Çocukları Vuruyorlar Efendiler

Çocukları Vuruyorlar Efendiler
Bu yazıyı -bir nevi- yaşanılan tarihe ve gerçekliklere tanıklık etmek ve geleceğe not düşmek amacı ile yazıyorum.

  Bu yazıyı -bir nevi- yaşanılan tarihe ve gerçekliklere tanıklık etmek ve geleceğe not düşmek amacı ile yazıyorum. Sizden ricam, anlatacaklarımı gözünüzde canlandırmanız. Çünkü görmenizi gerçekten istemem. Üç farklı resimi, üç farklı portreyi, üç farklı görseli gözler önüne seriyorum.  

Birinci resmi hayal edin. Bir çocuk var Filistin'li. Karşısında kendisinden küçük İsrail’li bir kız çocuğu. Boyu da, yaşı da Filistin'li çocuktan ufakça… Eline bir sopa vermiş ailesi. Karşısındaki Filistin’li çocuğa vurmasını söylüyorlar. Küçük kız gücü yettiğince vuruyor Filistin'li çocuğa. Küçük kızın gücü de yetiyor çocuğun canını acıtmaya. Yalvaran gözlerle bakıyor, İsrail’li çocuğun gözlerinin içine Filistin'li çocuk. Eliyle karşı koymaya çalışsa da nafile. Küçük kız vurdukça, gülüşme sesleri geliyor görüntüyü kaydedenler tarafından. Çocukları, çocuklara kırdırıyorlar. Böyle bir mezalimle yaşıyor Filistin’li çocuklar, böyle bir düşmanlıkla büyütülüyor İsrail’de çocuklar. Buğzediyor yüreğim inanın.

  İkinci resmi hayal edin şimdi de. Bir bebek var bir doktorun elinde. Organları dışına çıkmış, başı yerinde yok. Feryat ediyor Doktor, “Bu bebek, kime ne zarar verebilir?” diye. Alabildiğince bağırıyor ağlarken. O feryat ederken, bebeğin dışarıya çıkan organları sallanıyor. İnsan olanın yüreği bakmaya el vermiyor, insan olmayanlar ise katlediyor. Çocukları vuruyorlar efendiler. Kanıyor içim için için inanın.   Üçüncü resim de yine bir doktor var. Norveçli bir doktor. Dininden, inancından sıyrılarak Müslüman bir ülkede yapılan “soykırım”da insanlara gönüllü yardım ediyor. Sadece yardım etmekle kalmıyor, "kan içinde, paramparça edilmiş bir kafile" daha gelmesin diye dua ediyor. “Bu gördüklerim yaşanıyor olamaz” diye isyan ediyor! Elinizden ne geliyorsa yapın diye yalvarıyor adeta… Yangına su taşıyan karınca misali de olsa, elinizden geleni yapın diyor. Yüreğinden öpüyorum Norveçli Doktorumuzu. Çoğu insanım diyenin yapamadığı yaptığı için, İNSAN olabilmeyi başardığı için! Böyle insanlar da var olduğu için şükrediyorum inanın.  
Elimden gelen bir şey yok demeyin!
Ne demişti toprağın babası, Allah’ın aslanı Hz. Ali: "Bir zulmü engelleyemiyorsanız, en azından onu herkese duyurun…" Ressamsanız resim yapın. Sanatçıysanız şarkı besteleyin. Yazarsanız, yazın. Çizerseniz, çizin. Zenginseniz yardım edin. İnançlıysanız dua edin. Bu zulmü engelleyemiyorsanız, en azından duyulmasına yardım edin… Bu yazıyı bir zulme tanıklık etmek için ve tanıklık ettiğim bu devre bu yazı şahitlik etsin diye yazıyorum. Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab! Bu zulmü gördüm, dayanamıyorum..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.