CAMİYİ TANIDILAR, CAMİYİ ÖĞRENDİLER

CAMİYİ TANIDILAR, CAMİYİ ÖĞRENDİLER

                  Ayşegül  Arsoy İlkokulu  2/A ve 2/B  sınıfları Sınıf Öğretmenleri Özcan Çalışkan ve Zekai Özdemir nezaretinde camiler Haftası (1-7 Ekim)dolayısıyla ilimiz camilerinden Ali İhsan Paşa Camisi’ni gezerek öğretmenlerinden Cami ve bölümleri hakkında bilgi sahibi oldular.Cami İmamı Osman Yaşar öğrencilere şunları anlattı:Câmiâdâbı: Câmiye hürmet onun kıymetini anlamakla olur. Müslümanların toplandığı ibâdet yeri olan câmiye abdestsiz girilmez. Herkesi rahatsız eden kokan elbise ile içerde bulunmak uygun değildir. Câmilere necâset, yâni pislik sokulmaz, yol hâline getirilip geçilmez. Pislik bulaştıracak deli ve küçük çocuk câmiye sokulmaz. Câmilerde pazar kurmak, yüksek sesle konuşmak, nutuk söylemek, konferans vermek uygun değildir. Câmilerde sarkıntılık ederek dilenilemeyeceği gibi böyle birine sadaka da verilmez. Misâfir olanın hâricindeki kimseler câmide yemek yiyemezler. Câmide alış veriş yapılmaz. Harim: Sanat tarihi teknolojisinde, camilerde namaz kılmaya tahsis edilen mekana denmektedir. Harim, Allah’la O’nun kulu olan insan arasında bir nevi bağ kurma mahalli olması sebebiyle kutsal sayılır. Namaz dışında eğitim ve öğretim gibi bazı faaliyetlerin uygulanmasında da açık olmakla birlikte saygılı bir tutumla belli kurallar dairesinde hareket edilmesi gereken bir mahaldir. Mihrab:Kelime olarak “Harabe” kökünden gelir. Terimde camilerin kıbbe duvarında, yarım daire şeklinde ve öne doğru eğik olan yere mihrab denir. Gene mihrab, cami harimlerinde, müslümanların namaz kılacakları kıble yönünü belirleyen, kıble duvarına açılmış, cemaatle namazlarda imamın en önde durduğu yerdir. Minber:Arapça’da “nebera” (yüksek olmak) ukökünden gelmekte ve yüksek yer, ikemle semeri, sedye manaları ifade etmektedir. Terimde, Cuma ve bayram namazı kılınan yerlerde hatiplerin hutbelerini okumak için çıktıkları basamaklı yerlere minber denmektedir. Mihrabın sağ tarafında ve kıble duvarına dik olarak durur Vaaz Kürsüsü:Kürsü kelime olarak; sandalye, taht ve divan manasına gelmektedir. Aynı zamanda, camilerde vaizlerin cemaata vaaz vermek için üzerine çıktıkları yüksekçe bir yere de kürsü denmektedir. Müezzin Mahfili:Müezzinlerin, camilerde, birarada oturmaları için ayrılmış yüksekçe yerdir. Şartlarına uygun kişilerin (Müslüman, aklı başında vb.) günde 5 defa müezzin tarafından camiye gelmeleri için yapılan çağrıya uyarak camiye gelenler bir topluluk oluşturur. Burada yapmaları gereken ibadeti yaparlar. Budan sonra birbirlerinin hatırlarını sorarlar, sıkıntıda olanlara yardım ederler. Hasta olanları öğrenir, ziyaret ederler. Sevgiye, saygıya dayanan bir toplum oluşmasına yardım ederler. Ayrıca bilhassa Cuma günleri ve bayramlarda kürsü ve hutbede yapılan vaazlarla dini bilgilerini geliştirirler, birbirleriyle olan ilişkilerinde nelere dikkat etmeleri gerektiğini öğrenmiş olurlar. Son Cemaat Yeri:Cemaate yetişemeyenlerin sonradan namazlarını kılabilmeleri için ayrılmış yer. Minare: Aslı “menare” olan bu kelime dilimize “minare” olarak geçmiştir. Nur yeri (ışık yeri) manasına gelip, camilerde ezan okumak maksadıyla inşa olan yüksek yere minare denmektedir. Şadırvan: Namazdan önce abdest almak için, genellikle avlu ortasında bulunan ve etrafında muslukların sıralandığı su haznesidir. Avlu:Cami harimlerine bitişik, genellikle şadırvan veya revaleyi kapsayan üstü açık yerlere denir. Cami ziyareti sonunda Cami İmamı Öğrencilere dua ettirdi ve öğrencilere çikolata hediye etti.  

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.