“Sana ne zamandır sormak istiyordum: Cennet nerede, baba?” Beklemediği bu soruya verebileceği cevabı geciktirmek için her zamanki yola başvurdu; bir-iki öksürük. “Cennet?” “Evet, Cennet.” “Üstündesin, gülüm.” Belli ki anlatamadı, anlamadı, şaşırdı, bir an için yere çevirdi gözlerini; ‘ne diyorsun’ bakışlarıyla babasına sordu. “Evet,” dedi adam “tam üstündesin Cennet’in.” Yine anlamadığını...