YUMRUK

Yasaların öncelikle iktidarlarca kendilerine, yandaşlarına ve düzen içindeki üstünlüklerini yitirmeyen tüm milletvekillerine uygulanamadığı yani eşitlik ilkesinin zedelendiği bir ülkede; kadınların, çocukların, gariplerin ve güçsüzlerin dövülmek suretiyle yönlendirilmesi, yumruk denen aracın milletçe algılanması ile kullanılış alanı ve değerine yeni konum kazandırıyor.Siyasal partiler ve seçim yasalarını demokratikleştiremeyen millet, yetki verdikleri seçilmişleri hizaya getirmenin yöntemi ve aracı olarak gördüğü yumruğu ilk kez Ahmet Türk’e yedirdi.Geçmişi anımsayacaksınız: Olay, başlangıcı ve gelişimi açısından açık bir kışkırtma, kargaşa yaratma, iç çatışma çıkmasına bahane yaratma amacı taşıdığı izlenimi veriyordu.Ancak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın yediği yumruk, Ahmet Türk’ün yediği yumruğa hiç benzemiyor. Bu yumruk, tamamen atanın içinden gelen, zıvanadan çıkmış bir insan davranışı izlenimi veriyordu.Bir insanın başka bir insanı, hatta hayvanı yumruklamasının hoş görülür tarafı elbette yoktur. Nitekim bu olayları herkes buruklukla karşılamış görünmüştür. Ancak; zaman zaman zıvanadan çıkan insanlar, yumruğu yapıştırıyor. Yumruk yiyenleri beğenmeseniz de yumruk atanları kınamayı, sağduyu sahibi bir insanın yapması gereken bir iş olarak görüyoruz.Daha sonrasında da AKP’li Belediye Başkanı Dinç ile Diyarbakır İl Başkanı Aksoy saldırıya uğradı. Kayseri’de Bakan Taner Yıldız’a yapılan saldırıyı kınayan AKP Diyarbakır İl Başkanı Baki Aksoy’un, yaptığı açıklamadan sonra yumruklu saldırıya uğraması dikkate değer!Öyle görülüyor ki, Türkiye halkı, yumruğunu sıkmış bekliyor.Punduna getirdiğinde AKP iktidarına (seçim sandığında) topluca yumruğu yapıştıracak. Böylece, milleti yerle bir edip BOP Eş-Başkanı olma heveslisi olmayan, milli bir iktidarın yolunu açacak.Samsun’da yaşanan ve diğer yurt köşelerinde yaygınlaşarak devam eden yumruklama olayları, yurttaşların artık zıvanadan çıkmaya başladıklarını bir göstergesi olarak görülmelidir. Öyle ya; bazılarına özel çadır mahkeme, bazılarına terörist kurşunu!Türkiye aleyhine çalışanlar ödüllendirilir, Türkiye sevdalıları Silivri’ye doldurulur; bazılarının sırtı sıvazlanır, bazıları Abdi İpekçi Parkında “düşman misali” havuza dökülürse olacağı budur.Bazıları, devlet olanaklarıyla yüksek maaşlı işlere yerleşir, bazılarının burnuna 4C dayanırsa olacağı budur!Toplum iktidardakilerin çabalarıyla ikiye bölünmüş. Bizden olanlar olmayanlar. Bizden olanlara bal börek, olmayanlara zehir zemberek!Türkiye halkı zıvanadan çıkmasın da ne yapsın?Tepki için kendini ifade edemeyenlerle, özgürlükleri kısıtlananlar arasındaki ipin ucunu kaçıranlar da fırsatını buldukça yapıştırıyor yumruğu.İktidardakilerin unuttuğu: Türkiye Cumhuriyetinin ve halkının egemenliği, hiçbir uluslararası güce devredilemeyeceği ve hiçbir ortaçağ kurumuyla paylaşılamayacağıdır. Başarıya ulaşmak için Cumhuriyet, millet, vatan, kamu çıkarı, gerçek demokrasi, laiklik ve hepsinin temelini oluşturan Atatürk Devrimi cephesinde konumlanmak gerekir.Cumhuriyetimizi ve toplumumuzu Atatürk Devrimi temelinde yeniden örgütlemek dışında bir çözüm yoktur. Çünkü Türkiye Devleti ve Milleti; Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimcidir.“Bağımsız ve güçlü devlet, Etkin hükümet, Hukukun üstünlüğü ve hızlı adalet, Örgütlü halk,Özgür ve eşit yurttaş, Aydınlanmış ve çağdaş toplum, Planlı ve halkçı ekonomi, Bölgelerarası denge, Çalışan ve üreten Türkiye!” ilke özelliklerinden uzaklaştırılmış anayasalarla bu halk yönetilemez.İşte o yumrukların, bu gerçeği unutanlara atılan tepki yumrukları olduğunu en iyi siz bilirsiniz değil mi?Gelecek güzel günler, sessiz halkın gücünü göstereceği fırsatlara gebe. Milletin kabullenemediği, gayrimeşru iktidarlar yıkılacak, Milli Hükümet kurulacak ve işte o zaman, Türkiye Milli Anayasası’na kavuşacaktır!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri