CAMİ VE İLİM-Mehmet PEHLİVAN

CAMİ VE İLİM-Mehmet PEHLİVAN

  Tarih boyunca cami, ilim merkezi, ibadet merkezi, toplumsal faaliyetlerin yürütüldüğü merkez olarak günlük hayatta yerini almıştır. Asr-ı saadete baktığımızda hicret sonrasında Medine’de inşa edilen Mescid-i Nebevi’nin bitişiğinde, üst tarafı hurma ağaçlarıyla örtülü, etrafı açık, Suffe adı verilen bir gölgelik mevcuttu. Bu gölgelikte, Mekke’den Medine’ye göç eden muhacirler, bekârlar, Arap kabilelerinden Müslüman olup Medine’ye yerleşenler ve ilim tahsil etmek isteyen öğrenciler bulunmaktaydı. Medine dışından gelen fakat bir tanıdığı olmayanlar ile Medine’ye gelen heyetler de genellikle Suffe’de misafir edilirdi. Dolayısıyla heyetler çoğaldıkça burada kalanların sayısı da artıyordu. Hatta bir defasında Temîm kabilesinden seksen kişinin Suffe’de misafir edildiği kaynaklarda yer almaktadır. (Müsned, III, 371) Suffe Ehli denilen bu kesim genellikle yoksul kimselerden oluşuyordu. Mescide su taşıyarak, dağlardan getirdikleri odunları satarak geçimlerini sağlıyorlar, geceleri Kur’an tilaveti ve ilimle meşgul oluyorlardı. Bakara Suresi’nin 273. Âyetinde “Kendilerini Allah yoluna adadıklarından seyahat ve ticarete imkân bulamayan yoksullara verin. Yoksulluklarını gizli tuttukları için bilmeyen onları zengin sanır. Kendilerini simalarından tanırsın. Onlar insanlara asla el açmazlar. Hayır için yaptığınız her harcamayı Allah hakkıyla bilmektedir.” şeklindeki âyet Ashab-ı Suffeyi işaret etmektedir. Suffe, kendisinde barınan Ashab-ı Kiram’ın Peygamber Efendimizi dinleyerek O’ndan İslam’ın temel esaslarını öğrenmeleri suretiyle kısa zamanda bir eğitim kurumu haline gelmiştir. Zaman zaman surelerin nüzul sebeplerine de iştirak eden Suffe Ehli, Peygamber Efendimize sordukları birçok soruyla konunun açıklığa kavuşmasına vesile olmuşlardır. Suffe Ehlinin eğitimine Peygamber Efendimiz doğrudan iştirak etmiştir. Kendisi Suffe’de dersler vermiş aynı zamanda yazı yazma ve Kur’an öğretme gibi vesilelerle Ubâde b. Sâmit gibi sahabilerden de muallimler atamıştır. Sadece Müslüman muallimlerden değil, müşrik muallimlerden de yazı öğretimi konusunda yararlanılmıştır. Bunun en dikkat çekici örneklerinden birisi de Bedir Savaşı sonrasında esir olarak ele geçirilip okuma yazma bilen müşrik askerlerden fidye verebilecek imkânı olmayanların 10 Müslüman’a okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılması hem İslam Tarihi’nin ilme verdiği önemi göstermesi açısından, hem de Suffe Ehlinin ilme verdiği değer bakımından önemlidir. Suffe Ehli, İslâmi ilimlerin gelişmesine de katkıda bulunmuştur. Başta Ebu Hureyre olmak üzere en çok hadis rivayet eden sahabiler Suffe Ehlinden çıkmıştır. Yine aynı şekilde İslam hukukunun ilk dönemlerinde teşekkül etmeye başlayan ekollerin kurucusu sayılan Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Mesud gibi isimler Suffe’de yetişmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl 1-7 Ekim tarihleri arası “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlanmaktadır. Bu yıl ki tema Cami ve İlim” olarak belirlenmiştir. Bu vesileyle cami yapan, yaptıran, cami yapımında emeği geçen, din hizmetlerinde ömür tüketerek ebediyete intikal edenleri rahmetle anıyor, yaşayan ve hâlen görevde olan bütün din gönüllüsü hocalarımıza sağlık, sıhhat ve başarılar dileyerek Camiler ve Din Görevlileri Haftalarını kutluyorum.                                                                                                           Mehmet PEHLİVAN                                                                                                           Din Hizmetleri Uzmanı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.