Kaygan Zemin

Kaygan Zemin

FETÖ-METÖ MESELESİ VAR YA... BOŞU BOŞUNA

Bu iş sağcıyı, solcuyu, dinciyi, zengini, okumuşu, cahili, profesörü, hacısı, hocası, aydını, yazarı, çizeri, müzikçiyi, fizikçiyi falan değil aklımızı, fikrimizi çelmeliyor. Bizlere at gözlüğü taktırarak baktırdı ve herkes bir yığın laf etti. Hâlâ etmekte... 

Boşu boşuna.

Murat Sertoğlu'nun Pehlivan Hikayeleri gibi uzadı da uzadı.

Kahve sohbetlerinde, berber dükkanlarında bile, bir köşe yazısında okuduğum şekliyle söyleniyor, dilleniyor hatta yazılıyor:

"İlkokul mezunu bile olduğundan şüpheli bir vaizin elini öpüp, önünde diz çöküp..." 

"Aydın saydığımız/sandığımız kişiler, profesörler bile..."

"Ta Amerika'lara kadar gidip..."

Böyle denmiyor mu?

Fethullah Gülen'den ve cemaatinden bahsederken...

Nasıl inanıyorlarMIŞ?

Ne inanması?

Nasıl insancıllarMIŞ.

Ne insancıllığı?

Nasıl yardımseverlerMİŞ.

Ne yardımseverliği?

Neden uzun uzadıya laf kalabalığı yapıp duruluyor ki? Kafa karıştırmaktan başka neye yarıyor bütün bu sayfalar dolusu, binbir gece masalları gibi anlatılar?

İNANMAK mı?

İnönü'den çaldığımız sözlerle anlatalım: Hadi canım sen de!

Konu...

Çok kısa halbuki, çok basit: MENFAAT meselesi. 

Hepi topu bu!

Onlar için inanmak (eşittir) menfaat. Bu kadar.

Bunu herkes bilir. Ben bilirim demiyorum. Herkesin bildiği şey. 

Ama...

Herkesin apaçık dillendirmediği...

Hele Anadolu'da.

Haber yapıyorlar...

Gazetecilik yapıyorlar...

"Medya"  gibi tumturaklı isim vermişiz bir de...

Birkaçı hariç gazetelerimiz, TV'lerimizin bile haberleri verişi şöyle:

"Fetö davasından falan gün 19 kişi yargılanacak." 

Kimler? İsim yok.

"Fetö davası başladı 13 kişi şu cezaları aldı." 

Kimler? İsim yok. En gayretlisi isim ve soyadlarını birer harfle gösteriyor.

Bakın, yazanlara lafım yok. Onlara "gayretli" diyorum zaten.

Niye bütün bunlar?

Yarın ilan reklam verecek aile ve şirketleri var bunların.

Abone meselesi, satış, okuyucu azlığı... "Zaten resmî ilana kalmışken... Bir de..."

Yani? Menfaat meselesi yine karşımızda.

Yazma kardeşim o zaman. 

Pehlivan hikayesi yazdır.

Hatta gazeteci, TVci olma o zaman...

***

Boşuna yazıyorum ben de. Öyle ya; kime diyorum? Hiç.

Boşu boşuna bir yazı işte, boşu boşuna...

Kim bilir kaç dakikanızı aldım, boşu boşuna!

MEHMET ÜNAL TAŞPINAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kaygan Zemin Arşivi