Halil Şahin

Halil Şahin

HESAP SORMAYANLARDAN HESAP SORULMALI

Anımsayacaksınız; bir ara, 37 kişinin hayatını kaybettiği 1 Mayıs 1977 olayları için, CHP Meclis Araştırması istemişti. Ne yazık ki, CHP’nin bu önergesi iktidar oylarıyla ret edildi. Demokrat geçinen AKP’nin, cinayetler konu edilince, gerçeğin aydınlatılmasında geri adım attığı görüldü. İşte böylesi durumlar kamu vicdanında onmaz yaralar açıyordu. 1 Mayıs 1977 de ölen 37 kişi niçin öldü? Böylesine etkili bu sorunun yanıtsız kalması milleti rahatsız edince; bir hafta sonra, aynı önergeyi bu kez AKP getirdi. Ama zihinleri karıştırmak ve duyarsızlıklarını örtmek için, 1 Mayıs 1977 ile birlikte Çorum, Kahramanmaraş, Sivas ve Başbağlar katliamlarının aydınlatılması için Meclis Araştırması istiyordu. Hem iktidar hem de muktedir olmak isteyenler; devlet içinde hukuk dışı yapılanma ile halka, özellikle işçilere ve ulusalcılara kan kusturan düzmece emperyalist örgütlenmenin üzerine bütün hışmı ile gidecekti, gidilmeliydi elbet. Bunun böyle olması gerektiğini, tarihsel olaylar tekrarlarla kanıtlamıştır. 1 Mayıs 1977’de Taksimi çevreleyen otellerden işçilerin üzerine kurşun sıkarak 34 yurttaşımızı öldürenler ve bunlara ‘öldür’ emrini verenler ortaya çıkarılmadığı sürece hiç birbirimiz huzur içinde yaşayamazdık değil mi? Yine 1977 Aralık içinde Kahramanmaraş Katliamını düzenleyenler, 111 kişiyi öldürenler, hamile kadınların karnını deşenler, bu olay nedeniyle yargılananları beraat ettirenler kamu vicdanının tatmini için muhakkak yeniden yargılanarak cezalandırılmalıdır ki, adalet tecelli etmiş olsun... Fakat her nedense, adalet yerini bulmuyor. Devlet adına hareket ettiğini söyleyip halkına kurşun yağdırarak katliam yapanlar, yargılanıp ceza görmelidirler ki, bir daha böyle katliamları yapmayı akıllarından dahi geçirmesinler. Böyle bir hesap sorma, birileri için dönüm noktasıdır. Adeta bayram gibi kutlarlar. Bunlar intikam duygularıyla yapıldığında da ne denli demokrasiden yana olup olmadıkları da ortaya çıkar. Gelin görün ki, herkesin dikkatini çeken bir konu var. Yandaş medyada yer alan her haberin düzmece ve kocaman bir yalan olduğu dikkati çeker. Buna rağmen, malum medyanın bu iftiraları karşısında halkın ve yönetimin, hatta yargının duyarsız kalması ise çok ilginç! İşbirlikçi medyada her gün yayımlanan her yalan haberin bir özelliği, dönüşümlü teranelerdir. Bir gün ‘darbe’, hemen ertesi gün ‘açılım’, diğer bir gün ‘açılım’, müteakip gün ise bir suikasttan söz edilir. Gördüğünüz gibi, bu konular sistematik olarak gerçekleştiriliyor. ‘Özgürlük’ teraneleriyle iktidar olabilmenin nimetlerinden yararlananların, katillere bu denli özgürlük tanıması ve ana muhalefetin de o katiller adına adalet yürüyüşleri yapmasının, milletin açlığa, sefalete vatansızlığa, devletsizliğe ve çaresizliğe mahkûm edilmesinin bir hinliği var. Oysa Türkiye’nin gerçek gündemi, ekonomi değil mi? Ancak bu konu sıklıkla iktidar tarafından sulandırılıyor. Enerji, akaryakıt, halkın ana besin maddeleri derken, iğneden ipliğe uluorta zam yapılıyor. Bu durum toplumun sosyal mayasını bozuyor. Bunu; BOP Eş başkanı olduklarını açıklayanların danışmanlığını yapan ABD Dışişleri Başkanlığı’nın kilit ismi ve Avrupa Güvenliği Masası Şefi Stephen Larrabee’nin rapor ve sözlerinden anlamak olası. Aydınlık Dergisi ile yaptığı söyleşide de: “ Türkiye daha ulusalcı bir yöne doğru ilerlemeye başladı.(…) Ulusalcılık derken, MHP’den ya da bazı durumlarda CHP tarzı bir milliyetçiliği vurgulamıyorum. Türkiye’nin çıkarlarını ön plana koyan bir ulusalcılıktan söz ediyorum.(…) Salt 5-10 yıl sonra Türkiye’nin nerede olacağını ölçmeye kalkarsanız, ABD’ye ve AB’ye daha az bağımlı, Türkiye’nin çıkarlarını ön plana koyacak şekilde bağımsız ve dengeli bir siyaset izleyeceğini söyleyebilirim.” diyor. Demek ki, göreceksiniz: Hırsızlıklar, soygunlar ve canilikler artacak, halkın suça yönelişinde bir yükselme görülecektir. Bu arada Meclis’teki suçlular dokunulmazlık zırhına büründüğü için de, onlar yine kurtulacak. Fakat bunlardan gerçekten hesap sormayı seçim beyannamesine alarak miting meydanlarında seslendirenlere, rağbet artacaktır. Geçmişte görüldüğü gibi: “Hesap soracağız! Bunların hesabını verecekler!” diyerek bangır bangır bağırdıkarı için, gümbür gümbür iktidara geldikten sonra, vaatlerini çarçabuk unutanları da bu millet çok gördüğünden, günümüzde TBMM’de temsil edilmeyen partiler iktidar olma şansı bulacak. Emin olun; çünkü bu kehaneti bir Amerikalı söylemekle kalmıyor, herkesin ittifakla kabullendiği kamuoyu yoklamaları da öyle söylüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi