Saime Bircan Sak

Saime Bircan Sak

Eyvah Çocuğum Mezun Oluyor!

Eyvah ki ne eyvah! Üniversiteyi bitirmekle iş bitmiyor esas sorun iş bulmak iye dertlenirken meğer sorunumuz ana sorunumuz daha ana sınıfından başlıyormuş. Aslında daha da geriye gidip doğumdan demek daha doğru olacak. Bir çocuğun dünyaya gelmesi elbette büyük mutluluk aile için. Ana baba  bebeği kucağına alıp ilk sarıldığında tüm evreni kucaklar gibidirler. Bu an ömre bedeldir. Ama daha hamilelikte başlar telaş. Bebek odası hazırlanacak, evin düzeni değişecek. Beşiği, giysileri, mama gereçleri, odasında ağladığında duymak için telsiz, ısı ölçer, banyo ve temizlik gereçleri, bezler, kremler, pudralar, oyuncaklar… Doğum organizasyonu var, bir de hastane odasındaki süslemeler, panolar, çiçekler, fotoğraflar, hediyeler… Cicili bicili “Hoş geldin Bebek” yazıları… Bütün bunlar masraf elbette. Olsun, çocuğuma feda olsun derseniz diyeceğim bir şey yok. Bebeğinin zorunlu gereksinimleri dışında yapılan gösterişli masraflar yerine onun geleceği için, eğitimi için bir yatırım yapılsa... Eskiden olsa bir salıncak, ya da beşik yeterdi. Bezler çocuk bebek giysileri elde dikilir, ailenin, akraba ya da arkadaşların çocuklarının küçülenleri de yıkanıp ütülenir kullanılırdı. Çünkü bebekler çabuk büyür, bazı eşyaları bir iki kez kullanabilir, hatta giyemediği giysileri olurdu. Bizim zamanımızda aile bilgisi dersleri vardı kızlar için elimiz iğne iplik tutmayı öğrenirdi. Çocuğumun zıbın ve kundağını okulda dikmiştim ben. Yumuşacıktı. Benim asıl derdim mezuniyet törenleri. Ana sınıfından başlıyor telaş. Özel giysi, ayakkabı, aksesuar, kuaför, makyaj… Evet makyaj küçücük kızların yüzünü gözünü boyamayı bir marifet sanıyoruz. Oysa onlar kendi doğallıkları, tazelikleri içinde o kadar güzel ki… Durumu iyi olan da yapıyor olmayan da. Bir kere olur deyip yemesinden içmesinden kesiyor insanlar.  Aman kızım, oğlum diğerlerinin yanında mahcup olmasın. Eksiklik hissetmesin. Gerekli mi? Ne kadar doğru? O çocuk ilkokula başlayacak. Ona iyi bir eğitim vermek gerek. İlk kütüphanesini kursak birkaç kitapla… Resim, müzik gibi yetilerini geliştirecek minik araç gereçler  alsak. Hadi onu atlattık. İlköğretimin birinci basamağı 4 yıl bitti. Hadi mezuniyet için pamuk eller cebe. Okulda resmi tören ayrı, salonlarda yapılan balolar ayrı… Alın size yeni ve gereksiz masraflar. Kep töreni bile yapanlar var on yaşında çocuklar için. Canım hiç mi sevinmeyelim! Sevinin elbette. Parayla mı seviniyorsunuz? Harcayarak mı mutlu oluyorsunuz. Çocuğunuzun başarısını başka türlü ödüllendirin. Onu tatile götürün, sinemaya, tiyatroya, baleye götürün, ağaç dikin adına… Ne bileyim kalıcı ve çocuğun kişiliğine olumlu etkiler yapacak başka şeyler düşünün. Daha küçük yaşlarda başlamasın gösteriş yapmanın, şatafatın insanı mutlu edeceğini sanmaya. Bütçenizi sarsarak, borca girerek ona geçici bir mutluluk sunduğunuzu sanabilirsiniz. O da aldanır ve hayat böyle sanır. Bırakın kendinizi ve çocuğunuzu aldatmayı. Gerçek değerleri gösterin. Anlatın anlayacaktır. Yıllar geçtikçe çocuğunuz büyüdükçe bu törenlerin de boyutu büyür. Küçük yaşlardan beri onu alarak mutlu etmeye alıştırdığınız için artık geri dönüşü yoktur. Hele ki gençtir artık. Arkadaşları arasında eksikli mi kalsın?  Kredi alırsınız, borca girersiniz istediği mezuniyet elbisesini alırsınız. Ona uygun ayakkabı, çanta, kuaför, takı, balo, yemek vb… Törenler çifte çifte, hem okulda hem dışarda. Harcamalar arttıkça artar. Bunun karşılığında alınan haz tartışmalı. Çünkü hep birileri sizin çocuğunuzdan daha güzel olacaktır. Bunun sonu yoktur. Başından beri çocuğunuza yaptığınız bu abartılı harcamaları üst üste koyacak olursanız. Onun kişiliğini olumlu etkileyecek yatırımlar yapabilirsiniz. Zengin bir kütüphane kurabilirsiniz. Yabancı dil kurslarına gönderebilirsiniz. Yeteneği olan bir dalda eğitim almasını sağlayabilirsiniz. Müzik, tiyatro, halk oyunları gibi sanat ve spor aktivitelerine para ve zaman harcayabilirsiniz. El becerilerini geliştirecek atölyelere gönderebilirsiniz. Hatta mini bir atölye bile kurabilirsiniz. Fotoğrafçılık gibi örneğin. Ama bu sistem ne yazık ki tüketimi pohpohlamak için her şeyi yapıyor. Çarşıya çıkın   bir bakın vitrinlere. Fiyatları bir sorun. Sonra da şu sorunun yanıtını bir düşünün. Kitap, tiyatro biletleri pahalı diyen bir toplumda bir gece için yapılan masraflara bir bakın. Okul yönetimleri, ana babalar, gençler, kendinizi bu tüketim çılgınlığına teslim etmeyin. İşte bizim lise mezuniyet fotoğrafımız. Kendi çabalarımızla hazırladığımız tiyatro oyununu sunduk. Bu da yüksek okul. Birer NUTUK armağan edildi bize sade bir törenle. Yolumuz aydın olsun diye… Ne de güzel oldu. İyi yetiştik. Kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkan bir kuşak olarak çalışmayı ve üretmeyi sürdürüyoruz. Bundan kıvanç duyuyoruz. [caption id="attachment_63440" align="aligncenter" width="1024"] Lise Meziniyetimiz 1963[/caption]   [caption id="attachment_63441" align="aligncenter" width="576"] Eğitim Enstitüsü elimizde Nutuk. Ftansızca Bölüm şefimiz Müberra Öney' le 1969[/caption]    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saime Bircan Sak Arşivi