Halil Şahin

Halil Şahin

BALANS AYARLARI

Bugüne değin uygulamalar göstermiştir ki, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en hassas olduğu konu, ulusal birlik ve laikliktir. TSK, Türkiye Cumhuriyetinin ulusalcı ve laik niteliğinden hiç taviz vermemiş ve karşıt eylemlere duyarsız kalamamıştır. Atatürk’ün, 1936’dan sonra fiilen devlet yönetiminden çekilmesiyle, Kemalizm’e balans ayarı yapmaya kalkışanlara karşı 28 Şubat sürecinde, dönemin güçlü komutanı Çevik Bir’in deyişiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından siyasete balans ayarı yapılmış ve laiklik karşıtı eylem ve faaliyetlerin odağı olan siyasi partilerin önü kesilmiştir. Ne yazık ki; “devlet kuran parti” söylemini dilinden düşürmeyen bir parti ile Türk milliyetçiliğini kimselere bırakmayan bir başka partinin genel başkanlarının aymazlığı sonucu devleti ele geçirip millete musallat oldular. Daha sonrasında da Anayasa Mahkemesinin kararıyla laiklik karşıtı eylem ve faaliyetlerin odağı haline geldiği tescil edilmesine rağmen, yandaşı basın ve yandaş çevrelerin de birlikteliğiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerine olan düşmanlıklarına adeta hız kazandırmışlardır. İktidara gelir gelmez; Türk Silahlı Kuvvetleriyle hesaplaşabilmek ve 28 Şubat sürecinde kendi siyasetlerine yönelik uygulamaya konulan balans ayarının rövanşını almak, Türk Silahlı Kuvvetlerini etkisiz hale getirmek ve Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde balans ayarı yapabilmek için dört elle Avrupa Birliği ipine sarıldılar. Avrupa Birliği’ne girmek için yoğun çabayla; demokratikleşme adı altında yasal düzenlemeler yaparak, TSK‘nın siyaset üzerindeki etkilerini azaltıp, Türk siyasetindeki sivil ve asker dengesini, siviller lehine değiştirmişlerdir. Demokrasinin gereği olarak, askerin siyaset üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak bahanesiyle Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratacak ve küçük düşürecek davranışlardan sakınılacağı yerde; geçmişte kalan ve hayata geçirilmeyen eğitim erekli darbe planlarından, mağdurları oynayarak siyasal getirim sağlamaya kalkışmaktadırlar. Asker Darbeyi kötüleyerek Sivil Darbe yapanların üzüm yemek yerine bağcıyı döverek, şuur altına yerleşen ve bir kin haline gelen Türk silahlı Kuvvetlerinden öç alırcasına, bu darbe planları iddialarından yararlanmaya çalışmak; ülkemize, devletimize ve ulusumuza yapılan en büyük kötülük değil mi? İktidar yanlısı olup, kendisini “Türkiye’nin en iyi gazetesi” olarak lanse eden ve çok basan gösterilen bir gazete; 29.01.2010 tarihli nüshasının ilk sayfasında, iri puntolarla, “Nizamiye Ayarı” başlığına yer vermiş. Hepinizin de tahmin edebileceği gibi; gazetede yer verilen bu başlık, 28 Şubat sürecinde siyasete yapılan balans ayarını hatırlatıyor ve ona gönderme yapıyor. Şuur altına yerleşen kin o denli derin ki, söküp atamıyorlar bir türlü! Bir baş vezirin ağzından ifade edilen “ kindar nesiller yetiştirmek!” ne anlama geliyor? Balans ayarına gönderme yapacak şekilde, “Nizamiye ayarı” başlığını atarak, çoktan emekli olmuş olan bir kadronun, haklı veya haksız yapmış olduğu bir eylemi anımsatarak, kurum olarak TSK’yı yıpratmanın kime ne faydası vardır bilinmez. Tüm bunlara rağmen yaklaşık yarım yüzyıldır, her fırsatta TSK ile hesaplaşma içine girildiği besbelli. Aynı milletin çocuklarını, aynı dinsel inanç mensuplarını, çeşitli terör adları altında ayrıştırarak birbirleriyle çatışma kargaşası yaratıp, daha sonrasında da TSK’yı bu bataklığa sokarak kimi kimlere kırdırmağa kalkıştıklarını hala anlayamadınız mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi