Arif Olan Anlar, Lafım Arif Olana!

Arif Olan Anlar, Lafım Arif Olana!

Hep etrafta kalemim ve kâğıdım yokken yazasım gelir. Nedendir hiç bilmem ama aslında mevzu bahis bu da değil. Sustuğum düşünceler bir kene gibi yapıştı tenime yine. Bir karabasan gibi uykularıma gelir, üzerime çöreklenir her seferinde. Bu sefer susma dedi deli gönül, al eline kâğıt kalemi bu suskunluk nedir? Bunca gürültü arasında kambersiz hiç düğün mü edilir? Sizler, yani insanlar, yani ben, öteki beri ki… Sandınız ki… *** Dünya denilen şu koskoca pastadan en büyük dilimi yemek için didinip Allahtan başka hiçbir şeyi olmayana “ekmek yoksa pasta yesinler” deyip gülüp geçtiniz. Allah’tan başka hiçbir şeyi olmayanın her şeyi vardı aslında kördünüz, görmediniz. ***

Sandınız ki, bildiğiniz her şey doğru

Bilmediğinizi biliyordunuz ama bilmediğinizi söylemediniz Sizin gibi düşünmeyeni sevmediniz, istemediniz, ötelediniz Yeri geldi katlettiniz, ateşe verdiniz Yine bilmediğiniz bir şey vardı Farklı olan her şey güzeldi aslında kabullenemediniz Sandınız ki ölünce bedenler, düşünceler de ölür
Öldüremediniz.
*** Sandınız ki, bir tek sizler İslam, Vatanperver, Ata sahiplenendiniz Samimi edilmiş bir duanın Bin samimiyetsiz namazdan Her al bayrağa baktığında gözleri dolanın, vatanseverim narası atandan Atasını hayırlayanın, hayırla ananın, Ata sahiplenenden(!) Daha kıymetli olduğunu hiç bilmediniz. ***   Sandınız ki, İşveren işgörenden daha mühim daha kıymetli Öğreten öğrenenden veya öğrenen öğretenden daha az değerli Parası olan güçlü, parası olan sevilesi,öpülesi Makamı mevkisi koltuğu olan, koltuğu deri olan daha önemli Oysa İşgören olmasa işveren batar Öğrenen olmazsa öğretenin bilgisi ne işe yarar Öğreten olmasa öğrenecek olan ne yapar Hiç düşünmediniz… *** Sandınız ki mutluluk sadece devlet kapısına sırtını dayamakta Memur olmayana kız vermediniz, okutulmayan kızı küçümsediniz İnsanın sevdiği işte mutlu olacağını, Kendini daha çok geliştirip daha verimli olacağını göz ardı ettiniz. Belki amir memur değildi fakat delikanlının güzel bir yüreği vardı Okutulmayan genç kızın, okuma arzusu içinde bir öksüz sevda gibi yanar kanardı Hiç bilmediniz, bilmek dahi istemediniz. *** Sandınız ki diploma insanı adam eder, Dediniz ki çok duydum “diplomasız insan kaç para eder?” Cebinden çıkarırdı yerine göre diplomasız diplomalıyı Size göre diploması olandı hak eden saygıyı Kibrinizden saygı göstermediniz. *** Sandınız ki mühendis olmalı, doktor olmalı çocuklar Sanatı, Müziği, Edebiyatı hor görüp küçümsediniz. Saz çalanı, şarkı söyleyeni, resim yapanı, şiir yazanı boş verdiniz. Saz çalanın yanında bir türkü tutturmayı, Şarkı söyleyeni yürekten alkışlamayı beceremediniz. Resim yapanın göze, şiir yazanın gönle dokunuşlarını hissetmediniz, hissizdiniz. *** Sandınız ki, makamı mevkisi olana saygı duyulur bu erkân-ı dünyada Sokakta mendil satana, ayakkabı boyayana burun kıvırmayı maharet bildiniz fakat Son paranı başkasına vermenin huzuru nasıldır hiç bilmediniz. Ne yazık ki Korkarım ki Bilmeden de göçüp gideceksiniz… *** Sandınız ki, malı mülkü olunca zengin olur insan, Ne kadar çok varlığı varsa o kadar var. Zengindiniz belki, vardı ceplerinizde tomar tomar paralar Ama bir yetimin başını okşamak nasıl bir duygudur Bilmeyecek kadar fakirdiniz…  

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.