Halil Şahin

Halil Şahin

BİR SAPTAMA

Yıllardır, VP Genel Başkanı Doğu Perinçek’e haksız saldırılar yapıldığı düşüncesindeyim. Çünkü Türkiye ile vatan ve ulus çıkarlarıyla ilgili, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin devamlılığı, müdafaası ve korunması ile ilgili konularda asıl öncelikli görevlilerden herkes yan gelip yatarken O’nun uyumadığını herkes gözlüyor. Düşünün, elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin: Yaşanan olaylarda belirlemeler yaparak, gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde bulunan yurttaşlara gerekli uyarılarda bulunan kim? O, yeri ve zamanı geldiğinde ümmet toplum tarafından çoktan unutulmuş olan olayları anımsatarak ikaz ettiğinde; işine gelmeyen birilerince, ikaz konularının çok gizli bilgilermiş gibi bilinmez gösterilmesine çabalandı. Belgesiz ve dayanaksız oldukları atmasyonu içinde, onları ABD veya İsrail Gizli servislerinden alabilmenin, mutlaka onlarla bağlantılı “bir ajan” olmak gerektiğini söyleyerek haksız suçlamalar yapılmadı mı? Oysa “Öcalan’ın kara kutusu konuştu” başlığıyla yayımlanan haberlerin bütünüyle gerçek dışı ve uydurma olduğu ortadaydı. Bu ve benzeri haberler, Türkiye’ye ve İşçi Partisi’ne yönelik SüperNATO merkezli yürütülen düzmece tertiplerin paslı psikolojik savaş malzemesi olarak yıllarca kullanıldı. Belli ki, çöplükten üretilmekteydi. Hem de meclise yürüme mesafesindeki pencereleri sımsıkı kapatılmış bir odada. Bu uydurmaların ‘haber’ olarak okura sunulmasının gazetecilik etiğiyle uyarlı olmadığı açıktır. Ama özlenen ülkenin kindar gençliği, kendilerine armağan köşelerinde yazıp durdular. Günümüze gelindiğinde, hiçbir kurum veya örgütün, Sayın Perinçek’i ve Vatan Partisi’ni durduramadığını gözlemliyoruz. Çünkü bu parti diğerlerine benzemiyor. Unutulmamalıdır ki; Perinçek’in Genel Başkanı olduğu İşçi Partisi, Türk Ordusu’ndan ve Türk Polisinden de önce PKK saldırılarında ilk şehitleri vermiştir. Bu partinin çok sayıda yöneticisi PKK saldırılarında şehit olmuşlardır. Devletin yapması gereken bir görevi, Ermeni yalanlarına karşı Milli Cepheyi oluşturarak, yüreklice yerine getirmişlerdir. BOP belasının başımıza dolanacak bir çuval olduğunu yıllarca anlatıp durmuşlardır. Ama ne yazık ki, Recep Bey ağzından çıkan sözleri duymuyor. Çırağan Sarayı’nda Güneydoğu Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları’na hitap ederken: “Terör örgütünün finansal desteğini kesmeyenler, faaliyet ve propagandasına göz yumanlar, suçluları iade etmeyenler var.” diyebiliyor. Oysa Susurluk’taki mühimmatın Afyonkarahisar depolarına nakli bahanesiyle, ortaya konan elim senaryo sonucu, nerelere ulaştırıldığı gün gibi ortada değil mi? Türkiye’yi parçalayıp yok etmeye, Türklüğü tarih sahnesinden silmeye azmetmiş küreselcilerin uzantılarına karşı, yeniden Anayasa yapıp uygulamaya sokma ve devletin siyasal yapısını yeniden yapılandırma çabalarına karşı yollara düşen yine Doğu Bey ve arkadaşları değil mi? R.T. Erdoğan, son on yılda yaptığı konuşmalarını sade bir vatandaş olarak yapmış olsaydı, her halde bu denli uzun ömürlü de olamazdı. Çünkü Avrupalılar da bilir; en iyi PKK propagandası Türkiye’de ve bizzat devleti yönetenlerce yapılmaktadır. Türkiye’de, PKK’nın yasal bir parti kurarak, meclise girebilmesi, her tür iletişim ve yayın organlarına sahip olabilmeleri, yerel ve genel yönetim organlarında rol alarak her gün PKK propagandası yapıyor olabilmeleri, PKK mitinglerinde Apo posterleri, PKK bayrakları, Kürdistan bayrakları taşıyabilmeleri; hepsinden de önemlisi,  PKK’nın başı olan bebek katili APO’nun, İmralı’dan avukatları vasıtasıyla örgütünü yönetiyor olabilmesi en büyük kanıttır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi