Halil Şahin

Halil Şahin

HEDEF

  AB’D saldırısı tüm hışmıyla devam ederken ulusumuz; yarıya yakın bir kısmıyla, Türkiye’yi yok etme saldırısına karşın, yurtseverlik bilinciyle karşı durmaya devam ediyor. Şu geçen halkoylamasında ve onu takip eden yerel seçimlerinde neyi oyladığını bilmemesine rağmen, Ortaçağın derin gücü olan rüşvet vb şekilsizlikler karşısında dahi, halkın ‘Hayır!’ diyerek direnç göstermesi çok önemlidir ve geleceği aydınlatmaktadır. Görünen odur ki; geleceği belirleyecek olan direnç büyük atılım olacaktır. BOP Eş başkanlığının hileleri, kanunsuzluğu, bütün devlet olanaklarını seferber etmesi, baskı, şiddet ve zorbalığı ile halkımız ürkütülmüştür. BOP Eş başkanlığının, ülkenin bölünme tehlikesi yaratan açılımlarının uzağında durması en büyük işaret. İktidardakiler; mağdur olduğu için değil, “Ordu’yu bile dize getirdikleri” görüntüsüyle oy aldılar. Anayasa Mahkemesi’nin 30 Temmuz 2008 günlü AKP’nin cumhuriyet yıkıcılığının odağı olduğuna hükmetmesi sonucu gibisinden ilamlarla, adil mahkemeler tarafından mahkûm oldukları halde, CHP ve MHP’nin gayretleriyle gayrimeşru iktidar olanların, gayrimeşru referandum ile halkı kuşatmaya devam etmeleri vatana ihanettir. Türkiye’yi “ya sen ya ben şeklinde” kamplara bölmek meşru olamaz! Milli irade, ancak bağımsız ve egemen bir ülkede oluşabilir. Her türlü kanunsuz ve ahlak dışı yöntemlerle mafya tarikat yapılanmasının imal ettiği sonuçları kabul etmek, milli irade yakıştırmasıyla saygı duymak olanaksızdır. 12 Eylül 1982’de, Amerika’nın “bizim oğlanları” olan Kenan Evrenlerin, halktan % 92 oy alarak yürürlüğe koydukları 12 Eylül Anayasası ne kadar meşru değil ise, 12 Eylül 2010 referandumu ve sonuçları da o denli meşru olmayacaktır! ABD, Türkiye’yi bölüyor. Bu bölünme etnik gruplara, tarikatlara ve mezheplere bölünmedir. Türk-Kürt, Alevi-Sünni bölünmesi derinleşiyor. Ancak bu bölünme bazılarının iddia ettikleri gibi seçmenin bölünmesi değildir. Seçmen her seçimde elbette bölünür. Partiler oy alınca, seçmen bölünmüş olmaktadır. Ama bu Türkiye’nin bölünmesi anlamına gelmez. Türkiye, kargaşalığa ve iç çatışmalara sürükleniyor. Türkiye kargaşalığa ve iç çatışmalara itilmektedir. Bu tür çözümlerden söz edilmesi, iç çatışmaları perdelemektedir. Bu süreç, federasyon veya özerklikte duracak bir süreç değil, kanlı çatışmalara giden bir süreçtir. Bugünlerde halkoylamalarına evet diyenlerin yaşadığı utku havası, elbette çok çabuk geçecektir. Bu kargaşa ortamını yaratan iktidar ve ana muhalefetin, zorlukları aşma şansı bulunmamaktadır. Tam tersine Türkiye, maceralara sürüklemekte, ABD planlarına iyice mahkûm hale getirmektedirler. Sözcü Gazetesi’nin, 11 Eylül 2010 günlü sayısında yer alan başyazının saptadığı gerçek, çok anlamlıdır ve milletin yargısının dile getirilmesidir. Türkiye’yi ancak ulusalcı bir milli hükümet kurtarır. Bu tarihsel ve bilimsel gerçek, toplumsal vicdana ve zihnimize altın harflerle kazınarak hedef olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi