Saime Bircan Sak

Saime Bircan Sak

Aykırı, Farklı, Kadın: Tante Rosa

Sevgi Soysal’ın eseri Tante Rosa 14 kısa öyküden oluşuyor. 1970 de TRT Sanat Ödülleri Yarışmasında Başarı ödülü alıyor. 1982 de “Seni Seviyorum Rosa” adıyla Işıl Özgentürk tarafından sinemaya uyarlanıyor. Başta Altın Portakal Film Festivali Ödülleri olmak üzere çeşitli sinema ödülleri alıyor. Tante Rosa bu kez de Konak Belediyesi Kadın Futbol Takımı oyuncuları tarafından sahneye aktarılıyor. Konak Belediyesinin Nisan ayı Kültür Sanat Takviminde Afişi görünce şaşırdım. Futbol takımı ve tiyatroyu yan yana düşünemezdim. Futbol benim ilgi alanım dışındaydı. Ama tiyatro deyince akan sular dururdu. Merakla  beklemeye başladık.  Sahnede 12 sandalye vardı. Oyuncular yerini aldığında heyecanım sürüyordu. Breht vari bir oyun izleyeceğimizin işaretiydi bu duruş. Önce yuvarlak ve oldukça büyük bir vurmalı çalgının ritmik tınısı çınladı kulaklarımızda. Sonra her oyuncu kitabın bir öyküsünü okuyarak bizi Tante Rosa ile tanıştırdı. Sevgi Soysal’ın teyzesi Rosel ve anneannesinden esinlenerek kurguladığı bu öyküler bir başkaldırının, direnmenin dışavurumuydu. Çocukluğundan başlayan öykülerin hemen hepsinde “Sizlerle Başbaşa” dergisinin izleri vardır. Orada okuduklarının etkisiyle ilk öyküde ‘At Cambazı’ olmaya özenir. Annesi erkenden ölüp babası yeniden evlenince Rosa rahibeler okuluna verilir. Kendisini bir prenses gibi gören Rosa okuldaki katı disiplin ve dinsel kurallar yüzünden bunalır. Üzerindeki kapalı, uzun, kolalı yakalı  giysiler yüzünden rahat koşup oynayamaz. Musluktan su içerken görülür, rahibeler onu kişisel arzularına gem vuramayıp ‘içindeki içi’ öldürmediği için cezalandırırlar. Prenses olmayı hayal ederken mahzene kapatılır. Ama umudunu yitirmez, prensin gelip kendisini kurtaracağına inanır. Okuduğu kitaplarda da öyledir. Rahibeler onun özgürlük tutkusunu yenemez. Sonunda Rosa eve gönderilir. Aykırı ve farklı olduğu, içindeki sesi dinlediği için yenilir. Mutsuz olduğu anlarda bile umudu elden bırakmaz, yeniden dener. Sürekli arayış içindedir. Mutsuz evlilikler yapar, çocukları olur, o denemeyi sürdürür. Sonunda yaşlı, yoksul ve kimsesiz bir kadın olarak ölür. Hazin bir başkaldırının öyküsünü canlandıran oyuncuları ayakta alkışlıyorum. Sevgi Soysal’ı andıkları için. 1968 de yazılmasına karşın günümüzde de geçerliliğini yitirmeyen kadın sorunsalını sahneye başarıyla taşıdıkları için. Atatürk’ün sözünü anımsayıp bunu sanatla taçlandırdıkları için. “ Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.” Şimdi bir de oyuncuların kimliğine bakalım. Kadın Futbol Takımı 2006 yılında Konak Belediyesi Gençlik ve spor Kulübü bünyesinde kurulmuş. 2007-2008 sezonunda 1. Lige yükselmiş. Şampiyonlukları var. Spor antrenmanlarından kalan kişisel zamanlarında da tiyatro çalışmaları yapmışlar. Oldukça da başarılıydılar. Onlara bu olanakları sunan Konak Belediyesine, Tiyatro Nienor ve Duvara Karşı Tiyatro Topluluğuna yürekten teşekkür ediyorum. Böyle bir hizmeti halka ücretsiz sunduğu için de Konak Belediyesini tekrar kutluyorum. Belediyenin  her ay ücretsiz sunduğu sanat olaylarını yazmak çok uzun sürer. Onu da başka bir yazıda ele almak isterim. Tüm sanat emekçilerine ve sanata gönül verenlere selam olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saime Bircan Sak Arşivi