelleştirmelerden kamu ihalelerine, Görevini kötüye kullanan üst düzey bürokratlardan rüşvet çarkının dişlileri haline gelmiş hükümet üyelerinekadar geniş bir alana dağılmış, ortaya saçılan bilgi ve belgeler, ilgililerini “cüretkarlığı” noktasında tüm kamuoyunu şaşkınlık içerisinde bırakmıştır. Hükümet, iktidarda bulunduğu süre içerisinde; Kamu İhale Kanunu’nu “158 KEZ” değiştirmiş, “İhaleye fesat karıştırma” suçunun cezasını düşürmüş, Sayıştay’ı denetim yapamaz hale getirmiş Ve toplam Müfettiş sayısı 13 bini bulan Teftiş Kurulları’nı kapatılarak, tüm denetim mekanizmaları ortadan kaldırmıştır. Sayın Milletvekilleri; Kendisini “muhafazakar – demokrat” olarak tanımlayan bir iktidarın hüküm sürdüğü uzun bir dönemin sonrasında ülkemizde ortaya çıkan adalet tablosu içler acısıdır. Olağanüstü artış gösteren suç ve suçlu sayılarına ne mahkemeler ne de hapishaneler yetişebilmektedir. Hakim, savcı ve avukatlar başta olmak üzere tüm yargı çalışanları, sistematik bir şekilde uygulanan adaletsizlikten nasibini almaktadır. Mübaşirlerle ilgili olarak verdiğimiz ve büyük bir haksızlığı gidermeye yönelik küçük bir kanun teklifi bile iktidar tarafından aylarca bekletilmektedir. Sayın Milletvekilleri; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre 91 tanesi mevcut iktidar döneminde yapılan 360 cezaevi tam kapasite dolu durumdadır. Mahkumların yataklarda nöbetleşe uyuduklarına dair haberler neredeyse kanıksanmış, cezaevlerindeki suç oranları incelenecek seviyeye gelmiştir. Yine resmi verilere göre, 1970 ile 2002 yılları arasında ülke nüfusumuz yaklaşık 34 milyon artmasına rağmen toplam tutuklu ve hükümlü sayımız neredeyse sabit kalmıştır. 2002’den bu yana ise ülke nüfusumuz %17 artarken tutuklu ve hükümlü sayımız neredeyse 3 katına çıkmıştır. Diğer yandan bilimsel otoritelerce yargıya güvenin % 50’nin altına düştüğü toplumlarda sosyal karmaşa ve çatışmaların yaşanacağı varsayılırken bu iktidar döneminde “yargıya güven endeksi” hızla puan kaybederek %20’lerin altına düşmüştür. Yargıya güvenin yerlerde süründüğü bir toplumda, haksızlığa uğradığını düşünen birisinin, güvenmediği bir “yargı” mekanizmasına başvurmak yerine hakkını bizzat alma yoluna gitmesi ve bu durumun da anarşizmi doğurması kaçınılmazdır. Bugün artık yargıya işi düşen bir insanımızın yaptığı ilk iş iyi bir hukukçu aramak ya da konunun uzmanı bir avukat bulmaktan ziyade ne yazık ki, kendisi ile ilgili karar verecek Hakimin tanıdığını arayıp bulmaktır. Çünkü vatandaş, Hakimi tanıdığı zaman haksızken bile haklı çıkacağını düşünmekte, hakime ulaşamazsa haklı olduğu halde hakkını alamayacağına inanmaktadır. Cumhuriyet’e karşı planlı bir şekilde yürütülen “sessiz devrim”in adalet ayağı, insanlarımızı adeta suça itmekte veya mecbur bırakmaktadır. Sistemden intikam alma heveslileri, her geçen gün adalete olan güveni zayıflatmaktadır. Kişiye veya belirli bir zümreye uygun hukuk sistemi kurma hevesinin bir sonucu olarak tutuklama tedbiri keyfi olarak uygulanmakta ve bunun örneklerine neredeyse her gün rastlanmaktadır. İktidar, “yürütme” üzerindeki vesayete son verme adına “yargı” erki üzerinde sivil vesayet oluşturmaya girişmiş, adeta işbirliği içerisinde olduğu terör, yolsuzluk ve istihbarat çetelerinin, güvenlik ve yargıdan çekinmemesi için elinden geleni yapmıştır. İktidar, sistemden intikam almak adına güvenlik güçlerini “gladyo”, yargıyı ise “vesayetçi” olarak tanımlayarak etkisizleştirmiş, “yap-boz” şeklindeki düzenlemelerle de bu yapıları doğrudan kendisine bağlamaya çalışmıştır. Hitler döneminde göreve atanan hâkimlere verilen "Bir davada karar vermeden önce 'Acaba benim yerimde Führer olsaydı nasıl karar verirdi?' diye düşünün ve kararınızı öylece verin." nasihati, Hükûmetin hayalindeki yargı sistemini en güzel şekilde özetlemektedir. Adalet konusunda Hazreti Ömer ve Fatih Sultan Mehmet olma iddiasındaki iktidarın yaklaşımları, Muaviye ve Hitler’i geride bırakmaktadır. Bu iktidar döneminde; teröristlere özel çadır mahkemeleri kurulmuş, terörle mücadele eden Bakanlar görevden alınmıştır. Rüşvet bu iktidar döneminde serpilmiş ve sözde “milli” çıkarlar uğruna hukukun çiğnenmesine göz yumulmuştur. Sorumlular ve suçlular adaletten kaçırılmış daha da kötüsü Büyük Milletin Yüce Meclisi bu işe alet edilmiştir. Türk Milleti, “humus hakkı”, “Allah akrabaya bakmayı emreder”, “çalıyor ama çalışıyor”, “bu paralarla İmam-Hatip Lisesi yapılacaktı” gibi yaklaşımlarla bu iktidar döneminde tanışmış, operasyonlar sırasında neredeyse suçüstü yakalanan bakan çocuklarının evlerindeki paraların polisler tarafından koyulduğuna inanmaya zorlanmıştır. Sayın Milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak yargı erkinin hükümet eliyle hızla yıpratıldığını ve etkisiz hale getirilmeye çalışıldığını düşünüyor ve büyük sorunlarla karşı karşıya bulunan yargı mekanizması ile ilgili olarak bir Meclis araştırması açılması gerektiğini düşünüyor bu çerçevede de CHP’nin önerisini destekliyoruz. Ancak CHP tarafından, Avrupa Birliği 2015 Yılı İlerleme Raporu’nun bu noktada bir gerekçe olarak kullanılmasına karşı olduğumuzu ifade etmekte yarar görüyoruz. Avrupa Birliği başta olmak üzere yabancı kuruluşların tavsiyelerinden hareket edilerek Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı sisteminin düzeltilemeyeceğine inancımızı bir kez daha tekrarlıyor CHP’yi bu ve benzeri noktalarda yabancı ülke ve kuruluşları referans alan yaklaşımlarından uzaklaşmaya davet ediyoruz. Konuşmamı, Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in şu sözüyle tamamlamak istiyorum: “İnsanlar; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya asla müsaade ve müsamaha etmezler” Adaletin bir gün herkese lazım olacağını hatırlatıyor, Gazi Meclisi tekrar saygılarımla selamlıyorum.şlıkj

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.