Bakan Eroğlu: 30-40 yıl önce cumhurbaşkanlığı sisteminin gelmesi gerekiyordu

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “30-40 yıl önce bu anayasa değişikliği yapılması, yani başkanlık sistemi, bizim teklifimizde cumhurbaşkanlığı sisteminin mutlaka gelmesi gerekiyordu. Ama olmadı vesayet sistemi buna müsaade etmedi” dedi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, partisinin Afyonkarahisar il başkanlığı tarafından Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne (ESOB) bağlı meslek odalarına yönelik Oruçoğlu Termal Otel’de gerçekleştirilen akşam yemeğine katıldı. “MEVCUT SİSTEM KRİZ DOĞURUYOR” Toplantıda konuşan Bakan Eroğlu, 16 Nisan’daki halk oylamasının Türkiye tarihindeki en önemli halk oylamalarından biri olduğunu söyledi. Bakan Eroğlu, “Neden? Çünkü şimdiye kadar çok büyük sıkıntılar atlattık. Yani mevcut sistem var ya kriz doğuruyor, kriz. Hükümet krizi, ekonomik kriz ne varsa var bunları özellikle vurgulamak istiyorum. Bu krizlerin faturasını da esnaf, vatandaş, çiftçi ve bütün millet çekiyor. Artık fatura çekmeye herhangi bir şekilde niyetimiz yok” dedi. “MESELE MEMLEKET MESELESİ” Yapılacak olan anayasa değişikliğinde çok geç kalındığını kaydeden Bakan Eroğlu, “Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye üzerinde oynanan oyunu gördü ve dediler ki ‘Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynanıyor.’ Yani bizim bildiklerimizi bilseniz hakikaten yerinizde duramazsınız. Aslında bu anayasa değişikliği çok geç kaldı. 30-40 yıl önce bu anayasa değişikliği yapılması, yani başkanlık sistemi, bizim teklifimizde cumhurbaşkanlığı sisteminin mutlaka gelmesi gerekiyordu. Ama olmadı vesayet sistemi buna müsaade etmedi. Çünkü bildiğiniz gibi mutlaka cumhurbaşkanlığı marifetiyle bütün her şeyi kontrol etme yani birilerinin sitemini kontrol etme gibi bir anlayışı vardı. Bunun adı vesayet sistemiydi. Dolayısıyla vesayet sistemine son vermek için her iki genel başkan şunu söyledi; ‘mesele memleket meselesiyse gerisi teferruattır.’ Burada memleket meselesi var” diye konuştu. Bakan Eroğlu, toplantıya katılanlardan 16 Nisan’da ‘evet’ oyu kullanmalarını istedi.