Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

GERZEK BAŞKAN

Eşi görülmemiş bir vahşetin ayrıntılarını hepimiz gördük, öğrendik. Ve dünya gündemine de yansıyan bu elim hadise millet olarak hepimizin yüreklerini dağladı. Gerçi millet olarak demeyelim. Kendini her zaman, aziz ve asil Türk Halkı'ndan farklı ve ayrıcalıklı gören bir takım şovmenler istisna elbette... Özgecan'ın ölümünü dans ederek kutlayanlar, mini etek giyip kendince protesto eden zavallı erkek müsveddeleri, "Özgecan'ı Tayyip öldürdü!" diye çığrınarak, bu vahşeti bile Cumhurbaşkanımız'a bağlayanlar... vs. çıktı ortaya... Aslında onların derdi Özgecan falan değildi. Genel seçimlere 3-4 ay kala, fırsattan istifade edip eline mikrofon alan, eline kalem-klavye alan her kesimden acaip kılıklı ucubeler, Özgecan üzerinden birilerine mesajlar yolluyordu. Tüm bunlar olurken talihsiz kızın anne-babası "Takdir-i İlahi!" diyerek, bu ucubelere onur, haysiyyet ve insanlık dersi veriyordu adeta. Bir tarafta İngilizler gibi mum yakıp, etek giyip, dans edenler.... Bir tarafta Türk töresine uygun davranarak, Cumhurbaşkanı'na siyah başörtüsü yollayan acılı aile... Peki tutuklanan o caniler cezasını çekecek mi? Elbette çekecek. İnanın şu anda; "İdam geri gelse de beni öldürseler!" diye her dakika Allah'a yalvarıyorlardır. Yıllardır dört gözle af bekleyen, fakat bu olaydan sonra afla ilgili tüm ümitlerini kaybeden mahkûmlar Özgecan'ın katillerine en büyük cezayı vereceklerdir, kimsenin bundan kuşkusu olmasın! Yine geçtiğimiz hafta CHP'li Umut ORAN'la, sosyal medyada Fuat AVNİ olarak nam salmış cemaatin kaçak kalemşörü, Emre USLU arasındaki yazışmalar gündeme damgasını vurdu. Umut ORAN Emre USLU'dan dolar dileniyor; Emre USLU'da "O gerzek başkanına söyle...! diye karşılık veriyor. CHP yönetimi bu yazışmaları hiç önemsemedi bile. Onlara göre, " Ak Parti'ye yandaş olan kurum ve kuruluşların bir tezgâhı"ydı. Ama aynı yazışmalar AK Parti'li bir vekille Emre USLU arasında geçseydi ve aynınca ifşa olsaydı neler olurdu, tahmin bile edemezsiniz. Çünkü onlar, cemaat basın-yayın organlarının gösterdiği "Ayakkabı Kutuları" ndan başka hiç bir şeye inanmazlar... Gerzek, argo bir kelimedir ve sözlük anlamı, "Geri Zekalı" demektir. Yani, eğer o yazışmaların doğruluğu ispatlanırsa, Emre USLU'nun CHP Genel Başkanı'na "Geri Zekalı Kemal KILIÇDAROĞLU...!" dediği de ispatlanmış olacaktır. Elbette "Gerzek"le sınırlı bir yazışmadan ibaret değildi. İçinde "İş Bankası"nı, porno kaset sahibi 45 vekili ve Savcı Zekariya ÖZ'ü zor durumda bırakacak ifadelerin de yer aldığını gördük. En vahimi ise, Paralel Örgüt'ün elebaşısı Fethullah GÜLEN'in emriyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'ın kızı Sümeyye'ye suikast için "Çok psikopat bir adam" kiralandığıydı. İşte bunların gözü bu kadar dönmüş değerli okurlarım. Bunlar 3-5 oy uğruna, bir koltuk uğruna Şeytan'la bile pazarlık yapabilecek hale gelmişler. Kaldı ki; bugün Sümeyye ERDOĞAN'a yapılacak en ufak bir eylem, AK Parti'nin oylarını azaltmaz, daha da artırır. Bu gerçeği tımarhanedeki delilere sorsanız onlar da bilirler. Ama bunlarınki de bir "Umut" işte! Yaklaşık 20 parti ittifak kurdukları halde sandıktan bir şey elde edemediler. Bu genel seçimlerde de hezimete uğrayacaklarını bildikleri için böyle yüksek gerilimli fantaziler kuruyorlar. "İktidar olursak muhalif gazetelere el koyacağız!" demek ve bu halktan oy beklemek nasıl bir psikolojinin ürünü bilmiyorum ama,, bu talihsiz cümle, Recep Tayyip ERDOĞAN'a "Diktatör!" diyen Gürsel TEKİN'e ait. Bunlar Türkiye'yi hala o eski ve o karanlık çağda zannediyorlar. "Vatan elden gidiyor!", " Laiklik elden gidiyor!" diye bir höykürdüklerinde, kudretli paşalarımız "Hööyyyt!" der, yardımlarına koşardı o karanlık çağda. Ama bugün ordumuz kendi işiyle uğraşıyor artık. Siyasetten, başörtüsünden elini çekmiş, ükemizin ve milletimizin yıllar sonraki güvenliği için bile strateji ve silah üretimine geçmiş... Bir gece yarısı, Süleyman Şah'ın türbesine operasyon düzenleyerek, türbedeki naaşı başka bir yere nakletmiş şanlı ordumuz. Üstelik bunu kimseye sormadan, kimseye danışmadan ve kimseden istihbari yardım istemeden yapmış. İşte bu operasyon İngiltere'yi ve içimizdeki İngiliz'den daha İngiliz "Ulusal Medya" yı adeta verem etmeye yetti. "Türkiye nasıl olur da kendi başına böyle bir operasyon yapabilir?"di? Türk askeri PKK'yla uğraşmalıydı. Kürtler'le, Aleviler'le uğraşmalıydı... Bazı siyasetçilerimiz çıktı ekrana hüngür hüngür ağladı. Operasyon esnasında şehid olan askerimize değil! "Tek kurşun atamadan türbeyi IŞİD'e bıraktık!" diye ağladı. Yıllardır Türkiye'yi Suriye'yle savaşa ikna edemediler ama o türbenin olduğu bölge, Türkiye'yi her an savaşa sokabilecek bir bölgeydi. Bunu biliyorlardı. Süleyman Şah Hazretleri'nin naaşı o türbeden alındı ve "İn-cin uykudayken" başarılı bir şekilde Suriye sınırları içindeki başka bir alana nakledildi. Yani, naaşı ülkemize getirilerek, türbenin bulunduğu avuç içi kadar arazi fedâ edilmedi. Ne tuhaftır ki; bu zamana kadar Osmanl'yla ilgili bütün değerleri ve gerçekleri ayaklar altına alan Anamuhalefet birden bire Osmanlı ve türbe hayranı kesildi başımıza. Ben de AK Parti'nin en çok bu yanını sevdim. 90 yıllık Osmanlı karşıtı bir Kemalist'i bile "Cengâver Osmanlı Savunucusu" haline getirerek kimyasını değiştirdi. En azından Süleyman Şah'ı yakından tanıyarak, tarihleri konusunda aydınlanmış oldular. İki gün sonra; "Süleyman Şah İzindeyiz!" derlerse hiç şaşırmayın. "Süleyman Şah olmasaydı şimdi hepimiz Bizans olacaktık!" derler mi? Deerler.....  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi