Gazzeli genç, acıların en büyüğünü yaşadı

Saldırılarda yaralanan ve tedavileri için Afyonkarahisar'a getirilen ve tedavilerine devlet hastanesinde devam edilen yaralılardan Ali Abdrabbou (18), AA muhabirine olay gününü anlattı. Akşam yemeği için aile bireyleriyle bir arada bulundukları sırada bombardıman sesi duyduklarını belirten Abdrabbou, bir füzenin evlerine isabet ettiğini daha sonra dışarı çıktıklarını söyledi. Abdrabbou, o anda evlerinin kapısının önüne başka bir füzenin daha düştüğünü dile getirerek, şöyle konuştu: "Saldırıda, büyük ağabeyim kızı ile beraber şehit oldu. Diğer ağabeylerim ve ablam başına da füze şarapnel parçaları isabet etmesi sonucu şehit oldu. Saldırı sürerken annem de şehit oldu. Ben de tam çıkacaktım, bizimkilerin durumunu merak ederken, önüme füze düştü ne olduğunu anlamadım ve bayıldım. Ailemizden annem dahil 8 kişi şehit oldu. Amcamın oğlu beni kucağına almış bir ara gözlerimi açmıştım. Yaklaşık 2 saat herkes yerde yatmışım. Kimse ne olduğunu bilmiyordu. Ben az çok uyanıktım, bir ağabeyim beni çağırıyordu, ellerim kollarım bağlı olduğu için bir şey yapamıyordum. Ailemden iki yaralı çıktı. Biri ben biri de ablam. Amcamın oğlu içeriye gelmiş, beni kucağına alarak hastaneye yetiştirmiş. İki yerimden ameliyat oldum. Yaralanan ablam, Ürdün'de tedavi görüyor. Babam ve ben hayattayız. Evimiz de yerle bir oldu ancak Allah'a hamdolsun." Abdrabbou, annesi ve kardeşleri ile cennette görüşebilmek için Allah'a dua ediyor. -"Dini ne olursa olsun, kimsenin böyle yaşamasını istemiyoruz" Amcasının oğlu Faraj Abdrabbou ise kuzeni Ali'nin Türkiye'ye tedavi için getirilmesinde şanslı olduğunu bildirdi. Söz konusu saldırılardan dolayı psikolojik sorunlar yaşadıklarını da dile getiren Abdrabbou, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ali, ablası ve ben her gün ölüyoruz. Psikolojik sıkıntılardan dolayı ölüyoruz. Şehit olan oldu, bu dünyadan kurtuldu ama bizim gibi geride kalanların morali çok kötü. Psikolojik olarak sıkıntı içinde yaşıyoruz ve bizler şanssısız. Şehitlerimize Allah rahmet eylesin. Ailemize yapılan bu cinayet ve vahşet konusunda söyleyecek kelimeler bulamıyoruz. Dini ne olursa olsun, hiç kimsenin böyle yaşamasını istemiyoruz. Bizim derdimiz ve acımız büyük yine de hamdolsun sabretmekten başka çaremiz yok."