Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin öncülüğünde düzenlenen ‘Alevilik ve Siyaset’ adlı konferansta; PSAKD Başkanı Rahmetli Kamer Genç’in; “Bu gün ne yazık ki, ‘her ağacın kurdu kendinden olur’ şeklinde kullandığı sözü, haklı çıktı. Bazı Aleviler Maraş’ın, Sivas’ın katilleriyle el ele.” ifadelerini kullandığı ulusal gazetelerde yazılı. Yine bu gazetelerin yazdığına göre Eski başkan A.Balkız; “CHP dışı partileri kast ederek”, diğer partilerden aday olanların Alevilikten dışlanmasını istercesine “Neden yol düşkünü sayılmıyor?” sorgulamasını yaptı mı, yapmadı mı? Doç.Ayhan Yalçınkaya’nın ise “Devlet onlarca yıldır Alevilere karşı bir kavim kırım uyguluyor. Soykırım bedenleri, kavim kırım ise ruhları yok eder” dediği haberi yer almış. Bu haberler doğru ise, her zaman ki gibi, bölücülerin iş başında olduğu gözleniyor. Sakın ola “Bu millet, şu ABD himayeli AB Mandacılığına soyunan bölücülerden ne zaman kurtulacak?” deyip manevi dayanma gücünüzü bozarak, bölücü din istismarcılarına ve devlet yıkıcılarına teslim olmayınız. Demokrasiler ak kara seçeneği ile sınırlı değildir. Gerçek demokrasilerde renkler mozaiği vardır. Sizin renginizin yıldızlaştığı her yasal bayrağın altında toplanabilirsiniz. Vereceğiniz oylarla henüz çoğunluğu yakalayamayabilir, iktidar için hükümet kuramayabilir ve hatta TBMM’de temsil olanağı da bulamayabilirsiniz. Ama sizin de sesiniz olacak demokratik bir düzlemi gerçekleştirmiş olursunuz. Rahşan Ecevit; bir basın toplantısı yaparak, CHP ile giriştikleri birliktelikten beklediklerini sıralamış: 1- IMF’ye teslim edilen ülkenin faiz ve borç batağından kurtulması için yeni bir ulusal bir program hazırlanması. 2- AKP bölücü ve etnik politikalarının önüne geçilmesi ve “Ne mutlu Türküm diyene” ilkesi doğrultusunda siyaset yapılması. 3- AB ve ABD’nin dayatmaları karşısında ulusal bir politika izlenmesi. 4- Kıbrıs’ta iki devlet için KKTC’nin tanımasının sağlanması. 5- Ülkenin AB ve ABD’nin pazarı olmaktan kurtarılması ve tarımın yeniden canlandırılması. 6- Yabancılara toprak satışının durdurulması. 7- Irak’la ilgili bir politika oluşturulması ve Türkmenlerin korunması. 8- ABD’nin kuklası Kürdistan’a karşı çıkılması. Hepsi doğru ve noktalarına değin katılırsınız. 19 Mayıs 2007 tarihinde “Seçim yaklaşınca Baykal AB’ci oldu!” diye yazan Radikal Gazetesi, CHP liderinin: “Globalleşen ekonominin gerçeklerini inkâr etmeyiz. AB’yle sorunlar var, ama çatışarak, düşmanlık göstererek siyaset yapmamız söz konusu değil.” dediğini belirtiyor ve “İktidar değişikliğinin ekonomi politikasında kesinti, kopukluk, kriz yaratması hiçbir şekilde söz konusu değildir” dediğini yazıyordu. Şimdi halkın temelli kafası karıştı. Rahşan Ecevit, O günlerin İşçi Partisi’nin programını; Deniz Baykal ise ABD Himayeli Avrupa Birliği Programını savunuyorsa, Genel Seçimlerde halk şayet CHP’ye oy verirse, aldatılmış olmuyor mu? Oğlunu şehit veren emekli polis Ahmet Aydın’la birlikte pozlar vererek; Cem Uzan ve ailesiyle ilgili İzmir’de bir basın açıklaması yaptı. İmar Bankası’nın eski güvenlik amiri, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda adaya ilk inen paraşüt birliğinin komutanı, Kıbrıs Gazisi emekli Piyade Komando Albay Dinçer Kömek, bu basın toplantısında; “İmar Bankası mudilerini perişan eden Cem Uzan ve ailesi bu masum insanların kanını emdiklerine doymamışlar ki, şimdi de 73 milyon Türk evladını kandırmaya çalışıyor, bunlara inanmayın.” diyordu. Genel Seçimlere giderken işaret parmağıyla partililerine işaret bulan Cem Uzan’ın bu fotoğrafını gördükten sonra, Onun da Aziz Nesin’den esinlenerek hakkında güzel şeyler(?) düşündüğü millet için, “İşte size bir kazık daha!” mesajını almış olduğunuzu fark ediyorsunuz, değil mi? Bu gibi durumlar için Whately ne güzel söylemiş: Sakın sofrada tartışmaya kalkışmayın; nasıl olsa aç olmayanlar kazanacaktır.