Halil Şahin

Halil Şahin

HOŞ GELDİN

Geçmişi değerlendirerek, hafızamızı tazeleyelim. Ne de olsa kocaman yıllar yaşadığınız psikolojik taarruz, zihninizi allak bullak etti, değil mi? ABD’nin Türkiye için ön gördüğü “yeniden yapılanma” işini çok önceden planladığı ve plan üzerinde her geçen gün daha da dikkatli ilerlediğini artık biliyorsunuz. Bu ülkede iktidara gelecekleri USA organize ederken, bu iktidarın kimler ile ittifak içinde iktidara taşınabileceğini, o günün şartlarına göre düzenlediğini de artık anlıyorsunuz. Üç beş yıl öncesini anımsıyorsunuz: Liberal sermaye, Kürt Feodalitesi ve dinci tarikatlar bir araya gelerek, ABD’nin önderliğinde bir iktidar oluşturmuşlardı. R.T. Erdoğan bu kuvvetlere dayanarak bir dönem yol aldı. İkinci dönem, yani 2007 Haziran’ından sonra liberalleri, özellikle de kendisine kültürel destek veren liberal aydınları dışlamaya başladı. Aydın Doğan Medyası ile olan işbirliğine son verdi. Kürt burjuvazisinden ve sahte soldan devşirdiği aydınlar ile yandaş medyayı kurdu. Liberal sermaye desteği yerine, İslami sermayenin desteğini güçlendirdi. TÜSİAD ikincil konuma atıldı. Cumhuriyete karşı savaşan iki kuvvet olan Cemaat ile PKK, kendi aralarındaki nüfuz savaşına son verdiler. Birlikte hareket etme kararı aldıkları açığa çıktı. Artık PKK, bölgedeki Cemaatin imamlarını öldürmeyecek, Cemaat de, KCK operasyonlarını durduracaktı. Bu birlikteliğin ilk meyvesini de birlikte eylem yaparak gösterdiler. ABD’ye bağlı bu iki kuvvet, kuvvetlerini birleştirmiş oldu. Elbette, bu söylem ve olayların üzerinden yıllar geçiriyoruz da şu anda ‘yeni’ olan ne? Şu son on yılda yaşadığımız ve bundan sonrasında da yaşayacağınız gün gibi ortada olan çürüme, dağılma, bölünme mi yeni olan? Neresi hoş bu yeni yılların? Hoşlanmıyorsanız gelecekten, o halde geleceğinizi kendiniz kurunuz. Acil görev: ABD güdümlü, İsrail işbirlikçisi, Haçlı saldırısının ileri karakolu olduğu aşikâr iktidarı yıkmak, millî devletimizi ve toplumumuzu Kemalist Devrim temelinde yeniden kurmaktır. Yani; Vatanı yeniden birleştirmek, milleti yeniden kaynaştırmak, hürriyeti yeniden kazanmak, zenginleşmektir. Ama bu da ancak ve ancak bir halk devrimiyle mümkündür. Son 60 yılda ABD, NATO ve AB kapısına bağlanmak, Türkiye’yi bölmüştür. Bu Gladyo-Mafya-Tarikat rejimi içinde, Türkiye halkını, kanlı iç çatışmalardan, kardeş kavgalarından, yozlaşmadan ve yoksullaşmadan başka bir şey beklemiyor. O halde; ABD bizi dağılmanın ve yoksullaşmanın esiri etmişse, ABD güdümüne neden boyun eğiyoruz? NATO bizi bölüyorsa, niçin NATO’ya bağlıyız? AB kapısında parçalanıyorsak, niçin AB budalası kesiliyorsunuz? Atlantik sistemi içinde Atatürk Cumhuriyeti yıkılıyorsa, elan bu kölecil sistemin kulları olmaya boyun eğiyorsunuz? Hepsinden önemlisi; Kirli para baronları, faizciler, hortumcular, “Üçe kapat” rüşvetçileri, tarikat getirimcileri bizi yoksullaştırıyorsa, niçin onları hala tepenizde taşıyorsunuz kardeşim? Gelin yeni bir yıl başlatalım ve avazımız çıktığınca haykıralım: Hoş geldin yeni yıl! Çünkü onları devirmek için halkı ayağa kaldırmak, ulusu özgürlük temelinde birleştirmek, vatanı bütünleştirmek, ulusal hükümeti kurmak, bir millî direnme ekonomisi örgütlemek, ulusal ordu ile halkımız arasındaki bağları sağlamlaştırmak, fedakârlıklara hazır olmak, yeni yılların görevleridir. “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” ruhuyla doğacak asil Türk ulusunun kahraman orduları, bir Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza değin sürecek geleceğidir! Kahraman Türk Subayları bu yıllarda doğacak ve şanlı Türk ordularının temeli yeni yıllarda yeniden atılacaktır! Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri çok büyük bir asimetrik savaş veriyor ve bu savaşta en büyük yarayı aldığı cephede, karşısındakiler kirli oyunlara kullanılan cahil halk ve de Türk Silahlı Kuvvetlerini medyadan yanlış yorumlayan kafatası zihniyetine sahip insanların oluşturduğu art niyet tabakasıdır. Hal böyle olunca bazı kesimler bu kişilerden destek alarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üstüne gitmekten çekinmiyor hatta ve hatta bu kurumu kendi emelleri çerçevesinde yönetmeye çalışıyor. Ama şunu bilsinler ki; Türk Ordusu bu milletin yüksek feragatlerinden doğmuş bir mucizevî oluşumdur ve bu eseri her türlü iftiradan korumak, emperyalistlerin yeniden saldırganlaşarak üzerimize geldiği şu demde, yüce Türk Milletinin sadakatinin bir görevidir. Çünkü bu milletin başka ordusu yoktur! Ne mutlu Türküm diyene!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi