Halil Şahin

Halil Şahin

GÖREVİ MİLLET YAPAR

Şu memleketin haline bir bakın: Amerikanvari demokrasicilik oynanan bu ülkede, vatandaşın hali perişan. Millet, makûs talihini yenebilmek için; kaderini seçtiklerine, vekalet alan seçilmişler ise acizliklerini örtbas edebilmek için topu (görevi) atanmışlara, onlar da “la havle çekerek” bu vebali üzerlerinden savmak ve yetkiyi 12 Eylül 2010 günü asıl sahibine kullandırmak üzere millete havale ediyorlar. Görülen odur ki, TBMM ve Anayasa Mahkemesi; Atatürk Cumhuriyetini koruma, Cumhuriyet hukukunu ve Anayasa’yı savunma görevlerini yerine getirememiştir. Anayasa’nın değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği maddeleri unutulmuştur. Yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı tozlu hukuk kitaplarının sayfalarına gömülmüştür. Anayasayı koruma görevi, görev olmaktan çıkarılmıştır. Milleti ve devletini korumak ve kollamak durumundakiler, Cumhuriyet hukukunun emrine uyup saldırıya göğüs germemiştir. Görevlerini unutanlar, Cumhuriyet yıkıcılığından sabıkalılara, yine “yola devam” türküleri söyletmişlerdir. Tıpkı kapatma davasında yaptıkları gibi... Türk Yargısının idam fermanına mühür basılmıştır. Hukukun, ancak dağdaki çobanın vicdanının kabul etmesi halinde hukuk olacağını görmezden gelip, anlaşılmaz “tırnak içi” hukuk oyunlarına başvurulmuştur. 60 yıllık karşı devrim süreci, Cumhuriyeti kendi kurumları tarafından bile savunulamaz hale getirmiştir. Demek ki; artık savunulacak değil, yeniden kurulacak bir Cumhuriyetimiz var. Anayasa Mahkemesi, saygı duyduğumuz, ama milletin tatmin olmadığı kararı ile bu gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur. Anayasa Mahkemesi’nin “tırnak içi kararı” dahi, HSYK ve Anayasa Mahkemesi’yle ilgili değişikliklerin referanduma götürülmesine engeldir. Görev Yüksek Seçim Kurulu’nda olduğu halde; iktidar, bir takım atakları ile kendilerini yargılayacak mahkeme olan Yüce Divan’ı düzenlemeye girişmişlerdir. Türk Yargısı’nın yerine Beşiktaş/Habur Mahkemelerini, Türk Hukukunun yerine Gladyo hukukunu koymuşlardır. Amaçlarının; toplumun temeli olan adaleti, siyasal iktidarın sopası yapmak olduğu gün gibi ortadaydı. Bu saldırının ardından gelecek, köklü değişiklikleri de hazırdı. Sırada ulusal egemenliğin terki vardı, Faşizm vardı. Haçlı irticaının egemenliği vardı. Vatanınızın bölünmesi, ulusunuzun dağıtılması vardı. Bu anlamda Genel seçimler; Amerikancı darbesinin ürettiği iktidarın, tarihin karanlık dehlizlerine gönderilmesinin kilometre taşı olacaktı, oldu da… Çünkü bu günler; Milli Hükümet’in kurulacağı ve Türkiye’nin yeniden Kemalist Devrim rotasına gireceği yarının başlangıcı olacaktır. Çünkü Türkiye’de yaşayanlar; hayırlı işlerin, hayırlarla başladığını çok iyi bilmektedir. Bu nedenle; seçilmişlerle atanmışlardan hayır görmeyen millet, böylesine yaşamsal görevleri, bir gün bizzat duruma el koyarak yapacaktır. Çünkü kendi kaderiyle ilgili yaşamsal görevi, millet yapar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi