Hoşgeldin 11 Ayın Sultanı Ya Şehr-i Ramazan

Hoşgeldin 11 Ayın Sultanı Ya Şehr-i Ramazan

İşte bir Ramazan-ı Şerifle daha geldi. Bu mübarek ayın tüm İslam alemine hayırlar getirmesini dilerim… Nerede O “Eski Ramazanlar”? Büyüklerimizden sıklıkla duyduğumuz bir söz, bir sitem, belki de bir yakarış: Nerede o eski ramazanlar? Hiç düşündünüz mü gerçekten o ramazanlar nerede? Ya da bahsettikleri Ramazanlar nasıldı? Bu konuyu etraflıca araştırdım, geri getirmem pek mümkün gözükmese de söz konusu Ramazanları kimlerin, hangi şekilde, nereye götürdüğünü buldum sanki… En başta mahallemin davulcusunu sorumlu tutuyorum bu konuda. Davulu eline alıp rastgele vurmaktan ibaret sanıyor, yüzyıllardır gelenek hâline gelen bu işi. Üstelik abartıp aracın arkasında gezerek vuran bile var davuluna. Bazen davulun sesini bile duymuyoruz. Nerde dedikleri eski ramazanlarda iş böyle değildi. Mâni okunur, davula öyle vurulurdu. Davulcu kapı kapı dolanıp bahşiş istemez, gönlünden kopan olursa zaten peçeteye sarıp camdan atardı. Böylesine ince düşünen bir toplumun ramazanı da elbette dillere destan olurdu. Şimdi ise daha iki haftayı bulmadan bahşiş için geliyorlar hak etmişler gibi. Cami mahyalarında yazan “Ramazan Berekettir” yazısı sadece orada asılı kalmaz, bu mübarek ayın bereketi tüm hanelere oluk oluk akardı. Osmanlı İmparatorluğu’nda pek çok zengin tebdil-i kıyafet ile hiç tanınmadıkları yerlerde bakkal, manav gibi dükkânlara gider, “zimem” denilen veresiye defterini açtırır ve baştan ortadan ve sondan rastgele seçtiği sayfalardaki borçları toplattırıp öderdi. Borcun kim tarafından ödendiği bilinmezdi. Bu şekilde verilen nafile sadakanın, açıktan verilen sadakadan yetmiş kat daha sevap olduğunu bilen bu insanlar yardımlarını mümkün mertebe gizliden yapmaya özen gösterirdi. Ecdadımız sağ eli ile verdiğini, sol elinden bile gizlerdi. Hiç kimsenin onurunu zedelemeden belirli bir edep çerçevesinde bu ibadetlerini de yerine getirirlerdi. Edep demişken Tembihnâmelerden bahsetmek istiyorum. Ramazan gelmeden Şaban ayı içerisinde hükümet tarafından yayımlanan tembihnâmeler, reayanın, yani halkın ramazan ayı boyunca dikkat etmesi gereken kurallardan oluşurdu. Halkın dinî emirlere daha sıkı sarılıp, edepli olması istenirdi. İmam ve vaizler camilerde, bekçiler ve tellallar mahallelerde, işletmeciler tarafından da hanlarda bu emirler duyurulurdu. Gerekli denetimler yapılır, toplum ahlâkını esas alan tembihnâmelere uymayanlar ise cezalandırılırmış. Bugün bunlar bizim için oldukça ilginç gelebilir, hatta yazdıklarımdan bazılarını ilk defa duymuş olabilirsiniz. Ne acıdır ki yüzyıllar boyunca Türk adıyla süregelen bu geleneklere, birer yabancı gözüyle bakmaktan ileri gidemiyoruz. Gelecek nesillere bırakabileceğimiz bir apartman dairesinden başka bir şey ne yazık ki kalmadı. Ancak şunu da bilmek gerekir ki eski değişendir. Eskiye özlem, her daim olmuştur. Ve olacaktır. Kim bilir, eskiye bir daha ulaşmak ve onu tekrar aynı koşullarda yaşamak mümkün olmadığı için belki de eski bu denli özlenir… Tüm bu yazdıklarımdan bir sonuç çıkaracak olursak; bugün yaşadığımız ramazan ile nerede dedikleri eski ramazanlar arasındaki dağlar kadar farkı ayırt etmemiz hiç de zor olmayacaktır. Nerede o eski ramazanlar, kim götürdü demiştik. Eski ramazanları mahallemin davulcusu götürdü; sesini çıkarmadan elindeki davula rastgele vurarak, sonra o çıkmayan sesini zenginlere vererek. Zenginler öldürdü o ramazanları; yaptığı yardımı, verdiği sadakayı sağır sultana duyurarak. Değişen toplumun kötü ahlâkı gömdü yaşayamadığımız ramazanları, edep nedir bilmeyerek. O eski ramazanları geri getirmem pek mümkün değil demiştim ama biraz olsun o manevi havayı solumak için hepimiz adına bir isteğim var bir ay süren ramazan boyunca sahurlarda davulcuların manilerle insanları sahura kaldırmaları güzel bir anı olarak hafızalarda kalacaktır. En ışıltılı bakışların gözlerinde, en tatlı sözlerin kulaklarında, tüm mutlulukların avuçlarında ve en sonsuz sevgilerin gönlünce yaşayacağınız Ramazan Ayı geçirmenizi dilerim…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.