Talha Erdoğan

Talha Erdoğan

Bize Yeni Ufuklar Lazım

Bize söylenecek yeni sözler, kurulacak yeni cümleler, atılacak yeni adımlar lazım..Bize bir yeni bir hareket,heyecan, yeni bir ufuk lazım.. Bize hasbi adamlar lazım.. Düşünmek,fikir üretmek, dertlenmek,dert edinmek,yeni şeyler söylemek en büyük problemlerimizden birisi artık.. Büyük düşünemez hale geldik.. Boşverci olduk, umursamaz olduk. Sığ düşünceler içinde boğulduk, boğulmaya devam ediyoruz ne yazık ki.. Bir masa etrafında otururken yeni fikirler üretemez hale geldik. Eski düşüncelerimizin esiri olduk.. Boş ver abi sana mı kaldı bu işler der olduk her şeye.. Benliğimiz ile  başbaşa kaldık. Başkalarının derdi ile dertlenmeyi unuttuk. Bireyselci, sadece kendini düşünen fertler haline geldik. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen bir hale büründük maalesef. Bu fırtınalı, şaşalı hayatta gemisini kurtaran kaptan oldu herkes.. Ama başka gemiler asla düşünülmedi.. Onlara yardım eden illaki bulunur denildi hep.. Ama o yardım bekleyen gemiler, illaki  bir yardım eden bulunur denen gemiler, sessiz bir şekilde ortadan kaybolup gitti.. Sohbet halkalarını, ilim meclislerini, seminerleri, konferansları boş gördük, kaçtık, uzaklaştık hep.. Kilometrelerce uzaklıktan gelen konuşmacıları dinlemeye üşenir hale geldik. Seminerleri dinlemek yerine, heybemizi bilgi, ilim, irfan ile doldurmak yerine, dertlenmek yerine, dert edinmek yerine gittik cafelerde beş liraya çay içtik, pes oynadık, boş lak lak yaptık vakit öldürdük. Üniversite okumayı büyük bir maharet zannettik her zaman.Üniversite okuyoruz diye farklı bir havaya büründü fikirlerimiz, bedenimiz,hal ve hareketlerimiz. Üniversitede okumayı yanlış kavradı zihinlerimiz, özgürleşmiş, farklılaşmış olarak yaşama devam etti senelerce mahkum yaşayan bedenlerimiz.. Üniversitenin duvarlardan ibaret olduğunun farkına varamadı bir türlü gönüllerimiz. Egolarımızla her daim  boğulmaya devam ediyoruz ne yazık ki.. Sürekli konuştuk, masa başında devletler kurduk,devletler yıktık.Yeni devletler inşa ettik.. Ülkemizi ihya ettik,herkesin derdi ile dertlendik, çaresizlere çare sunduk, veren el olduk, yoksulu itip kakmadık, isteyeni azarlamadık, garibi hor görmedik,dertlere deva gönüllere şifa olduk masa başında. Ama bunlar hep masada kaldı nedense.. Kimse bunları uygulama nezaketinde bulunmadı.Uygulamak isteyene 'abi sana mı düştü bu işler boşver' denildi. Masada olanlar sahada yoktu maalesef.. Herkes kaçak oynadı oyunu.. Müsaid değilim, bu iş bana göre değil, koşturacak adam lazım denildi hep.. Havadan sudan bahaneler üretildi her zaman.. Üşengeçliğin moda olduğu günümüzde üşenmek büyük bir başarı oldu artık.. Hâl böyle olunca hem bedenen hem zihnen bir çöküşün içerisindeyiz sanki..  Rotasız bir gemi ve geminin kaptanı gibi ne yapacağımızı bilmez hale geldik. Çözüm üretemez olduk, problem çözemez duruma geldik.. Sorunların içinde kendimizi heder ettik her zaman.. Biz geçmişimizi, şanlı tarihimizi, destanlar yazan ecdadımızı unuttuk sanki.. Biz dertli insanların var olduğunu unuttuk.  Rehavete kapıldık, içimizdeki heyecanı,samimiyeti,muhabbeti,saygıyı,fedakarlığı kaybettik sanki.. Ama bizler şunu asla unutmamalıyız ki ; Bizler büyük bir milletin devamı ve ahfâdı fâziletlerle dolu bir medeniyetin takipçisi, şan ve şerefle dolu bir mâzinin bugünkü temsilcileriyiz. Bedenlerimizi bunun şuur ve vâkarıyla yoğurmalıyız. Vakit küllerimizden yeniden dirilmenin vaktidir.. Vakit yeni şeyler söyleme vakti, destanlar yazma,özümüze dönme vaktidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Talha Erdoğan Arşivi